- 435 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CEZA VE MÜKAFAT BİR ARADA
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ninem düştü beşikten, dedem düştü eşikten, biri kaptı maşayı, biri kaptı şişeyi, gösterdiler köşeyi. Ben kaçtım onlar kovaladı, onlar kovaladı ben kaçtım, az gittik uz gittik dere tepe düz gittik, altı ay bir güz gittik, dönüp bir de arkamıza baktık ki ne görelim, bir arpa boyu yol gittik.
Bir varmış bir yokmuş, köyün birinde yalnız, yapayalnız bir adam yaşarmış.
Sabahları güneş doğmadan hemen önce başlayan horozların son nefesini verircesine ötüşleri,
müezzinin insanüstü bir gayretle bozuk mikrofondan sözümona güzel sesini parazitler içinde bağıra çağıra duyurma çabaları,
köy ahalisinin evin dışındaki çeşmesinden buz gibi akan su’ya yüzünü yıkamak için uyuşuk uyuşuk gidip, titreye titreye aceleyle eve girme gayreti,
emişen kuzuların analarının boğazdan gelen melemeleri.
Tepeden baktığınızda üç dağın eteğinde kurulmuş, içinden üç dağın yüreğinden fışkıran ırmakların can verdiği bu cennet minyatürü köy,
İçinden baktığınızda, nasırlı eller, çökmüş avurtlar, parmak giren alın çizgileri ve sessiz çığlıklar ülkesiydi.
Nasırlı ellere, çökmüş avurtlara, sessiz çığlıklara rağmen herkes hayatından memnunken,
Yalnız, yapayalnız adam;
Pejmürde bir sonbahar akşamında
Küflenmiş hayallerin
Küllenmiş hatıralara dönüştüğü zamanlarda
Yokluğun ve varlığın ortasında,
Kimsesiz ve sessiz zamanı seyrediyor.
"Tanrının insana verdiği en büyük ceza ve en büyük mükafattır hatırlamak" diyor gözleri çıplak ayaklarına bakıyor iken.
mutluluğu, acıyı
sevinci, hüznü
dostluğu, düşmanlığı
sadakatı, ihaneti
iyiliği, kötülüğü...
Ceza ve mükafat birarada.
Köylünün aklında aynı soru: “güçlü mü, umursamaz bir egoist mi?”
Yalnız adam oturduğu sandalyeden başını kaldırıp ahşap çerçeveli camdan dışarıya bakarken, gözlerinde ışıltı ve dudakları Albert Camus un sözleri ;
"HEPİMİZİN ÖLECEK OLMASI HAYATI BİR ŞAKAYA DÖNÜŞTÜRÜYOR"
Ve hemen ardından Nazım ın dizeleri geliyor aklına:
"YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ BÜYÜK BİR CİDDİYETLE YAŞAYACAKSIN"
İşte yine aynı çelişki diyor, savurduğu küfürün ardından.
İri gövdesi ile oturduğu sandalyeden kalkıyor, elleri iki yanda
İri çıplak ayakları ile tuvalete doğru giderken sövüyor prostatına ana avrat
YORUMLAR
erdal güvenli
Selam ve saygilarimla