Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
belkibirharfimben
belkibirharfimben

Farkedilirse zehirler bazı güzellikler

Yorum

Farkedilirse zehirler bazı güzellikler

3

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

614

Okunma

Okuduğunuz yazı 17.10.2019 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Farkedilirse zehirler bazı güzellikler

Birşey hakkında yazmanın en zor yanı, o şey etrafında fazla oyalanmanın, bir eşikten sonra ’inanılırlığı’ öldürmesidir. Sözgelimi: ’Boşluk’ hakkında yazarsınız. Hakikaten de içinizde bir boşluk vardır yazıya başlarken. Bu derdin dertliğine sahiden inanırsınız. Sahiden hissedersiniz. Sahiden, kaleme onu kusturmaya, onu kaleminizle susturmaya çalışırsınız. İkincil bir niyetiniz olmadan. Beğenilip-beğenilmediğine aldırmadan. Beğenilir de bu yaptığınız. Eyvah. Beğenildiğini siz de farkedersiniz.

Hatta hiçkimse tarafından beğenilmesin, fakat göze kolay gelir ya veyahut sahibi olarak siz dilegelişinden bir haz duyarsınız ya, işte bu hazzın keşfiyle birlikte metin zehirlenmeye başlar. Samimiyet zedelenir. İkincil niyet devreye girer. "Beni daha çok beğensinler!" Okurunuz bunu hisseder. Kaleminiz onlardan da önce hisseder. Tek şifası vardır: Durmak. Yazıyı sonlandırmak. Toparlayıp bırakmak.

Durulamadığında yazı artık bir bataklıktır. Güzel bir başlangıç hayat vermiştir o yazıya. Amenna. Elhamdülillah. Ama aynı güzellik farkedilmesiyle yutmuştur o yazıyı. Ne yazık. Güzelliğini farkeden güzel, eğer içi de kabuğu kadar güzel değilse, yani ki dışında herşey gibi göründüğünde dahi içinde hiç değilse, zehirlenir. Belki mürşidimin "Makbul bir insan hakkında en mühim bir ihsan-ı İlâhî, ihsanını ona ihsas etmemektir, tâ niyazdan naza ve şükürden fahre girmesin!" derken uyardığı da budur.

Bunu şöyle bir misalle zihinlerinize yaklaştırmak isterim: Allah göstermesin. Boğuluyorsunuz farzedelim. Yok, denize kadar götürmem sizi, havalar soğudu, havuzda olsun. Bir çırpınma ne kadar yerindedir. Fakat sudan çıkarıldığınızda da, evvelki acınızı daha çok hissettirmek için, çırpınmalarınıza devam etseniz iğreti bir tat verir. İnsanları acınızdan uzaklaştırır. Halbuki ne de şefkatliydiler önce koşarken.

Bir çocuğun ağrıtmayacak kadar küçük bir darbeye çığlıklı/salyalı karşılığını düşünün. Aynen o hesap. Muhatabınız işin aşırılığını farkeder. Farkedince de metnin üzerinde durduğu zemin yıkılır. Kullanılmaktadır. Kullanıldığına uyanır. Sizde şahit olduğu birşeye hislenmeye/düşünmeye gelmemiştir. Onda hissettiği/düşündüğü şeyler üzerinden birşeye şahit olunmaktadır. Gözlemlenen yazar değil kendisidir.

O size koşmamıştır. Tuzağa düşürülmüştür. Üzülür. Evet. Metinlerin üzerinde durduğu zemin samimiyettir. En azından edebî metinler için bu böyledir. Akademik metinlerin daha farklı tutacakları da vardır. Sizin yoktur. Üslûbunuz duygulara dokunmuştur. Duygular samimiyetten başka delil tanımazlar. Böylesi metinler işlerine gelmediğinde kaçıp saklanamazlar. Makaleler bilginin/bakışaçısının doğruluğu ile de bir parça ayakta kalabilirler. Siz samimi olmazsanız bitersiniz.

Coetzee Yavaş Adam’ın da diyor ki: "Hayal edilemez şeyler hayal edilmek için vardır." Ben bu cümleden hareketle şunu söylemek istiyorum: "İnanılamaz şeyler de inanmak için vardır." Mutlaka onların da bir inananı bulunur. İnanılabilecek, en azından teoride, her şık kendi inananını bulur. Binlerce farklı inanış bunun şahididir. Fakat hepsinin arkasında bir parça samimiyet olmalıdır. Samimiyetsiz inanış yoktur.

Samiri’nin Cebrail aleyhisselamın ayağını bastığı yerden aldığı toprağı heykeline katması gibi, bir dane-i hakikat, her bâtıl mezhebin içinde gezmektedir. Bu dane-i hakikate duyulan samimi inanç, daha doğrusu ona inanmaktaki samimiyet, çünkü bu şey hakikattir, etrafındaki ’inanılmaz’ örgüyü de muhataplara yutturuverir.

Arkadaşım, yukarıda söylediklerimle ’Yazdığın herşey hakikatin ta kendisidir!’ demek istemedim. Fakat şayet samimiysen onlar senin için hakikattir. Değil ’gözünün gördüğü’ âlem için ancak ’gözüne görünen’ âlem için öyledir. Samimiyet de bir hakikattir. Yalanları inanılır kılar. Bediüzzaman’ın İhlas Risalesi’nde bahsettiği "Haksızlar dahi haksızlıkları içinde gösterdikleri ihlâs ve samimiyet yüzünden kuvvet kazanıyorlar!" cümlesi belki bu eşikten bakılarak anlaşılabilir. Demek, sen de insanları kandırıyorsan, kendi evreninde hakikat görünen bir yalan için kandırıyorsun. Kandığın için kandırıyorsun. Zaten bu kadar aldatıcı olmasan genel geçer bir şeriata neden ihtiyaç duyulsundu ki? Evet. Seni seni aldatmaktan da korumak lazım.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Farkedilirse zehirler bazı güzellikler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Farkedilirse zehirler bazı güzellikler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Farkedilirse zehirler bazı güzellikler yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
18.10.2019 18:03:30
Kaleminiz takdir-e şayan.
Teşekkürler edebiyat adına ve de duyguların ritmi ile atan kalplere eşlik eden her cümle adına.
Selam ve saygılarımla
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-, @mehmet-aluc-kul-mehmet
17.10.2019 13:47:48
10 puan verdi
Güzeldi kardeşim payımızı aldık,emeğine gönlüne sağlık,selamlarımla.
İrfan Yıldırım Çevik
İrfan Yıldırım Çevik, @irfan-yildirim-cevik
17.10.2019 11:22:51
Kendini ispat etmek ya da beğenilmek için yazılan yazı ve şiirler hakikaten okurun gözünde küçülür.Halbuki yaşanılan yazı ve şiir, ardında damak zevki verir. Okuru daldırmak önemlidir burada, hayal dünyasında kendi kendine kalmalı okur.Yazınız güzeldi dost, selam ve saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL