SEÇİMDEN SONRA
Seçimden sonra şöyle bir baktım da sitemizin asıl işlevi EDEBİYAT iken, kulvarından ayrılıp karşı görüşe empozeler de bulunulduğunu ahkâmlar kesildiğini hatta hakaretler yapıldığını üzülerek okudum. Her insan gibi benim de sorunlarım var.Uzun zamandır mücbir nedenlerle yazmıyorum. Yazamıyorum. Sıkıntılarımla boğuşuyorum. Her ne olursa olsun ben de kendimi âcizane görüşlerimi yazmaya mecbur hissettim. Bundan sonra yazar mıyım yazamaz mıyım bilmiyorum. Her şey sizlerle alakası olmayan şartlara bağlı.
İnsanlar yaradılışları gereği toplu yaşamak zorundadırlar. Yaşar iken de mensubu olduğu toplumda huzurlu, güvenli mutlu ve refah içerisinde olmak ister. Görürler, dokunurlar, koklarlar, tadarlar, duyarlar bu beş duyunun desteğiyle de düşünür fikir üretir karar verirler. Dünyada ne kadar insan varsa o kadar da görüş vardır. Ancak; her kafadan gelen fikir, her dilden söylenen sözle toplum yönetilemez.
Cemiyetler, dernekler, partiler oluşturulur. Liderler belirlenir. İnsanlar kendi fikirlerine uygun gördüğü çatının altında toplanır. Belirli zamanlarda seçimler yapar yöneticilerini seçerler.
Seçilen sevinir, seçilemeyen üzülür. Bu sevinci bu üzüntüyü kendilerini destekleyenler de yaşar. Ama seçim yapılmış yönetici, idareci, başkan her kimse seçilmiş süreç tamamlanmıştır.
Bundan sonra yapılacak iş seçilene başarılar dilemek, karşı görüşte olanlarla kucaklaşmaktır.

Nüfus sayımlarında insan diye sayıldıysam, cebimde insan olduğuma dair bir kimlik kartı varsa ve tam teşekküllü bir hastaneden “BU DELİDİR” diye bir raporum da yoksa tabii ki benim de bir siyasi görüşüm var. Ben de gittim oyumu desteklediğim görüş lehine kullandım. Akşam da karşı görüşteki komşumla gecenin geç saatine kadar beraber çay içtik. Sonuçları takip ettik.

Bu yazı bittikten sonra perdeyi açtım. Dışarı baktım. Bahçedeki badem ağacı çiçek açmış.
Bahar mı gelmiş ne?

SAYGILARIMLA…