10
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1191
Okunma

Haberlerde izliyoruz. Sağlık görevlilerine, doktorlara saldırılar oluyor. Bu genelde doktorların hastayla ilgilenmediği iddiasıyla gerçekleşiyor. Bazen de doktorun hastayla ilgilenmesinden de kaynaklana biliyormuş.
Ameliyatım nedeniyle bazı periyotlarda kontrole gitmem gerekiyor. Hastaneye gittim. Kaydımı yaptırdım. Sıramı aldım. Doktorun muayene odasının önünde diğer hastalarla birlikte sıramızın gelmesini bekliyoruz.
Külhani tavırlı orta yaşlarda kolunda çıpa dövmesi olan birisi geldi yanıma:
“İçeride hasta var mı?”
“Var” dedim.
“Sıra kim de?”
“Ben de”
“Hasta çıkınca ben gireceğim. Sen bekle sonra girersin.”
Hadi buyur! Bütün belalar da bana denk gelir. Bu arada içeriden hasta çıktı. Ben içeriye girmek için yeltendiğim de göğsümden itti. Ben diklenecek olunca sıra bekleyen benim yaşlarımda bir hasta kolumdan tutarak çekti beni:
“Sen gir Tahir oğlum. Amcan sonra da girse olur.”
Tahir denilen kişi kapıyı vurmadan daldı içeri. Kim di bu Tahir? Özelliği neydi? Bana müdahale eden hasta:
“Aman kardeşim uyma ona. Bunu bütün Isparta tanır. Deli Tahir derler. Hapisten çıkar. Fazla sürmez. Bir olay yapar tekrar girer. Başına bela alma."
Sinirlensem de ses çıkarmadım. Hastalar dışarıda beklerken aradan çok zaman geçmemişti ki içeride bir gürültü koptu.
Önce“Anam yandım” diye bir ses duyduk.
Daha sonra tekmeyle açılan kapının camı kırıldı. Korkmuş, telaşlanmıştık. Doktor yerde yatıyor eliyle de gözünü tutuyordu. Hemşire:
“Güvenlikçiler… Güvenlikçiler…” diye çırpınıyor, adının Tahir olduğu söylenen kişi de:
“Ulan şerefsiz doktor böbreklerimi, dalağımı ciğerlerimi hapishanelerde çürüttüler. Bir sağlam yerim ora kalmıştı. Onu da sen mi halledeceksin?” diye bağırıyordu.
Bizi iterek kaçmak isterken gürültüye koşan bir güvenlik görevlisi çelme taktı düşürdü. Diğer güvenlikçiler de başına çöktüler. Bileklerine ters kelepçe vurdular. Daha sonra hastane polisleri de koşarak geldiler. Çırpınmasına, kurtulmak için uğraşmasına rağmen O nu alıp götürdüler.
Ben içeride ne olduğunu tahmin edebiliyordum. Belki aynı muayeneden geçen erkek hastalarda olayın nedenini anlamışlardı. Artık kontrolümü de yaptıramayacağıma göre ora da kalmamın bir anlamı kalmamıştı.
Hastanenin bahçesine çıktım. Tek başıma bir banka oturdum. Beni bir gülme tuttu. Kendime hakim olamıyorum. Zaten aşkı, öksürüğü bir de gülmeyi engellemek genelde zordur. Yanımdan geçenler hayretle bana bakıyorlar:
“ Kim bilir ne derdi vardı da kafayı yemiş bu zavallı?” diyenler bile oluyordu.
Bir hastaya prostat teşhisi konulması için yaygın olan bir muayene şekli vardır. Tahir onu yanlış anlamış, doktorda onu ikna edecek tarzda konuşmamıştı belki de...
Bilenleriniz anladı zaten. Bilmeyenleriniz için de İnternet elinizin altında. Sorun Google ye "prostat teşhisi nasıl konulur?" O size anlatsın.
Ama benden anlatmamı beklemeyin!!!
Bundan sonra ne mi yapacağım?
Zaten her geçen gün daha da iyileşiyorum. Kontrole falan da gitmeyeceğim.