Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
ADEM ÖRS
ADEM ÖRS

Kaybettiklerimiz...

Yorum

Kaybettiklerimiz...

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

843

Okunma

Kaybettiklerimiz...

İman; insanı insan eder belki de sultan eder,küfür ise insanı bir hayvan belki hayvandan aşşağı bir hal eder.

Toplumun şu ruh haline bir bakın, akla ziyan bir halde.. .
Gazete, televizyon, internet, cep telefonu, tablet ve bilgisayar ile tam anlamıyla müptela edilmişiz. Bu arada dinimizi öğrenmeye hiç vakit ayırmamışız şu bize mecbur tutulan önemli işlerimizden dolayı.Tabii dinimizi öğrenemediğimizden de, Caniliğin.. Hainliğin… Ve tabi ki, ahlaksızlığın bini bir para!
Uyuşturucu ilkokullara kadar inmiş, Ahlaksızlık toplum tarafından normalleştirilmiş,
Vicdan mı?.. İzan mı?.. İnsanlık mı, bunların hiç birisi, hak getire!..
İnsanlık körleşti, Toplumumuz canileşti… Hayvandan da daha aşağı bir hal aldı sanki.
Şuursuzca ve fütursuzca; bir yaşama mahkum edildi sanki toplum.
Mide kaldırmaz bir hal,insanın aklına gelince midesi bulanıyor. Bize ne oldu. Biz bu hale düşecek toplum muyduk.
Doğrusu yaşanan ve yaşatılan hadiselere baktığımızda, vaki olan şu görülmeyen ruh halimiz "canice" bir hal sanki. Cani, vahşi, insanlık dışı.
Sahi; "biz, siz, onlar" ne ara "insanlığımızı ve benliğimizi" kaybettik. Bu kadar canavarlaşacak duruma ne zaman geldik. Bu duruma gelene kadar hiç bize “Dur” diyen olmadı mı?
Biz insanlığın neresindeyiz? Hangi mertebesindeyiz. İnsanlığın mertebesi yok mu yoksa, siz ne dersiniz?
Hiç zannetmiyorum. Eğer ki; "insanlıktan nasip almış” olsaydık, ki, milli ve manevi değerlerimize, geçmişimize ve kültürümüze, hatta ve hatta dinimize, Kur’anımıza, Peygamberimize, Allahın birliğine ve yüce kuvvetine inanmış olsaydık biz böyle mi olurduk, siz söyleyin?
Aramızda ne Sevgi kalmış, ne de Saygı ve Merhamet… baba evladını öldürebiliyor, evlat annesini boğazlayabiliyor, kişi kardeşine merhametsizce zulüm yapabiliyor.
Cennetin annelerin ayaklarının altında olduğuna inandığımız Anne, varlığımıza sebep olan babanın bütün olduğu ailenin kıymetini bilmedik.
En derin ve çirkef bir çukur fikriyatıyla; acımasızca iğrençleştik. Alçaldık, adileştik..
Anne evladını boğazlıyorsa, Baba, çocuğunu öldürüyorsa Evlat babasını, ailesini kurşuna diziyorsa... Dövüp, sokağa atabiliyorsa en iğrençlik karakteriyle; "kızına-oğluna" tecavüz ediyorsa…
Aile yetkilileri fuhşa teşvik ediyorsa… Kendi canına- kanına girebiliyorsa…Demek ki ; aile mefhumu diye bir şey kalmamış demektir.
Kişinin gözünü para bürümüşse…Mal, mülk, miras üzerine "evlilik ve sözde aile birlikteliği" inşa edilmeye çalışılıyorsa, ailenin kaçınılmaz, hali böyle olur...
Toplumun çekirdek yapısı olan; aile bu ise, toplum, yani millet ne olmaz ki? Toplum büyük ailedir.
Toplumun çekirdek kadrodan geri kalır yanı mı var? Bilakis; kat be kat! Toplumda uzlaşı yok, Birbirlerine karşı tahammülsüzlük hat safhada.
Bencillik ilk sıralarda.
Sonrası; şiddet mi arasınız? Kan mı, gözyaşı mı ararsınız?.. yani enva-i şekli var... tabi bunların yanında fuhuş, uyuşturucu, alkol, kumar, yolsuzluk, usulsüzlük..
Rüşvet ve adam kayırma; sektörel bir mafyalaşma devam ediyor. Küçük esnafı kimse adam yerine koymuyor. Kimin gücü kime yeterse. Hak… Hukuk… Adalet... hepsi hak getire.
Hepsi kendi meşrebinde; "orman kanunu" gibi!
Sanki toplum burnundan soluyor…
Şöyle bir baksanıza!
Trafikte yol vermedi diye, beni solladı diye, korna çaldı diye, trafikte benim önüme geçti diye korna çaldı diye, araç seyir halinde iken el-kol hareketi yapıldı diye; "birbirlerine" kurşun yağdırıyorlar.. küfürler savuruyorlar. Kötü sözlerin bini bir para …Ölenler oluyor, yaralananlar oluyor.
İnsanlarımız, yolda, kaldırımda, işyerinde, kurumlarda mayın tarlası gibi. Dokun, hemen patlayacak. Haraç, gasp, üçkağıtcılık, gasp sanki sıradan bir olay gibi, veya kabullendiği gibi, icra etmeyen yok gibi. Gençlik gayri meşru bir hayat yaşıyor.
Makamların, Koltukların, Unvanların " rant üzerine" inşa edildiği bir çark döngüsü hakim.
Mutlaka, Ya siyasi gücün olacak?…Ya Ankara’da dayın olacak? Derlerdi ya eskiden, demek ki doğru imiş. Ya da; "parayla" koltuğu, makamı ve "istihdam kadrosunu" alabilirsin? Hani derler ya; ya cebin kaba, ya da ensen kalın olacak…
İman mı, akıl mı, diye soruya;
Önce akıl denir. Çünkü aklın olmadığı yerde iman olmaz.
Akıllı olmak, imanlı olmak.
Akıllı davranmak.
Biz neyimizi kaybetmişiz anlayabildiniz mi?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kaybettiklerimiz... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kaybettiklerimiz... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kaybettiklerimiz... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL