- 561 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Büyümeyen çocuk Güngör
Ah biz çocuklar ne kadar masum ve bir o kadar da acimasızdık.
Dovn sendoromluydu Güngör mahallenin çocuğuydu az biraz anlar, anlatırdı bir şeyler yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz kendi kelamıyla .Bütün çocuklar onu kızdırmayı görev edinmiştik kendimize. Güngör’ün bizden biraz farklı halî ve görüntüsü alaya almak için iyi bir malzemeydi bizler için. Sırtına vurur sonra kaçardık.
"Güngor bizi yakalayamaz ki " diye defalarca söyleyerek...
Güngör bizim onunla dalga geçtiğimizi asla anlamazdı...Sanırdı ki biz onunla oynamayı cok seviyoruz.O yüzden mutlu olurdu çoğu zaman biz onunla oyun oynuyoruz diye..
Nede olsa kenardan oyun oynayan çocukları seyretmek her zaman eğlenceli değildi,oda katılmak isterdi oyunlarımıza...
Ne iyi kalpliydi Güngör bir gülerdi içini ısıtırdı gülüşüyle herkesin onu seven mahalleli teyzeler başını okşar ona çikolata şeker verirdi..Çocuklarda ona olan bu ilgiyi kiskanirdi...
Teyzeler "hadi çocuklar sizede var çikolatalar kıskanmayin ama bir şartla veririz rahat bırakın Güngor’u o büyümeyen bir çocuk " derlerdi bize..
Kafamız karisirdi nasıl büyümezdi ki insan, çocuklar büyüyünce adam olmuyormuydu?
Yani "Güngör hiç adam olmayacak mı?" diye gülüşür bu sefer Güngör ’ün etrafında "Çocuk Güngör" diye koşuşurduk..
Kızardı bize bazen ama kimseye de zarar vermezdi Güngör.
Çünkü bilmezdi kötülük nedir melek yüreğiyle..
Dedim ya ah biz çocuklar bir yanımız masum diğer bir yanımızda acımasızdı. Oyun sanardık herşeyi.Ve oyuna arada değişik malzemeler bulmak bizi heyecanlandirirdi.
Çocuktuk..
Dalga geçmenin günah ve ayıp olduğunu söylese de annemiz babamız biz birbirimizden cesaretle devam ettirdik bu acımasız oyunları...
Yine bir gün Güngör’ ü kızdırıyorduk.Deli Güngör diye,
Arka arka geri geri giderken birden kendimi derin boşlukta bir kuyuda buldum
Fotoseptik çukurunun içine düşmüştüm..
Sırtım düşerken duvarlarına sürtmüş kan revan olmuştu..
Allah’tan kuyunun içinde lağım suyu yoktu.Yerde bir sepet vardı.
Çocukların hepsi kuyunun tepesinden bakıp bu sefer benle dalga geçmeye başlamışlardı..
"Salak Nevin salak Nevin" diye dünyam başıma yıkılmıştı canımın acımasına değilde en çok o alaylar, o gülüşmeler canımı yakmıştı.
Demek Güngör’ude böyle üzüyorduk içini acıtıyorduk yinede o bizle oynamaktan mutlu oluyordu.
Melek yüreğiyle...
O gün çok utanmıştım hem çocukların benimle dalga geçmesinden, hemde Güngör’le özel bir çocuk diye dalga geçmelerimizden...
Çukurun yanındaki demirleri merdiven gibi tutuna tutuna çıktım elimde ki sepetle
" ya ben aslında sepeti almaya inmistim"de dedim çocuklara aklımca artık kimi kandiriyosam.
Allah’tan ayağım kırilmamısti...Herkes başıma toplandı "bir şeyim yok" dedim çünkü annemden dayaktan korkuyordum eskiden öyleydi çukura düştüm diye bide anneden dayak yemekte vardı işinucunda.
Kardeşlerimle eve giderken biri belediyeyi aradı logar kapağı kapatılsın diye...
Sırtımdan üç dört gün yatamadım agridansızıdan,yaralardan gizliden ecza dolabında aldığımız yara kremini kardeşlerim sırtıma sürüyor evdeki işleride onlar üstleniyordu..
Yani annem durumu anlamasın diye elimizden geleni yaptık çocukluk işte belki dayak yemiyecektik ama aşırı yaramaz olan bizim yaramazliklarimizdan anamızada gına gelmişti işte...
Sonra sokağa çiktığım gün ilk Güngör yanıma geldi uf oldu sen dedi kendi anlatabildigi lisanıyla..Bir daha utandım belki aklı büyümeyecekti çocuk kalacaktı o ama asıl adam oydu tertemiz yüreğiyle..
Ve ben bir daha özel durumlu hiç bir insanla dalga geçmedim bir daha.Aksine onunla dalga geçenlere düşman oldum korudum onu o çünkü masum bir melekti..Ve bir daha ceza cekmeyede niyetim yoktu.Allah’’ın sopasını yemiş akillanmis dersimi iyi almıştım.
Siz siz olun kimseye bir kusuru ve özel durumundan dolayı dalga geçmeyin.Olurda aynı silahla vurulursunuz ya kendiniz yada sevdikleriniz
NEVİN AKTEKİN GÜLFIRAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.