Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
belkibirharfimben
belkibirharfimben

Osmanlı'nın andımızı yoktur!

Yorum

Osmanlı'nın andımızı yoktur!

9

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

1193

Okunma

Osmanlı'nın andımızı yoktur!

Osmanlı'nın andımızı yoktur!

Bir dönem İşçi Partisi’nin yönetiminde de görev yapan iktisatçı-düşünür İdris Küçükömer’in en çok bilinen görüşü Türkiye’de sağın ve solun yanlış yerleştiği iddiasıdır. Ona göre; CHP, Avrupa’daki sağ-sol kavramlaştırmalarına kıyasla, sağ bir parti iken, sekülerleştirmesi üzerinden ’sol’ olarak tanımlanmıştır. Halbuki devletçilik, totaliterlik, faşistlik gibi başlıklar altında yönetimi boyunca sergilediği tavır, Avrupa’da sağın sergilediği tavırdır. Tarık Buğra da, belki biraz bu nedenle, İbiş’in Rüyası isimli meşhur romanında Sadi karakterine şöyle çıkışır: "Hani sen Nazi idin? Yakını ise, Serbest Fırka değil, Halk Fırkası oğlum."

Serdar Kaya’nın "Endoktrinasyon ve Türkiye’de Toplum Mühendisliği" isimli kitabında da, hatırımda kalan, şöyle bir ’alan çalışması’ var. Öğretmenler üzerine yapılan sosyo-kültürel bir çalışma bu. Kaldığı kadarıyla arzedeyim: Türkiye’de bir grup öğretmene o günlerde okutulmakta olan ders kitaplarından belirli parçalar seçilerek incelemeleri isteniyor. Fakat, işin içinde bir iş var, bu metinler orijinal hallerinde değiller. Üzerlerinde çeşitli değişiklikler yapılmış. Mesela: ’Türk’ kelimesi ’İngiliz’ kelimesiyle veya ’Türkiye’ kelimesi ’İngiltere’ ile değiştirilmiş. (Yanlış hatırlamıyorsam daha farklı milletlerle yapılan değişiklikler de vardı.) Metinlerin geri kalanına ise dokunulmamış.

Ve bu metinler öğretmenlere okutulup ne düşündükleri sorulmuş. Değerlendirmelerde bulunmaları talep edilmiş. Araştırma seçkisinde yeralan öğretmenlerin neredeyse tamamı bu metinleri ’faşizan’ bulmuş. ’Irkçı bir tutum’ takınıldığından bahsetmiş. ’Dayatmacı’ üslûplarından yakınmış. Sonra, bu öğretmenlere, okudukları metinlerin aslında ders kitaplarından alındığı söylenmiş. Orijinal halleri de teslim edilmiş. Bunları da okumaları istenmiş. Öğretmenler, şaşırtıcı bir şekilde, orijinal metinleri okuduklarında kanaatlerini değiştirmişler. Aynı faşizan tavrı, ırkçılığı veya dayatmacılığı bu metinlerde hissetmediklerini ifade etmişler. Mezkûr değişimi sağlayan sadece ’İngiliz’ ve ’İngiltere’ gibi kelimelerin yerine ’Türk’ ve ’Türkiye’ gibilerinin yerleştirilmesiymiş.

Aslında şaşırmamak gerekir. Çünkü faşizmin sorunu/körlüğü tam da burada saklıdır: Faşizm ’fetişizmini yaptığı şeye dair vurguları’ aşırılık olarak görmez. Gereklilik, olması gereken ve hatta iyilik olarak tasavvur eder. Hitler için Almanlaştırma çalışmaları aslında bütün dünyaya yapılan bir iyiliktir. Öldürülmek çingelere, yahudilere ve diğer ’neidiğibelirsiz’ kavimlere iyi gelir. Böylece hastalıklı varlıklarından kendileri de kurtulmuş olurlar. Hitler’in demeçlerine dikkat edin. İşgallerinin tamamı onun açısından birer ’kurtarma’dır. Yine İngilizlerin, Fransızların veya İspanyolların sömürdükleri ülkelerde yokettikleri yerel diller, kültürler, halklar veya devletler aslında kendi yüce makamlarından dünyaya yaptıkları birer iyiliktirler. (İsrailliler de bugün aynısını Filistinlilere yaptıklarını düşünürler.) Bu sosyal darwinizmin bir sonucudur. Evrim, her zaman, zayıf türün/bireylerin yokolup güçlü olanların ayakta kalmasıyla (doğal seleksiyon) devam eder. Bu açıdan sömürgeleştirmek Batı’nın insanlık üzerindeki hakkıdır. Çünkü halkanın en sonunda kendisi vardır(!).

