Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Abdullah Haktankaçmaz
Abdullah Haktankaçmaz

KENDİNİN CAHİLİ OLMAK

Yorum

KENDİNİN CAHİLİ OLMAK

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

984

Okunma

KENDİNİN CAHİLİ OLMAK

Psikoloji: Psyke (ruh, nefes, soluk) ve logos (düzenli söz, ilim, bilgi) kelimelerinin birleşiminden türetilmiş bir sözcüktür. İnsan davranışları ve zihinsel süreçleri ile birlikte bunların altında yatan nedenleri inceleyen bilim dalıdır. İnsan ve hayvanların iç ve dış çevrelerindeki gözlenebilen, ölçülebilen davranışlarını bilimsel olarak inceleyen ilim dalı veya bir bireyi, bir topluluğu belirleyen, yönlendiren düşünme, duygulanma, davranış biçimlerinin tümü, yani kısaca ruh bilimi demektir. Dunning-Kruger teorisi de bu bilim dalında Nobel ödülü almıştır. Bu teori: “Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini arttırır” der.
Bu durum niteliksiz insanların kendilerini abartma eğilimi, kendilerini tanımadaki yetersizliklerinden, nitelikli insanların yanlışı ise; başkalarını değerlendirme hatalarından kaynaklanır. Ama asıl vahim olan “bu yetersizlik+haddini bilmeme” karışımındakiler işlerinde çok iyi olduklarına yürekten inanırlar. Kendilerini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık da duymazlar. Aksine bunu bir hak olarak görürler. Peki “kendinin cahili olma etkisi” ne kadar yaygın? David Dunning’e göre: Bu etki politik karar alıcılardan ebeveynlere, profesyonel çalışanlardan öğrencilere kadar hayatın her anında karşımıza çıkar.
İnsanın kendini bilmesi, başka her şeyi bilmekten önce gelir. Dunning-Kruger etkisi bireysel kararlarda bireysel acılara sebep olur. Bu etkinin altındaki kişi toplumsal kararlar alma makamındaki bir lider olduğunda ise bu acı sonuçlar da toplumca yaşanıyor ve ne yazık ki bu etkinin en yaygın görüldüğü alan politika. Politika kifayetsiz bazı muhterislerin podyumu adeta… Kendi yetersizliğinin farkında olmayan politikacılar, sorumluluk makamlarına geldiklerinde maalesef büyük acılar yaşatabiliyorlar. Tarih böylelerinin topluma yaşattığı acı tecrübelerle doludur. Bunlardan biri de George W. Bush’ tur.
George W. Bush, döneminde ABD yönetimini Irak savaşı konusunda uyaran tarihçilere, aydınlara, sosyologlara ve güvenlik uzmanlarına adeta düşmanca davranıldı. Bush karar almak için çok şey bilmeye gerek olmadığını, kararları yüreğiyle aldığını söylemekten çekinmedi. İlahi ve tarihi bir misyon yüklenmiş, yüzyılda bir gelen bir lider gibi görüyordu kendini. Yetersizliğinin, kifayetsizliğinin farkında bile değildi. Ama işte o kifayetsiz muhterislere has öz güvenle kendini yığınlara cüretkârca pazarlamayı becerdi. Texaslı maço yürüyüşü, tavrı, söylemi, meydan okuyuşu, hamaseti, kilise dilini çok iyi kullanması ABD halkının onu bir kez daha başkan seçmesine yetmişti.
Hepimiz ortalama üstü bir kifayete sahip olduğumuzu düşünme ve üstün olma eğilimliyizdir. Bu sebepledir ki Paul Tillich “İnsan tanrı olmaya çabalayan bir varlıktır” der. Bu açıdan bakıldığında; Dun ning-Kruger etkisi dediğimiz teoriye karşı kadim bir bilgelik tavsiyesinin kuşaktan kuşağa aktarıldığı görülür. Anadolu’da “bir tek akla nazar değmez, çünkü herkes kendi aklını daha çok beğenir”, “Akıllar satılığa çıkarılmış, herkes aklını almış”, “Senseni bil senseni, bilmez isen senseni, patlatırlar enseni”, “Cahil cüretkâr olur“, Cahilin cahilliğini bilmesi, ilme doğru attığı ilk adımdır” gibi sözlerimiz boşuna söylenmemiştir. Sokrat “bir şey biliyorsam, hiçbir şey bilmediğimdir”, Konfüçyüs “Gerçek bilgi; insanın cehaletini öğrenmesidir”, Shakespare “Ancak ahmaklar her şeyi bildiğini düşünür” der. Üniversiteler yüzyıllardır kapılarına “kendini bil”(know thyself) tabelasını bunun için astılar. “Kitaplardan önce kendinizi okumaya çalışın” der Mevlana. Bilge ozan Yunus da “İlim, ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmez isen, bu nice okumaktır?” diye serzenişte bulunur. Yahya b. Muaz da “ Kendini bilen, Rabbini bilir” diye işaret etmiştir. İbrahim Halveti de der ki:“ Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz”, Kendini tanıyan bilgili, başkasını tanıyan bilgedir.”
Farsçada bir dörtlük de :
“ O ki; bilmiyor ama biliyor bilmediğini, çocuktur onu eğitin/yetiştirin.
O ki; bilmiyor ama bilmiyor bilmediğini cahildir ondan uzak durun.
O ki; biliyor ama bilmiyor bildiğini, uykudadır uyandırın.
O ki; biliyor ama biliyor bildiğini, bilge kişidir onu izleyin.” Diye bizi öğütler.
Ben de naçizane Acı Gerçekler adlı şiirimin bir dörtlüğünde “ Zorba görünüşte galip, Güzeli ahir gülmektir, Yaşamaya herkes talip, Erdemi kendin bilmektir ” diye sesleniyorum.
Selamım kendini bilenlere gitsin… ESEN KALIN

Abdullah HAKTANKAÇMAZ
[email protected]

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kendinin cahili olmak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kendinin cahili olmak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KENDİNİN CAHİLİ OLMAK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL