“neyse”leri hiç sevmem

Dert (corona) virüsü var ise, şartlar ne kadar ağır olursa olsun inananlar için devâ dağıtan bir Lokman Hekim vardır

Yüce Allah’ın rızasını esas almışız ve inanmışız ki temizlik imândan bu sebeple devâ sığınağımız.

Şimdi hangi perspektiften yazsam meseleyi, saygı duyduğum o saygın insan Osman Durmuş’un yanında görüyorum kendimi

İyi düşünmek gerek, deprem oluyor eve girmeyin diyorlar, corona virüsü oluyor evden çıkmayın(!)

Korkmuyoruz sağlaması olmayan boşluklardan, birisi de çıkıp hülâsa etmiyor uykunun en derin perdesi çekilmiş üzerimize

Hastalığa bakıp tahmin ile kalanlar, tahlil gerekmez mi? Hadisata yorum, sebeplerle bakışın birde kaderin plan ve programıyla bakıp akıl etmek lazım gelmez mi?

Çin de ortaya çıkan bu virüsten, Türkiye bile sıkıntıya düşüyor da “DoğuTürkistan”da Uygur Türkleri etkilenmiyorsa sebeplerle ilgili bakışı bir kenara bırakıp hakikat canibinden “Müberra Dinimiz İslâm”ın murad ile bakışına başvurmamız için ne bekliyoruz?

Bu bakışta misal bile boşa gitmez ki, bakışın hakkını vermek doğrusu. Yanlışı ise avâmi bakış

Uygur Türkleri için, siyaset kılıklı devlet adamlarımızın yüzünden kahkahası eksik olmayan bir kötülüğün sahibi olduk. Fakat unuttuk ki, her kışın bir baharı vardır her gecenin bir nehârı.

Nasılsın sözcüğüdür bazen hayat ve kime-kimlere dedik kime-kimlere demedik. Paçaları yerde sürünen daha neler neler var…

Ahhh ah

liyâkatsız-kabiliyetsiz
memleket yöneticilerine neler oluyor
neler oluyor bilmem amma
bildiğim şu gerçek alışılmışın dışında
millet burnundan soluyor…

Hadisatın diliyle
anladık ki, hiçbir mutluluğun dudağı
sandığımız gibi değilmiş