Bir uyduruk televizyon kanalından görüntüler...


- Efendimmmmmm !
- Buradan sayın seyircilerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum alenen. Hizmet dediğin öyle olmaz böyle olur... Nasıl olur hizmet? Öyle olmaz böyle olur. Hizmet kelimesinin sözlükte ki anlamına bakarsanız kesinlikle benim patronumun adı çıkar orada...


Tam bir işportacı taktiği... Devam ediyor arkadaş.


- Bu elimde görmüş olduğunuz filan fişmekan marka balın piyasa fiyatı hilafsız ve yalansız söylüyorum bir kavanozu doksan sekiz lira yetmiş beş kuruş...


Net fiyat diye buna denir...


- Yine hilafsız ve yalansız söylüyorum, gidip de herhangi bir marketten bu filan fişmekan marka balı alacak olsanız dünyanın parasını ödeyeceksiniz. Kamyon tutmanız lazım balların parasını götürüp de vermek için. Oysa biz de öyle mi? Bir bala verdiğiniz paraya, yüz liraya, biz size tam beş kavanoz bal veriyoruz. Hizmet öyle olmaz böyle olur.


Araya fantastik müzikler girer...


- Biz de hizmet bitmedi bitmeeeeez asla... Biz neyi biliyoruz? Halka hizmet Hakka hizmettir. Yıllar yılı firmamızın düsturu bu olmuştur, bundan sonrada bu olacaktır. Kimsenin şüphesi olmasın...


Coştukça coşuyor ekrandan satıcı birader...


- Bu beş kavanoz balın yanında efendim daha ne veriyoruz. Bir adet gazoz ve kola açacağı. Gazoz açacağı deyip geçmeyin sayın vatandaşlar. Bu öyle alelade bir gazoz ve kola açacağı değil kesinlikle. Gazozunuzu açarken aynı zamanda tırnaklarınızı da törpüleyebilirsiniz... Olmadı bıçak olarak kullanabilirsiniz, o da olmadı ayakkabı çekeceği bile oluyor, diyeyim yani, yok böyle bir alet yeryüzünde, Türk Mucitlerinin yirmi birinci yüzyıla damgasını vuran büyük icadı... Harika bir alet, kullanmayan bin pişman...


Reklam bayağı uzun bir saati geçiyor neredeyse reklamın arasına normal dizi alıyorlar zaman zaman ya da haberleri sokuyorlar...


Siz de gazoz açacağı ile biteceğini mi sandınız?


- Bu öyle bir hizmet ki bitmez. Ömür biter, yollar biter lakin hizmet bitmez asla... Bu beş kavanoz bal ve gazoz açacağın yanında size bir de ’’Arıların yirmi birinci yüzyılda ki göç yolları ve üreme çeşitleri ve popülasyonunun irdelenmesi ve incelenmesi.’’ adlı harika kitabı da yine ücretsiz veriyoruz. (Çok lazımdı ben de o kitabı arıyordum haldır haldır.)Okuyun bakalım, okuyun da arıcılığımızın nereden nerelere geldiğini, gözlemleyin. Bu da bizden size, tabi ki tabi ki bildiniz bir biliş de müessesemizin hediyesi...


Yüz lira da nedir ki devede kulak bir para...


- Sizi öyle beş kavanoz bal, bir gazoz açacağı ve bir arıcılık kitabı ile bırakacağımızı zannediyorsanız, şimdiden söyleyeyim büyük yanılgı içindesiniz. Vallahi de billahi de sizi ürünlere boğmadan bırakmayız. Millet sokaklarda birbirini boğar, biz de sizi ürünlere boğuyoruz. Kötü mü yapıyoruz?


Laf salatası bol sunucu arkadaşta...


- Bu ürünlerin yanında size bir de harika bir çamaşır ipi ve on adet de mandal tabi hemen anladınız, firmamızın hediyesi...


Hediyeye boğacaklar...


- Evet, evet bir müjde daha geliyor bana ekranın yan tarafından. Firmamızın kurucusu ve sahibi Engin Kazıklıgil bana işaret ediyor ’’Çamaşır ipinin uzunluğunu yirmi metreye, mandalların sayısını da yirmiye çıkar diye.) Bu alicenaplığından dolayı Engin Kazıklıgil Beyefendiye sizlerin adına ben de çok teşekkür ediyorum. Sağ olsun var olsun kendisi. Sayın seyircilerimiz O’nun bu kadirşinaslığını hiç unutmayacak. Adı altın harfler ile yazılacak bir yerlere...