16
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1764
Okunma


Karantina koşulları henüz bu kadar sıkı uygulanmadığı bir süreçte çalıştığım iş yerinde gönüllülük esasına dayalı karantina altına girme kararı almıştık. Kademeli olarak bölümler ve guruplar halinde üretimimizi durdurup karantina altına giriyorduk. Geçtiğimiz cuma günü en son gurup olarak bizler de karantinaya girdik. Böylece üretim bantlarımız sessizliğe gömülmüş ve makineler susmuştu. Kafamız karışık duygusal anlamda buruk bir ruh hali yaşıyorduk çünkü onlarca yıldır faaliyet gösteren firmamız ilk kez böyle bir durumdan dolayı üretimini durdurmak zorunda kalmıştı. İş yerinde sadece gece ve gündüz dönüşümlü görev alacak ve firmayı koruyacak güvenlik görevlisi arkadaşlarımız kalmıştı.
Duygusal anlamda buruk anlar yaşasak da bir taraftan da karantina altına gireceğimiz günü kendi adıma iple çekiyordum. Çünkü karantinaya girdiğimizde onu fırsata çevirip iş yoğunluğundan dolayı elimi bile sürmediğim kitaplarımı okumayı hedefliyordum. Ve tabi ki hayatımda önem verdiğim aktivitelerden bir olan ancak fazla zaman ayıramadığım edebiyat defterine bolca zaman ayıracaktım. Ve hayranı olduğum yazarların şiir ve yazılarını keyifle okuyup, uzunca yorumlar yazacaktım. Ancak maalesef en azından şu ana kadar öyle olmadı.
Her hangi bir sağlık sorunum olmamasına rağmen karantinada olduğum son beş gündür başımı yastıktan kaldıramıyor sürekli uyuma ihtiyacı duyuyordum. Öyle ki, eşimin söylemesine göre! Adeta komada uyuyordum. Rahat uyuyup istirahat edebileyim diye eşim evin sabit telefonunun fişini çekip, cep telefonumu da kendi yanına alıp beni dış dünyadan izole ediyordu. Adeta özel sekreterim gibi arayanları not edip uyandığımda geri dönmem için bana hatırlatıyordu. Sanırım yaşadığım bu derin uyku hali sınırlı uykuyla geçen yoğun çalışma temposunun bedeli veya bir tür rövanşıydı.
Evvelsi gün yine böyle derin uykuda olduğum bir anada rahat uyumam için imtina eden eşim ısrarla seslenip uyanmam için yoğun çaba sarf ediyordu. Nihayetinde uyandığımda elindeki telefonumu gösterip güvenlik sorumlusu arkadaşımızın çok önemli bir konuda benimle görüşmek istediğini söyledi. Telefonu eşimin elinden alıp alo dedim. Telefonun diğer ucunda güvenlik sorumlusu arkadaşım Zafer Bey vardı. Heyecanla konuşmaya başladı. Bölge jandarmasından bir ekibin iş yerine geldiklerini ve biri ulaşım hizmetlerimizi sağlayan, iş yeri servislerinden sorumlu Harun Bey de ve diğerleri de bantlarda çalışan mesai arkadaşlarımız da virüs belirtisine rastlandığını söylediklerini iletti.
Jandarma komutanı hastalanıp hastaneye giden Harun Bey ve ikisi hanım biri erkek toplamda dört arkadaşımıza yapılan korona virüs testlerinin pozitif çıktığını söyleyip iş yerindeki güvenlik görevlilerinin hiçbir şekilde oradan ayrılmamalarını önemle tembihleyip gittiklerini söyledi. Biz daha Zafer beyle bu konuda konuşurken şirket içi vat sap hattımıza başta insan kaynakları müdürümüz olmak üzere diğer müdürlerimizin ve idari kadrodaki arkadaşlarımızın mesajları birbiri ardına düşmeye başlamıştı.
Konuyla ilgili birkaç kişi ile acil telefon görüşmesi yaptıktan sonra başta bölge jandarma komutanlığı olmak üzere gerekli mercilere gitmek için evden çıkmak üzere hazırlanırken o an’ il sağlık müdürlüğünden beni aradılar. Daha olayın şokunu atlatamamış ve neyin ne olduğunu tam olarak anlayamamışken hemen il sağlık müdürlüğünden aranmış olmanın şaşkınlığını yaşıyordum. Beni arayan görevli kibar bir üslupla konuşup korona virüs sonuçları pozitif çıkan arkadaşlarımla ne sıklıkla görüştüğümü temas edip etmediğimi ve son günlerde kendimi nasıl hissettiğimi sordu, sonrasında da (dün için) yarın eve sizi ziyarete geleceğiz dedi ve bu süre zarfında kesinlikle ev den dışarı çıkmamamı rica etti.
Mecburen dışarı çıkmayıp il sağlık müdürlüğünden gelecek arkadaşları bekledim. Nihayetinde sabah saatlerinde üç hanım sağlık çalışanı evime geldi. Bana neden evden çıkmamam gerektiğine dair kısa bir sunum yaptıktan sonra evden çıkmayacağıma dair hukuki bir belgeyi verdikten sonra her gün bir ekip tarafından denetleneceği mi söylediler. Evden çıkmamamı çıkma durumumda ise hakkımda yasal işlem yapılacağının uyarısını yapıp iyi niyet dileklerini sunduktan sonra gittiler.
Ülkemizin koronavirüs salgını ile mücadelede, başka ülkelerle kıyaslandığında ne kadar başarılı olduğunu bilmem, zaten başarılı olup olmadığını değerlendirebilecek teknik veya tıbbi bilgiye de sahip değilim. Ancak il sağlık müdürlüğünün çalışanlarının sürat’le olaya müdahale etmeleri, iş yerimizde çalışan ve bir birine yakın da olsa Kocaeli, Yalova ve Bursa da ikamet eden çalışanlarımızın her birine tek tek ulaşmalarına ve kontrol edip denetlemelerine hayran kalmıştım. Bu aynı zaman da sağlıkçıların özverili çalışmalarının takdire layık olduğuna dair güzel bir örnek teşkil ediyordu.
Nihayetinde firmamızın ulaşım sorunlarını çözen servis sorumlumuz Harun Bey ve diğer mesai arkadaşlarımla telefonda görüşüp sağlık durumlarını öğrenme şansım oldu. Hastaneye yattıkları ilk güne göre oldukça iyi olduklarını ve doktorlarının mesai arkadaşlarıma sağlık durumlarının gün be gün daha iyiye gideceğini söylemeleri bana da büyük moral oldu ve hepimizi çok sevindirdi.
Umarım ve dilerim ülkemiz ve tüm dünya şu korona virüs diğer adıyla Covid-19 denilen beladan bir an önce kurtulur.
Serhat BİNGÖL 01.04 2020