Biliyorum ki burada da 65 yaşının üstünden bir çok şair ve yazar ağabeylerimiz var. Evden çıkmaları yasak, yasak olmasına da gel sen bu durumu, yaşananları bir de onlara sor... Bakkala ekmek almak için bile çıkamıyorlar, böyle durumda hadi çıktılarda bekçilere ya da polislere yakalandılar. O zaman kıvırma taktikleri devreye girebilir...

İşin ucunda para cezası da var hapis cezası da var. O halde gelelim birinci yalana. Kıvırma da diyebilirsiniz buna... ’’Evladım hanım yatalak, çoluk çocukta yok, ekmek almaya süt almaya çıktım, o dediğiniz numaraları da aradım açmadılar ne yapayım?’’

Başka bir kıvırma örneği. ’’Benim raporum var çocuğum, beni yakalasanız bile hapse atamazsınız ancak kliniğe götürürsünüz, ben de orada yan gelir yatarım.’’ Çıkar raporunu amca da derlerse, işte o zaman işiniz biraz zor... Harbi raporunuz varsa yırtarsınız...

Al başka bir tane daha ’’Asker kaçağı imişim evladım askerlik şubesine gidiyorum. Oradan da silüsümü alıp birliğime teslim olacağım.’’ diyebilirsiniz ama, polisler ya da diğer güvenlik görevlileri büyük ihtimalle bunu yemezler, size söyleyeyim...

Palavranın bini bir para... ’’Cenazem var, yeğenimin kız kardeşinin kocasının bacanağı ölmüş.’’ gidelim de ona son görevimizi yapalım evladım diyebilirsiniz... Hatta bir de ölüm ilanlarının bol olduğu bir gazete alın yanınıza onu da gösterirsiniz görevlilere, daha da inandırıcı olur...

Torununuzun eski arabasından çıkma bir direksiyon alın elinize, bir de sopa o da vites niyetine ’’Düüüüüt düüüüüüt ınnnnnn vınnnnnn.’’ diye korkmadan dolaşın sokaklarda. Bakmışsınız arkanızdan altmışbeş yaş üstü, on beş yirmi kişi daha sizin peşinize takılmış geliyor. Atalar da ’’Hacı hacıyı Mekke’de deli deliyi dakkada bulur.’’ demişler de ne iyi etmişler... Hunileri de unutmayalım...