- 314 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MİSAFİR BÖLÜM-7
BEKLENMEYEN MİSAFİR
BÖLÜM-7
Asayişten çıkarken, Büşra yanımıza gelerek, ‘’Benimle mi geleceksiniz? Yoksa daha sonra mı geleceksiniz’’ diye sordu.
Eda’ya baktım sesini çıkarmayınca, cevap vermek bana düştü. ‘’ Önce eve uğrayalım, evden sana geçeriz.’’
‘’ O zaman ben çıkıyorum Heval’ciğim. Eve giderken pazara uğrayacağım.’’ Heval, akşama görüşürüz diye cevap verdi.
Eve gelince, derin bir oh çektik. İş çıkışı İstanbul’un trafiğine yakalanmak çok büyük işkence. Gece Büşralarda kalacağımıza göre, fazla abartmadan giyinelim.
Üzerimizi değiştirdik, Eda’ya takılmadan geçemedim,
‘’ Kız ne giyersen üzerine yakıştırıyorsun.’’
‘’ Dalga geçme abla, yanımda ne varsa onu giydim.’’
‘’ Çok güzel olmuşsun, şu kolyeyi de tak bakayım. Belki Sercan’ın yakışıklı bir arkadaşı vardır, senide baş göz edip aradan çıkarıveririz.’’
‘’ Abla gitmeden biraz konuşalım, bundan sonra ne yapacağız?’’
‘’ Hele bir yarın olsun Haznedar’ın yolu gözüktü bize?’’
‘’ Aaa neden abla?’’
‘’ Gidince neden olduğunu anlarsın?’’
Saat tam sekizde, Büşra’ların dairesinin önündeydik, Kapının ziline bir kere dokundum. Biraz sonra içeriden, Feriha teyzenin sesini duyduk. ‘’
Geliyorum kızlar, Kıymet kızım rahat dur.’’
Kapı açıldı,
‘’ Gelin kızlar, hoş geldiniz, siz salona geçin ben geldiğinizi Büşra’ya haber vereyim.’’
Heval,
‘’ Büşra nerede ki Feriha Teyze?’
‘’ Sercan’la mutfaktalar.’’
‘’ Hadi Eda bizde mutfağa geçelim. Biz geldik.’’
‘’ Hoş geldiniz keşke Hansa’yıda alsaydınız?’’
‘’ Başka zaman oda gelir Büşra’cığım. Bu haspa senide mi mutfağa çekti Sercan?’’
‘’ Ne yapayım, emir demiri kesermiş, ağır misafirlerimiz gelecek. Rezil olmayayım diye beni de çalıştırıyor.’’
Heval,
‘’ Ay kıyamam sana zavallım nedir senin bu kızdan çektiğin.’’
‘’ Büşra’ma laf söyletmem.’’
‘’ Ay tamam ne halin varsa gör. Sana az bile yapıyor.’’
Eda bizim karşılıklı atışmamıza şaşırmıştı,
Feriha teyze,
‘’ Sen onlara bakma kızım hep böyleler.’’
Yemek çok güzel geçti. Daha sonra hep beraber salona geçtik. Kahvelerimizi içerken Heval,
‘’ Yarın sabahtan Lazo’yu görmeye gideceğiz, sende bizle gel Büşra.’’
‘’ Sedat Amirin haberi var mı?’’
‘’ Yok, ama sen bizimle gel ben hallederim sorun olmaz. Bizi Fındıkzade’den alırsın?’’
‘’ Şimdi anladım beni niye çağırdığınızı sen kendine şoför arıyorsun?’’
‘’ Ha şunu bileydin.’’
Hepimiz gülmeye başladık. Sercan,
‘’ Bu akşam bizde kalın, yarın hep beraber buradan yola çıkarsınız?’’
Aslında bende öyle düşündüm diye cevap verince Heval.
‘’ Sercan şuna yüz verme Allah’ını seversen, iyice yüzsüzlüğü ele aldı.’’
‘’ Bana bak Büşra Hanım Sercan’la aramıza giremezsin o kadar.’’
‘’ Eh Sercan yaptığını gördün mü? Yedir, içir doyur bir de üzerine kalsınlar. Otel mi burası?’’
Feriha Teyze,
‘’ Eda kızım sen bunlara bakma böyle birbirlerine takılmadılar mı rahat edemezler.’’ Heval,
‘’ Şimdi bize Kıymet’i anlat?’’
Kötü bir anı diye söze başladı Büşra, ‘’Babası Bay Robert’in intikamını almak için beni kolluyormuş. Bir akşamüzeri eve dönüyordum, hava kararmıştı. Birden karşıma çıktı. Elindeki silahı bana doğrultarak, bir el ateş etti kurşundan kaçamadım. Vurulup yere düşerken can havli ile silahımı çekerek arka, arkaya üç el ateş ettim. Hepsi de hedefini buldu. Hiç aklımda yokken kızı boş yere öldürdüm. Benim kızım doğunca, hiç olmazsa adını yaşatmak için kızımın adını da Kıymet koyduk.
