8
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1338
Okunma

Seni seviyorum.
Ne sihirli bir cümle değil mi?
İnsan bu sözü duyunca gerçekten sevildiğini duyumsar bir an ve çok zaman.
Dudağınıza belki anlamsız, belki de derin anlamı olan bir gülümseme yerleşir. O iki sözcük kulağınızda
durmadan yinelenir durur. Oysa sevgi sözde değil yapılan eylemlerde, davranışlardadır. Seni seviyorum
derken telefonda aramayı bile hep karşınızdakinden beklerseniz bu sevgi son derece bencildir.
Bir de diliniz birine seviyorum derken diğer yanda kolunuz bir başkasının beline dolanmış onu sarıyorsa
bu da sevgi değildir. Sevgi sadakat, bağlılık ister. Eliniz birinin elini tutarken gözleriniz başkasında ise
bu da sevgi değildir. Birini seven yürek nasıl böyle ikili oynar. Bu hal genellikle erkeklere özgüdür.
Seven kimse bazı özverileri de severek yapan kimsedir.
Karısını onca sevdiğini gösteren birinin daha eşi ölür ölmez gözü dışarıya kayıp hemen bir eş bulması
ise gerçekten anlaşılır bir şey değil. Çevremde gördüğüm için söylüyorum. O kişiyi bir başkasıyla hiç
düşünemezken beş para etmez biriyle evlendiğini görmek insanı sevgiden soğutuyor. Sevgi bu kadar mı
diye sorguluyorsunuz.
Kadınlar erkeklere göre eşlerine daha bağlı kalıyor. Eşi ölünce değeri daha da artıyor, adeta kutsal bir
varlığa dönüşüyor. Başkasıyla evlenmeyi akıllarından bile geçirmiyorlar. İstisnai durumlar hariç. Eğer
maddi durumu kendini idare etmeyecek durumdaysa zaten ailesi tarafından evliliğe yönlendiriliyor.
Sevgi, aşk var demiştim önceki yazımda. Şimdi seni seviyorum diyorum. Bir şartım var ama sadece ben
olmalıyım, başkası değil. Bir başkasının olmasını benim karakterim kabul etmez.Ben de seni seviyorum
deme sakın. Sinemadan çıkışta salya sümük arkasından koştuğun kimdi derim.
Aklım karışıyor. Sevgi diye bir şey yok mu yoksa? Ya aşk? Var mı?
Oysa seni seviyorum demek, bu sözcükleri duymak ne kadar güzel.
Bir de içini doldurabilsek..
08. 08. 2018 / Nazik Gülünay