- 525 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Korona Virüs Mü? Hava Zehirlenmesi Mi?
Malum bir süre önce korona virüs diye bir virüs çıktı ortaya.
Peki nedir bu corona virüs? Uzmanların açıkladığına göre insandan insana bulaşan bulaşıcı bir hastalık!
Ben zaten insanlara yaklaşmıyorum hep kaçıyorum. Hatta kimsenin yemek tabağına kaşık bile sokmuyorum; eğer bir hastalığı varsa bana bulaşmasın diye, virüs vücuduma ulaşmasın diye.
Vallahi billahi herkes tutturdu bir korona virüsü.
Evden veya bulunduğunuz kapalı alandan dışarıya çıktığınız zaman, başarıya çıktığınız zaman demektir. Dışarıya çıktığınız zaman burnunuza bir koku gelmesi lazım, burnunuza koku gelmiyor mu? Burnunuz koku almıyor mu? Havada bir zehir kokusu yok mu? Bu konuyla ilgili kimse bir şey yazmıyor, neden? Bu konuyla ilgili neden kimse bir şey yazmıyor çok merak ediyorum!
Mesala İstanbul sokakları bomboş. Çünkü insanların hepsi uyanık.
Ben bu olay başladığında hissettim. Dışarıya çıktığımda burnuma havadan bir zehir kokusu geldi. Bu zehir kokusu nedir tam olarak anlayamadım, çözemedim; bu kadar büyük bir Allah yapısı havaya herhangi bir güçlü el zehir yayamaz diye düşünüyorum. Öyleyse bu Allah tarafından gelen bir şey. Ya Allah’ın sisteminde teknik bir sorun oluştu, ya kötülere dur uyarısı yada kıyamet alameti.
Gündüz dışarıya çıktığım zaman havada etkili bir zehir kokusu var, bu koku akşam olunca üç dört katı şiddetinde oluyor. Akşamdan itibaren kapıdan dışarıya çıkamıyorum.
Eczaneye gidecektim, kapıyı açtım aynı koku var; yarın gündüz giderim diye kapıyı kapattım.
Şimdi, bu zehir kokusunu soluyan yaşlı başlı insanlar, direnci zayıf olduğu için dayanamaz zaten ölür! Genç insanların direnci biraz güçlü olur, bu kokuya az dayanabilir.
LÜTFEN KALBİMİZE ALLAH SEVGİSİNİ EKELİM.
İnsanların mağdur olmamaları ve ağır travmalar yaşamamaları için işsiz her bireye maaş verilmesini öneriyorum.
Ve soruyorum bu korona virüsü mü? Hava zehirlenmesi mi?
Yakuphan Kılınç
YORUMLAR
Hayat Sınavı
Şu anda yıl olarak 34 yaşındayım. Bu yaşıma kadar düşe kalka geldim. Tabi gelirken gençliğimin toyluğuyla cahilliğiyle hatalar da yaptım ve bu hatalarımın bedelini de çok ağır ödedim; ve hâlen de ödüyorum.
Yanlış, bela insanlarla karşılaştım hayat yaşam yolunda; elimi verdim kolumu geri alamadım. İnsanların alnında ne olduğu yazmıyor ki.
Yanlışları attım, yola doğrularla devam ediyorum.
Yanlış, bela dostum arkadaşım yok; bundan sonra da olmayacaktır. Arkadaşımı dostumu doğru düzgün insanlardan seçiyorum. Çünkü yanlış arkadaştan dosttan zarar gelir; ben zarar gördüm; bunu yaşadığım tecrübeyle yazıyorum.
Arsızdan hırsızdan arkadaş olmaz; arsızlık yapar, hırsızlık yapar çalar. Bugün başkasından çalar, yarın senden çalar; çünkü hamuru böyle; tecrübem konuşuyor! Namussuzdan arkadaş olmaz her türlü iftira atmaya hazırdır, satmaya hazırdır, aşına zehir katmaya hazırdır; uzak durmak gerekiyor. Şerefsizlerden namertlerden arkadaş olmaz; bunlar da diğerleri gibi çok tehlikelidir; provokatörler hazırlayıp, bu provokatörlerle de asılsız dedikodu yapıp algı senaryoları yazıp seni karalayıp mağdur eder; etrafında da kimse kalmaz, bir bakmışsın etrafındakilerin hepsi satılık. Yalnız başına kalırsın. Başına kötü şeylerin gelmesini istemiyorsan hamurunda en ufak bir bozukluk olanı hayatından çıkar; burda tecrübe konuşuyor.
Hiç bir zaman yanlış insanlarla ilgili konuşma bu tür konuşma olan ortamlardan uzak dur; isterse hiç arkadaşın dostun olmasın. Yanlış arkadaş dost zarar verir başarısızlık getirir. Tek başına ol doğru ol çalış başarılı olursun. Yanlış insanlarla takıldın mı hem başarısız olursun hem başına musallat bela olurlar kurtulamazsın.
Benim bugüne kadar yasa dışı işim olmadı, bugünden sonra da olmayacaktır.
Yasa dışı çalışan, çete kuranların er geç hem mal varlığına el konur hemde kollarına kelepçe vurulup cezaevine girer; bunlar için elimden geleni yapacağım saltanatlarını bitireceğim, düzenlerine son vereceğim!
YAKUPHAN KILINÇ
Keskin Bıçak
Geçtiğimiz günlerde, seçtiğimiz günlerde, açtığımız günlerde yirmi beş tl'ye bir bıçak aldım. Bıçak çok keskin çıktı. Bu bıçak haberim olmadan daha önce birsefer parmağımı kesmiş, ben sonradan gördüm.
Bugün kahvaltımı yaptıktan sonra, vitamini kaptıktan sonra, doğru yola saptıktan sonra bir portakal yiyeyim dedim. Portakalın kabuğuna dikkatlice baktım, sonra elime alıp götürüp musluğun önünde yıkadım. Arkasından keskin bıçağı da yıkadım. Bıçağı yıkadıktan sonra, kulağımı tıkadıktan sonra, portakalı soymaya başladım ve portakalı soydum; portakalı soyduktan sonra ortadan ikiye bölmek için portakala bıçağı tuttum; bıçak portakalla birlikte sol elimdeki parmağın birisini derince kesti. Bıçak bu derece keskin yani. Allah'tan evde bir kutu yara bandı, birde kullanıma yarayacak koli bandı vardı. Para bandı da varda o bu işe yaramaz. Kan hızla akmaya başladı. Kanın akışını görünce korkmaya başladım. Hemen yara bandını parmağıma sarmaya başladım. Parmağıma tam sekiz tane yara bandı, biraz da koli bandı sardım. Yoksa kan duracak gibi değildi. Bir an kan durmayacak sandım; kanı zor durdurdum.
Bir daha asla keskin bıçak almam. Bundan sonra kör bıçak alacağım. Şimdi kör bir bıçak alacağım yada bu keskin bıçağı körelteceğim.
Yara bandı olmasaydı ne yapardım bilmiyorum. Herhalde kan kaybından ölürdüm. Lanet olsun bıçağına. Canım çok yandı acıdı! Birde sokağa çıkma yasağı var dört gün herhalde, net olarak bilmiyorum. Zor durumda mecbur durumda ne yapacağız bilmiyorum. Çünkü sokağa çıktığın zaman ceza yazılıyor; birde burdan ceza yersem yükün altından kalkamam, kesin icralık olurum. Bu yüzden çok dikkatli olmam gerekiyor.
YAKUPHAN KILINÇ