7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1259
Okunma

Gece yarısı 00.03 pasifik Okyanusunun orta noktası.
C-19/01 Ben, ko mu tan Ri ki. Son du rum hak kın da ALFA V-X 20’ye bil gi geç in ta mam.
Dünya dışı canlıların içinde olduğu uçan daire C-19/01. Kaptan Miki ve üç kişilik mürettebatıyla Pasifik okyanusu üzerinden gökyüzüne doğru yükseliyordu. Uçan daire ışıklarını yakarak gökyüzüne yükselirken bir yandan da yukarıda resmi olan iki milyon ışık yılı mesafedeki bir galakside yaşayan ALFA V-X 20 uzay İstasyonunun komutan Riki ve ekibine son durumla ilgili bilgi geçiyordu.
-C-19/01’den ALFA V-X 20’ye bil gi ge çe ce giz fa kat se si niz, ke sik, ke sik, ge li yor ta mam.
Man yak mı sın lan, ne ke siği biz uz ay lı de ğil mi yiz oğ lum on nun iç in böy le, he ce le ye rek, ko nu şu yo ruz. Se lam dün ya lı biz dost uz he sa bı çak tın mı köf te yi hay ret bir şey sin ta mam.
-Ha! Şim di an la dım ta mam.
Uçan daire ile galaksideki merkez istasyon da yaşayan uzaylılar arasında süren konuşmalar bu şekilde sürüyordu. Uzay istasyonun komutanı Riki uçan daire kaptanı Miki ye dünya da yaşanan virüs salgını ve karantina süreci hakkında sorular soruyordu.
Kap tan Mi ki dün ya da ka ran ti na sü rü yor mu, sal gın dan öl en çok mu, vi rü sü kim yap mış bel li mi?
-Ko mu tan Ri ki ka ran ti na sü rü yor ve çok öl en var an cak vi rü sü kim in ür et ti ği bel li de ğil.
Kap tan Mi ki ba na bak! Ul an bu in san lar vi rüs ola yı nı bi ze kit le me sin ler?
-Ko mu tan Ri ki ma a l es ef böy le bir teh li ke var. Çün kü dün ya si ya set çi le ri su çu bir birle ri nin üz er ine atı yor lar. Biz im üz er im ize hay de hay de at ar lar.
Vay an na sı nı mi ki yim.
-Ba na mı de di niz ko mu tan ım? ta mam.
Yok, be oğ lum sa na, de me dim ta mam.
Olan biteni anlamaya çalışan uzaylılar virüs salgınından dolayı Amerika’nın, Çin’i ve dünya sağlık örgütünü, İngiltere ve Fransa’nın Rusyayı ve Çini, İran’ın Amerikayı, Rusya ve Çin’in de tüm Avrupayı suçladığı dünyamız da Uzaylıları bile şaşırtan garip olaylar yaşanıyordu.
Bu ülkeler virüsün yayılması konusunda birbirlerini suçluyorlardı. Ancak ve aslında hiçbir ülke masum değildi. Çünkü on yıllarca dünya kaynaklarını israf etmiş ve milyarlarca hatta trilyonlarca miktardaki parayı insanlığın mutluluğu ve sağlığı için kullanmak yerine gerçekte hiçbir zaman kullanmayacakları binlerce nükleer başlıklı füzelere harcamışlardı. Dahası o kadar parayı boş yere Tank, top, savaş uçağı, roket, bomba vs türünden milyonlarca adet ve çeşitte konvansiyonel silahlara yatırmışlardır.
Kaldı ki binlerce nükleer başlıklı füzelerden biri bile Hiroşima’ya atılan atom bombasının yaptığı radyoaktif tahribatın en az otuz katını yapabilecek kuvvete ve yıkım gücüne sahiptir. Füzelerin böylesine tehlikeli ve etkili olduğu düşünülürse beş, altı tanesi bile dünyanın felaketi olmaya yeter. Hatta bazı bilimsel verilere göre dünyayı yörüngesinden çıkarıp, insanlığı tümden yok edebilir. Ama buna rağmen insanlık anlamsızca büyük bir ekonomik kaynağı bu silahlara ayırmıştır. Kelimenin tam anlamıyla bu büyük ekonomik kaynağı ölü yatırıma dönüştürmüştü.
Geçmişte okuduğum bir bilim teknik dergisinde dünya bin dokuz yüz elli den bin dokuz yüz doksan dokuz yılının sonuna kadar olan sürede yani son elli yılda silahlanmaya ve askeri alanlara bu kadar çok parayı harcamamış olsaydı. İnsanlığın iki yüz yıl sonra ulaşacağı teknolojik gelişmişlik seviyesine bu gün sahip olacağının bilgisine ulaşmıştım. Bu istatistiksel bilgi ( iki bin- iki bin yirmi yıllı arasındaki son yirmi yıllık süreyi kapsamıyordu.) Başka bir değişle insanlığın son yirmi yılda silaha ve ordulara harcadığı paralar bu değerlendirmenin dışındaydı.
İnsanlık sağlıktan eğitime ulaşımdan iletişime kadar vs iki yüz yıl sonra ulaşacağı gelişmişlik seviyesi ne ise o seviyeye günümüz de ulaşmış olacaktı. Peki, dünya genelinde her ülkenin para birimi üzerinden harcanan trilyonlarca miktardaki paralar nereye gitti? Buhar olup uçmadı tabi, dünya siyasetine yön veren bir avuç uluslar arası silah tüccarının ve çok uluslu silah baronlarının kasasına girdi.
Aslında bu gün bir birini suçlayan dünya liderlerinin bilinçaltında yatan suçluluk duygusu ve travmatik paniğin nedeni kendi ülkelerindeki insanların her an bu paraların hesabını sorma korkusudur. Çünkü bu ülkelerin askeri anlamda süper güç olmaları hiçbir işe yaramamıştır. Güçlü olarak bilinmelerine rağmen kapasitesinin on da biriyle bile hayatı felç eden Covid-19 korona virüsüne karşı süper güçler son derece aciz kalmışlardır. İnsanlık yaşadığı acizlikten gereken dersi çıkarmış mıdır onu zaman gösterecek.
İnsanlığın refahı için harcanması gereken paralar hiçbir işe yaramayan silahlara yatırılmış sağlık hizmetlerinden beslenme ihtiyacına kadar birçok alanda tüm dünya ülkelerinin sosyal devlet açığı gün gibi ortaya çıkmıştır.
Dolayısıyla bu gerçeği bilen uzaylılar faturanın kendilerine kesilmesinin haklı tedirginliğini yaşıyorlardı. Doğal olarak uzay istasyonu ALFA V-X 20’nin komutanı Riki uçan daire C-19/01’nin kaptanı Miki’nin dünyayı terk edip galaksideki uzay istasyonuna acilen dönmesini istiyordu.
Kap tan Mi ki, der hal üs se ge ri dön ün ta mam.
Tek rar ed di yo rum der hal üs se ge ri dön ün ta mam.
Komutan Riki bu anonsu yaparken zor duyulsa da boğul tulu bir sesle kaptan Miki’nin üzerinde ki cip’ten onun biriyle konuştuğunun sesini duyuyordu.
Gö zü nü se ve yim vur ma abi,uç an, da ire miz bo zul du ül ke ni ze ac il in iş yap tık baş ka ama cı mız yok tu abi. Kur’an çarp sın biz im vi rüs le bi iş im iz ol maz. Biz de em ir ku lu yuz. vur ma abi, yok abi ne dal ga geç me si, bi zim ko nuş ma mız böy le!!!
Serhat BİNGÖL 19.04. 2020