Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Hüma Efkan
Hüma Efkan

İNSANLARI BEKLEYEN ÜRKÜTÜCÜ EVRİM SÜRECİ!

Yorum

İNSANLARI BEKLEYEN ÜRKÜTÜCÜ EVRİM SÜRECİ!

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

881

Okunma

İNSANLARI BEKLEYEN ÜRKÜTÜCÜ EVRİM SÜRECİ!


İNSANLARI BEKLEYEN ÜRKÜTÜCÜ EVRİM SÜRECİ!

Belki bir yüz yıl sonra, belki de çok daha yakında insanlar evrim geçirecekleri kanısındayım. Böyle düşünmeme sebep ise, hayatımızda çokça yer kapsayan teknoloji (akıllı telefonlar) olacaktır!

Bu da nereden çıktı? Diyebilirsiniz.

Zamanımızın, neredeyse uyku dışındaki büyük bir bölümünü harcadığımız akıllı telefonlar insanları evrimleştireceğini düşünüyorum!

Hemen hemen sekiz yaş üstü her bir insanın elinde bir akıllı telefon vardır. Bu insanların, neredeyse %100’ü evde, işyerinde, yemek yerken, dinlenirken hatta sokakta yürürken bile o akıllı telefonları ellerinden düşürmezler.

Kaldırımlardaki görme engelli şeridinde bile önlerine bir görme engelli çıkmış olsa, çarpacak ve çarpmayla da kalmayacak dönüp bir de; “kör müsün?” diye kızacak kadar teknolojinin esiri haline gelmişizdir. Olmaz demeyin. Çünkü bu çirkince saldırıyı bugün dahi yapan insanları gorebiliyoruz!

Meselemiz de birilerinin bir diğerine çarpması ya da bundan dolayı hakaret etmesi değil zaten. Mesele insanların bir akıllı telefon tarafından nasıl esir alınarak evrim geçireceği sürecidir. Bu süreci, bilimsel olmamakla birlikte, dilim döndüğünce izah etmeye çalışacağım!

Durup dururken, böyle bir konu nerden aklıma geldi ve neden bu yazıyı yazma gereği duydum.

Bu yazıyı yazma gereği duydum, çünkü bugün sokakta şahit olduğum birkaç kişi ve ellerindeki akıllı telefonlarla ne gibi yanlışa, kazaya sebebiyet vermesi oldu.

Asıl mesele, insanların elinde bulunan akıllı telefonları, bir yerlerde otururken, bir dostuyla sohbet ederken, toplu taşıma araçlarında, istirahat ederken, tuvaletteyken bile. Ya da yolda yürürken insanların ellerindeki akıllı telefonlarla oynamaları, birşeyler yazmakta, okumaktadırlar. Bu eylemi gerçekleştirmek için de başını boynundan aşağı doğru eğerek gerçekleştirmesi neticesinde, Türk kemiği diye bilinen, Latince de; "oksipital" diye bilinen kafatasının arkasında, boynun hemen üst kısmında yer alan kemik çıkıntısı. Sürekli başı aşağı eğerek ense kısmında bulunan bu kemiğin üstündeki ten (deri) giderek incelecek ve bu kemiğin cilt altından dışarıya çıkması çok daha kolay olacaktır! Dolayısıyla dışarıya çıkmış olan “oksipital” bu kemik parçasının havayla teması halinde, fildişi veya gergedan boynuzu gibi, uzayacaktır.

İnsanın fiziki görünümü bir kere değişmeye görsün. O andan itibaren bu değişimin ya da bu evrimin önüne geçmek, asla mümkün olmayacaktır. Sebebi ise, dişlerimiz gibi bu kemiğin bir operasyonla alınabilmesinin mümkün olamayacağıdır!

Omrilikle bağlantılı olan bu kemik (boynuz) enseden kafaya doğru uzayacaktır. Dolayısıyla, insanlar sınıflandırılacaktır.

1. sınıf insanlar teknolojiye uzak olan insanlar ki bunlar teknolojiye uzak kaldığı muddetçe böyle bir durumla karşı karşıya kalması mümkün olmayacaktır.

2. Sınıf insanlar ise, enseden boynuzlu insanlar diye genetik kodlamasına not düşülecektir!

Peki bunun bir çözümü var mı?

Elbet te çözümü vardır. O çözüm; mümkün mertebe elimizdeki telefonu kullanırken kesinlikle başı aşağı eğerek, saatlerce ayak ucuna bakar gibi yaşamamak!

Diğer bir çözüm ise; madem telefonları kullanmaktan vazgeçemiyoruz, öyle ise, otururken başımız dik tutup, telefonlarımızı göz hizasından aşağıda tutmamak! Aksi halde yakın gelecekte ürkütücü bir evrim süreciyle enseden boynuzlu yaratıklar sınıfına dahil olmamız kaçınılmazdır!

Efkan ÖTGÜN

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnsanları bekleyen ürkütücü evrim süreci! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnsanları bekleyen ürkütücü evrim süreci! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İNSANLARI BEKLEYEN ÜRKÜTÜCÜ EVRİM SÜRECİ! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL