Toplumumuza karşı yaklaşık yirmi senedir bilinçli ve istendik şekilde bir çözülme projesi uygulanmaktadır. Bu projenin Türk Milleti’nin değerlerini iyi tespit eden çevrelerce uygulandığı anlaşılıyor. Çok büyük paralar harcanarak oluşturulan senaryolar ve bu senaryolarla çekilen diziler bu çözülmenin başlıca aktörüdür. Bu dizilerin her bir bölümü bir film olacak şekilde çekilmiştir maalesef. Saldırı tamamen Türk Milleti’nedir ve günümüzde amacına da ulaşmak üzeredir.
Görüldüğü gibi Türkiye’nin gündemine yetişemiyoruz. Her gün toplumu derinden sarsan bir olayla karşı karşıyayız. En son olay bir annenin çocuğunun gözü önünde hem de babası tarafından öldürülmesidir. Bu toplum bu sahneyi ilk defa çok tanınan dizide yaşamıştır. Milyonlarca insan bir masanın başında bir kişinin boğazının kesilmesini görmüştür. Süreç buradan başlamış ve ardı ardına birçok benzer dizide malum sahneler milletin hafızasına sokulmuştur. Binlerce insan kendini o kişi sanarak dolaşmaya başlamıştır. Bu dizilerin her bölümünde onlarca insanın öldürüldüğüne şahit olunmuştur. Maalesef dizi kahramanlarına sorulduğu zamanda bunun kendilerinden kaynaklanmadığını dahi belirtmişlerdir.
Daha bu annenin ve çocuğunun yaşadığı dramı konuşurken bir gün sonra bir kadın yine eşi tarafından kurşunlanmıştır. Dedik ya gündeme ve toplumun içinde olduğu travmanın sonuçlarına yetişemiyoruz. Türk Milleti feraseti güçlü bir millettir. Bu toplumsal değerlerinin yok edilmesi çalışmalarına karşı koymalıdır. Birbirine her zamankinden fazla yaklaşmalıdır. Her ne sebeple olursa olsun birbiriyle konuşarak, birbirleriyle dayanışmasını arttırarak bu sorunun üstesinden gelmesini bilmelidir. Devletimize düşen ise toplumun hafızasında travmalara yol açan genel TV kanallardaki dizilere ve bu dizilerdeki ağır sahnelere yer vermemektir. Bu bir hak kısıtlaması değildir. Toplumun hafızasının iyileştirilmesi çalışması olarak görülebilir sadece.
Rıdvan GANİOĞLU