"Milan Kundera andımızı okur muydu?" başlıklı yazımda da bu noktaya dikkat çekmeye çalışmıştım. ’Efendilerin empatisi’ aslında bir empati değildir. Bir ’kendini dayatma’dır. Kafasındaki doğruyu tartışmaya açmayan bir ’kendileştirme hamlesi’dir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle ’tangocu kadın elbisesini cami hocasına giydirmeye çalışmak’tır. (Ne de olsa elbise o kadına yakışmıştır. Cami hocasının ’Ben kendime yakıştıramıyorum!’ demeye hakkı olabilir mi hiç?) Türkiye’deki andımız tartışmalarında da aynı ’efendi empatisi’nin izleri görülür.

Örneğin: Bu tartışmalar sırasında andımızın meşruiyetini savunan insanlara, yukarıda Serdar Kaya’dan aktardığım şekilde, metnin ’Türküm’ kısmını değiştirip ’Almanım,’ yine ’Ey büyük Atatürk!’ kısmını değiştirip ’Ey büyük Hitler!’ veya "Varlığım Türk varlığına armağan olsun!" kısmını değiştirip "Varlığım Alman varlığına armağan olsun!" şeklinde okutsanız, kesinlikle o metni faşizan bulurlar. Çin’de Uygurlara, Kuzey Irak’ta Türkmenlere, Sırbistan’da Boşnaklara böylesine farklı versiyonlarıyla okutulduğunu söyleseniz oldukları yerde hırslarından parende atarlar.

Ama kendi ülkelerine, metinlerine, vurgularına, halklarına geldiklerinde işler değişir. İşte bu faşizmin çalışma şeklidir. Faşistin dünyasında iki türlü dünya vardır. 1) Fetişizmini yaptığı şeyin hâkim olduğu dünya. 2) Fetişizmini yaptığı şeyin mazlum olduğu dünya. Bu nedenle, bir Türk, dünyanın herhangi bir yerinde andımız muamelesine maruz kalırsa mazlumdur, ama Türkiye’de başka hangi halk aynı muameleye maruz kalırsa kalsın, eğer itiraz ediyorsa, haksızdır.

Sanıyorum, tam da bu noktada, İslam’ın "Dinde zorlama yoktur!" buyuran güzelliğini de anmak gerekiyor. Başladığı noktadan en son vardığı yere kadar, İslam, hiçbir yerde ’farklı olanın’ yaşamına müdahalede bulunmamıştır. Kendisini değiştirmesini istememiştir. Osmanlıların yönetimi altındaki hiçbir azınlık/kavim asimilasyon yaşamamıştır. Hatta Balkanlar için Yavuz Sultan Selim’in biraralık böyle birşeye niyetlendiği ancak dönemin Şeyhülislam’ı tarafından bir hayli paylandığı anlatılır. Zaten asırları aşan kardeşçe yaşamın sırrı da budur. Osmanlı bir imparatorluktur. Çünkü onun ’andımız’ı yoktur.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Osmanlı'nın andımızı yoktur! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Osmanlı'nın andımızı yoktur! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Osmanlı'nın andımızı yoktur! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Minos
Minos, @minos
24.10.2018 01:20:58
Bu vatanın adı Türkiye, Türkiye'de yaşayan halka da Türk denir
Gocunan kabullenmeen ya terk eder yada milletin çoğunluğunun benimsediğine
Uymak zorundadır ben bir Türk olarak torunlarımın andımızı okumasından gurur duyarım ve okumalılar da okuyan okur, okumak istemeyen de iştirak etmez nokta

Minos tarafından 10/24/2018 1:37:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
deniz-ce
deniz-ce, @deniz-ce
24.10.2018 01:02:11
"Türk' üm" demek neden bu kadar rahatsızlık veriyor, cidden anlamıyorum.
Ayrıca " Osmanlı'nın Andımız' ı yoktur" vurgusu üzerine uzun uzun konuşulabilir.
Yazılanların tamamını okudum; bildiğim ne kimse kimsenin "Türk'üm" demesine, ne de kimse kimsenin Türk diye nitelendirilmekten rahatsız olmasına engel olabilir.

Bir öğretmen olarak öğrencilerime aşılamaya çalıştığım ilk şeylerden biri "vatan sevgisi" olmuştur hep.
Bunun önemini içinde bulunduğumuz dönemde daha da çok hissediyorum.

Her daim gururla "Ne mutlu Türk'üm " diyeceğim, Andımız okunsun ya da okunmasın.