Birkaç hafta sonra, Kıymet’in mezarını ziyarete gittim. Onunla uzun, uzun konuştum. Bir ara arkamda bir çıtırtı duyunca, hızla geri döndüm ve Bay Robert’in silahıyla burun, buruna geldim. Beni dinliyormuş. Öylece dalgın, dalgın bana bakıyordu. Silahı tutan elini yavaşça indirdi, ‘’ Seni dinledim Selma, bütün suç Kıymet’iminmiş. Ona iyi bak yalnız bırakma. Beni de ara, sıra ziyarete gel. Kızının adını Kıymet koymuşsun,
Tanrı size bağışlasın,’’ dedi ve arkasını dönüp yürüdü. Bay Robert’i sağ olarak son görüşümdü. Birkaç dakika sonra, yolun kenarında yürürken, kasıtlı olarak çarpıp öldürdüler. Öldürenlerde Kayserili Rıfat’ın adamlarıydı. Kıymet’in hikâyesi bu kadar.’’
Kıymet,
‘’ Baba Pazar günü beni sinemaya götürsene? Hani benim sevdiğim bir oyuncu vardı? Onun filmi oynuyor sinemalarda.’’
Sercan,
‘’ Kimmiş o artist? Filmin adı ne? Bakalım ben beğenecek miyim?’’
Kıymet,
‘’ Aras Bulut İynemli, 7 Koğuştaki Mucize. Ne olur baba o filme gidelim.’’
‘’ Annesi izin veriyor musun?
‘’ Bilmem? Derslerini yaparsa, düşünürüz?’’
‘’ Hepinize iyi geceler, ben ders çalışmaya odama gidiyorum. Bay bay.’’
Feriha Hanım Teyze,
‘’ Bizim zamanımızda böyle mi idi? Babamız kalk demeden yerimizden kıpırdayamazdık. Eda kızım sen hiç konuşmadın?’’
‘’ Büyüklerimizin yanında söz düşmez Feriha Teyze.’’
Heval,
‘’ Şimdi sıra sende Eda, seni dinliyoruz. Babanla aranızda olan bu kırgınlık niye? Abin babanı niçin affedemiyor?’’
‘’ Anlatacağım bu hikâye burada kalacak, hepinize güvenebilirim değil mi?’’
Büşra,
‘’ Tabi ki güvenebilirsin, hepimizin adına söz veriyorum.’’
‘’Yirmi üç yıl öncesine geri döneceğim. Babam oturduğu sokakta, bir kızı sevmiş yani annemi. Babaannemle dedemi gönderip annemi ailesinden istetmiş. Dedem babama annemi vermemiş eli boş gerisin geriye göndermiş. Sevda bu karşısında durabilir misin? Babamla annem anlaşarak bir gece kaçmışlar ve yıldırım nikâhı kıyarak evlenmişler. Ama dedem peşlerini bırakmamış ve bir gün babamı bir köşe başında kıstırarak, ‘’ Eğer kızımı geri getirip bana teslim etmezsen, kızım demem öldürürüm diye yemin etmiş. Babam içi kan ağlayarak elleriyle getirip dedeme teslim etmiş. Ama bilmedikleri bir şey daha varmış, Annem babamdan hamile kalmış. Dokuz ay sonra ikiz bebek doğurmuş yani abimi ve beni. Abim benden birkaç dakika önce doğduğu için, kendisine abi dedirtiyor. Aslına bakarsanız doğru da yapıyor. Beni hep kolladı ve korudu. Burada olan anneme oldu. Talihsiz kadın fazla yaşamadı, komşular kara sevdaya tutuldu demişler. Kederinden ölüp gitti. Bizi dedemle, anneannem büyüttü. Her fırsatta babamı bize kötüledi. Abim o yüzden babamı affedemiyor ama ben abim gibi düşünmüyorum. Düşünüyorum da burada kaybeden yalnız annem mi? Ya babam, tek dileğim Allah kimseyi böyle bir şeyle imtihan etmesin. Ben kendi şahsıma babamı hiçbir zaman suçlamadım. Babam belki de doğru olanı yapmıştı. Yirmi üç yıl önce. İşte bizim hikâyemiz böyle bir hikâye.’’
Gecenin sonu hüzünlü bitmesine rağmen hepimiz yataklarımıza çekilip, gönül rahatlığı ile uykunun şefkatli kollarına kendimizi bıraktık. Feriha teyzenin sözleri, aklıma takılıp kaldı. ‘’Evet, Feriha Teyze, zaman o kadar değişti ki, neredeyse biz çocuklardan izin alacağız. Zaten ne isterlerse onu yapmıyor muyuz?’’
Devamı var