Zaman zaman yazdık, çizdik, tartıştık, konuştuk, dilimizde tüy bitti, kalemlerimizin neredeyse ucu bitti, biz bıktık yazıp çizmekten, ama siz, mafya dizileri çekmekten ve masum yavrularımızın, insanlarımızın kafasını bulandırıp dumura uğratmaktan bıkmadınız.

Sigarayı, içkiyi, alkolün her türlüsünü buzluyorsunuz, ne güzel, ne kadar olumlu... Peki buradan soruyorum, tabanca, tüfek, esrar, eroin, mafya hesaplaşmaları, savaş sahneleri de en az bunlar kadar zararlı değil mi?

Yıllar yılı oynayan, bir zamanda herkesi televizyona kilitleyen o meşhur bilmem ne vadisi adlı dizi, ne verdi bu topluma? Sadece oyunculara para kazandırıp şöhret yapmaktan başka bir işe yaramadı... Allah aşkına şu toplumda kaç kişinin mafya ile direkt ilişkisi var? Hangi namuslu insan böyle bir mafyavari oluşumun içine girmek ister ki?

Hele de özel kanallarda oynayan bir çok dizide, aşk, vahşet, dehşet, kin, nefret, garez, intikam 32 Kısım Tekmili birden, ne ararsan var derde devadan gayrı... Benim saf milletimde dizilerin karşısına geçip melül melül onları izliyor... Tabi kendi de giriyor seyrederken dizinin içine... Orada ki haksızlığa uğrayan kadın veya erkek kendi oğlu kızı oluyor bir anda... Ağlayan bile varmış hüzünlü sahnelere...

Tel kanallı TRT zamanlarında yıllarca Bizimkiler diye bir diziyi kafamıza kafamıza çaktılar. Bir tane Katil, bir tane Sarhoş, bir tane Apartman Yöneticisi, bir tane hafifmeşrep bir kadın vs... Konuşma ve replikler tiplerin hepsinde hemen hemen aynı, beynimizi dumura uğrattılar... Bu muydu bizim toplumumuz?

Bir de tarihi dizi furyası çıktı... Millet de seyredip bunları tarihi gerçekler filan zannediyor... Muhteşem Yüz Yıl mış pöh! Adamın ömrünün yarısından fazlası at üstünde seferde geçmiş, siz tuttunuz adamı Has Oda’ya, Harem’e, cariyelerin arasına, saraya tıktınız, bize de bunu tarih diye kakalamaya kalktınız...

Tek yaptığınız senaristlere ve oyunculara dünyanın parasını kazandırmak tabi bir de reklam verenlere ve reklamcılara, onları da es geçmeyelim. Toplumun ahlaki yapısı bozuluyormuş, aile bağları zedeleniyormuş, bunlar sizin umurunuzda mı? Sanmıyorum...


Ahmet ZEYTİNCİ