De
Demircioğlu, @demircioglu2
22.10.2018 20:43:09
İdeolojik kaygılarla kaleme alınmış, tektipleştirme (düşüncede ve eylemde) gayesi güden bir metni, bütünün benimsenmesini beklemek abesle iştigaldir. Çocukları belli, hatta resmileştirilmiş bir ideolojinin, (ki ideoloji dediğimiz şey tümü ile akıl ürünüdür) kalıbına sokmaya çalışmak, onların en doğal hakkı olan düşünme özgürlüğünü elinden almaktır. Ben senin yerine düşündüm, sen düşünsen bile benim düşündüklerimi çerçeve kabul ederek düşüneceksin, demektir bu.

Bu tür sığ ve gereksiz konular saplanıp kalmak yerine; ezberci ve klişeci eğitim anlayışından sıyrılarak yeni nesillere öğrenmeyi, düşünmeyi ve inanmayı ögretmek gerektiği kanısındayım. Bunun temeli ise kişilik oluşum evresinin büyük bir bölümünü bünyesinde barındıran 0-6 yaş arasına odaklanmakla atılabilir. Yani okuldan ziyade aileye, öğretmenlerden fazla anne babalara büyük görev düşüyor. Zira 0-6 yaş arasında kazanılan/kazandırılan düşünce, duygu, söylem ve davranış alışkanlıkları ilerleyen yaşlarda kolay kolay değiştirilemiyor. Okul birşey katsa da mühim olan aile.

Özetle kimse resmileştirilmiş ve bir zümre tarafından benimsenerek klişeleştirilmiş tekrarları kabul etmek, tekrar etmek zorunda değil. Ben tekrar etsem, sen tekrar etsen etmeyen birileri çıkacaktır. Etmek bizim hakkımızsa etmemek de onun hakkıdır.

Kaleminize sağlık hocam. Saygılarımla.

demirelim_46 tarafından 10/22/2018 9:07:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hasan Türkistan
Hasan Türkistan, @hasanturkistan
22.10.2018 20:28:04
Türk milliyetçiliğini batının faşizmine,ırkçılığına sığdırmanız anlaşılmaz.İlayı kelimetullah diyen,şehit cenazelerinde ya Allah,Bismillah ,Allahu ekber diyen,bozkurt selamıyla afrinde,güney doğuda selam veren canını vatanı için veren insanlara ırkçı faşist diyemezsin.Andımız bir semboldür,istiklal marşımız bir semboldür,bayrağımız bir semboldür.İstiklal marşında kahraman IRKIMA bir gül de ırkçılık o zaman.Bayrağımızda hilal var islamı temsil eder kaldıralım Müslüman olmayan vatandaşlarımız var.Sizin mantığınızdan bu sonuç çıkar.Türk ismine ırkçılığı sığdıramazsınız.Ümmetçilik zihniyeti ile kandırılanlar DEAŞ,IŞİD gibi örgütlerde Müslüman kanı akıtıyor.Türk isminden rahatsız olanlar Çanakkalede denize döktüklerimiz.Bir de Yahudi sermayesinin kucağına oturup naylon mücahitlik yapıp, bedelli vatanseverlik yapanlar rahatsız oluyor.İnandığı doğruların değil,çıkarlarının kölesi olmuş insanlar ;
TÜRK MİLLİYETÇİLERİNE IRKÇI DİYEMEZ.ADIMIZ ANDIMIZDIR.
Bu cevabım sadece size değil TÜRK isminden rahatsız olan tüm kimliksizlere.
arzu707
arzu707, @arzu707
22.10.2018 20:17:16
andımız olsa ne olur olmasa ne olur
şehitlere dua etsinler daha anlamlı olur

arzu707 tarafından 10/22/2018 8:32:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
Dilek USTA
Dilek USTA, @dilek-usta
22.10.2018 19:16:19
"Ne mutlu devşirmeyim diyene" diyecek halleri yoktu.
mirim
mirim, @mirim
22.10.2018 19:03:31
Yoldayım mola verdim ve deftere bir göz atayim dedim.

Fazla uzatmicam

Andımız en çok din taciri fasistlerle pkk'li faşistlere batıyor. Umarım daha derine batar. Her ikisinin asgari müştereği Türk düşmanlığı...

Biz Osmanlı değiliz. Biz Osmanlının en nefret ettiği millet olan Türküz. Kıyaslamak bile saçma...
E.F.M.E.YAZICI
E.F.M.E.YAZICI, @e-f-m-e-yazici
22.10.2018 18:34:43
Emeğiniz, okurlarınızla bereketlenir, manasına ulaşır inşa Allah..

İpekyildiz
İpekyildiz, @ipekyildiz
22.10.2018 18:27:13
Onun için dağılmıştır!!! Fazla sahipsizlik sahiplenme amacında olana yer açar. Açmıştır da...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL