8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1023
Okunma
[ Türk Osmanlı Ceddin Deden Neslin Baban Ey Kahraman Türk Milleti.
Türk Milletinin asırlar boyunca zaman yolculuğunda nasıl doğduğu büyüdüğü sayısız devletler kurduğu imparatorluklar ve dünyaya tarihe ismini eserlerini altın harflerle yazdırdığı aşikardır. Bizler böyle bir neslin evlatlarıyız. Geçmiş Türk devletleri, Hun devleti, Göktürkler, Selçuklular ve sayısız Türk devleti son olarak Osmanlı İmparatorluğu. 600 yıl devam eden muhteşem bir imparatorluk. Devamı ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Şanlı bir mazisi olan Türkler yılmadan usanmadan atalarının izinden gittiler. İslamiyeti kendilerine pusula olarak aldılar. Çünkü İslamiyet bir yaşam tarzı. Doğruluk, dürüstlük, haramdan uzak kalma, adalet. Çünkü Allah’ın adaleti 100 yıllar boyunca Türk devletlerinin sistemi olmuştur.
Osmanlı imparatorluğu dağıldıktan sonra değişik bölgelerde kalan Türkler başka devletlerin boyunduruğunda yaşamak zorunda kalmışlardır. Türk halkı zorla islamiyetten uzaklaştırılmış, Rusya’nın boyunduruğunda kaldığı için Gagavuz Türkleri ne zorla Hıristiyanlığı kabul ettirilmişlerdir. Sovyetler birliği parçalandıktan sonra Rusya’nın boyunduruğundan kurtulan Türkler kendi devletlerini kurmuşlar. Tekrar tarih sahnesine çıkmışlardır. Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan…vs. bugün gelinen noktada Türkiye Cumhuriyeti devletleri hızla büyümekte ve gelişmektedir.
Çin devletinin kapitalizme adapte olması dolayısıyla Çin devletinin ileri de dağılması küçülmesi beklenmektedir. Çin de yaşayan 50-55 milyon Uygur Türkleri de bağımsızlığına kavuşmak için tarih yolculuğunda zamanı beklemektedir. Türk devletleri zaman içinde birleşerek Türkiye Birleşik devletleri gibi olacaklar. Osmanlı İmparatorluğunu yeniden canlandıracaklardır. Çünkü tarih tekerrürden ibarettir. Geçmişimiz geleceğimizdir.
Siyaset mi paraya hükmetmeli? Para mı siyasete hükmetmeli? Tabi ki siyaset paraya hükmetmeli. Eski dönemlerde güç ve para siyasete ve siyasetçiye hükmediyordu. Bu tamamen değişti. Türkiye’de ki sistemde yavaş yavaş taşlar yerine oturarak ülkemiz adaletli kalkınan halk ve özgürlükler adına hak düzeni olan bir ülke konumuna geliyor. Halkımız sağ duyulu, sabırlı ve azimlidir. Ülkemizin geleceğini emperyalist ülkelerin boyunduruğundan kurtararak kendi ayakları üzerinde durarak İslam birliğini kurup bölgesinde ve dünyada güç olup adaleti temsil etmeye çalışacaktır. Yeter ki milli değerlerimize, milli politikalarımıza, kültürümüze ve geçmişimize sıkı sıkıya sarılalım. Kurtuluşu çareyi başka rejimlerin politikalarında aramayalım. Kurtuluşumuz bizim özümüzdedir. Bizim içimizdedir. Kültür emperyalizmine uğramayalım, dönüşmeyelim, değişmeyelim. Gelecek bizlerindir.
Dünyanın gücü olan devletler Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Avrupa devletleri siyaset yaparken kendi kendilerine yetmediklerinden değil kendi topraklarında ki enerji kaynaklarını ve yer altı zenginliklerini daha sonraki yıllarda çıkaracakları için başka ülkelerin üzerinde hakimiyet kurarak enerji kaynaklarını ve yer altı zenginliklerini ele geçirmişlerdir. Yüzyıllar boyunca gerek Afrika da misyonerlik adı altında kendi kültürlerini, dinlerini, dillerini Afrika’ya orta doğuya taşıyarak ülke insanlarını kendilerine benzetmeye çalışmışlardır. Medeniyet, demokrasi, çağdaşlık, moda adı altında ülkeyi ve kültürlerini özünden başkalaştırmışlardır. Amaç o ülkeleri kalkındırmak değil, demokrasi getirmek değil, yer altı zenginliklerine, enerji kaynaklarına sahip olmaktır. Sonunda da oldular. Afrika bugün aç ise geri kalmış kıta ise emperyalist ülkelerin sömürülerinden dolayıdır. Sürekli ülkeleri iç kargaşaya, kaosa sokmuşlar, kardeşi kardeşe kırdırtmışlardır.
Amaç ülkelerin kendilerine bağımlı kalabilmesi için yapmış oldukları senaryolardır. Dün olduğu gibi bugün de durum aynıdır. Yap boz tahtası gibi ülke rejimlerini siyasi, askeri ve maddi güçleri ile değiştirip sömürü düzenine devam etmektedirler. Turuncu devrim büyük Ortadoğu projesinin bir eseridir. Irak, Afganistan, Mısır, Tunus, Libya, Suriye..vs ülkeleri sil baştan değiştirip ülkeleri bölerek yeni baştan devam etmeleridir. Bunun tek çaresi İslam birliğinin kurulması ülkelerin bilinçlenmesidir. RAFETTİN AYVACI ]