Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Selahattin YETGİN
Selahattin YETGİN

… ‘Ölüm, Üç Günlük AĞIT/…Sakla Beni Yüreğinin Doğurgan Topraklarında’...

Yorum

… ‘Ölüm, Üç Günlük AĞIT/…Sakla Beni Yüreğinin Doğurgan Topraklarında’...

9

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1524

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.10.2008 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
… ‘Ölüm, Üç Günlük AĞIT/…Sakla Beni Yüreğinin Doğurgan Topraklarında’...

… ‘Ölüm, Üç Günlük AĞIT/…Sakla Beni Yüreğinin Doğurgan Topraklarında’...

Hüzzam bir ömrün hüzün ihtilal’indeyim yar, yürüyorum uçurum boylarında
Unutulmuş rüyaların karelerine çağır bedenimi, musalladan önce al kollarına
Günüm ol, doğ şafak gibi sabahlarıma, ölümsüz şiirlerle ibadete durayım sana
İlkbahar olsun her mevsim, gizle beni aşkınla ruhundaki cennet kokulu odanda…



Kendi içinden çatlamış bir çıplaklığın suskun kıyılarına vurunca aşk, zamansız kavuşmaların hüzün pansiyonlarında çengel düşlerimize doğardı ay. Yapraklarından arınmış ağaçların matemli salınışlarıyla rüzgâr geçerdi yüreğimizin eksik hanelerinden. Kurumuş gözlerimize sular çarpınca uyanırdı gönlümüz anılardan ve çıkrıksız kovalar gibi düze çıkardık kendi derinliklerimizden.

Ruhumuzun yağmurlarla ıslanmış kavuşma fısıltılarında her dönüşümüz kendimize, her anlamsız hecemiz bir sel gibi yürürken üzerimize, kırgın şiirler birikir gönlümüzün saklılarında. Kanatları birbirine geçmiş göçmen kuşlar zamansızlığın kıyılarında dinlenirken acıdır göğsümüzün sol tarafına hükmeden. Sürgünlerden uslanmamış korkaklığımızın, hüzünlerden ders almamış hoyratlığımızın kendi kışkırtıcı gülüşlerini izleriz hiç bıkmadan.

Biliriz ki, yüreğimizi atıl tutan, kendi karelerinden çıkarak gecelerde bizi bulan sevda resimlerinde hep bir kavuşmanın çepeçevre yalnızlığına kollarımızı dolamak isteriz. Kendi öyküsünün renkleriyle denizleri düşleyen, kendi sağanaklarındaki ıslanışların ezginliğiyle aşkın derinliklerinde kendini gizleyen, güneşe yürüyenlerin ardında bıraktıkları gölgeler gibi, kendi isimsiz öykülerine bahanesiz ağlayanların soylu hayalleridir aşk.

Unutulmuş rüyaların yastıklarında biçare cümleler kurgularken, parmaklarımızı sıkan minik umutların gözlerindeki ıhlamur dallarına masum öpüşlerimizi asarız her sabah. Eskiyen yüzümüzün solgun damarlarında bir ıstırap gücenir. Yanıtsız bırakılan çağrılara veda susuşları yükledikçe, yürürüz kendi patikamızda. Uçurum boylarında göğsümüze dolan karanlıklardan, yüzümüze vuran şafaklardan nasırlı bir dönüşün sevisi dökülür birden, hüzzam bekleyişlere vurgun dudaklarımıza kış çöreklenir.

Bazen, sessizliğin memesindedir hüzün. Sağdıkça dinginlikle sarar insanı. Her acı, kendi girdabını kuşatan bir düşün yansımasıdır, gölgeli mutluluklarla yıpratmaz göğsünün duvarını. Yaşamın kırık gündönümlerinde umudun ceplerini karıştırırken, örselenmiş dudaklarımızda bir türkü büyür ve biz o nakaratı kendimizden çıkan türkülerde içimizdeki sancıları bölüşürüz. Dumanı sadece kendini saran dağlarla, tuzunu derinliklerinde saklayan denizlerle ve ruhtaki acılarını düşünüşlerinde sorgulayan insanlarla bir bütündür bu küre. Unutuldukça güçlenir, unuttukça içlenirsin.

Göğsümüzü örseleyen yorgun yakamozların kırık uzantılarında hep bir başınalığın derin iç çekişlerine vurur imgeler. Sorgulardan arınmış gemilerin yaslı güvertelerinde ay’ı izler bir kadın, bir sevdanın geliş türküsünü diline dolayarak. Kıyım sızılar küresine bir gül atar, deniz dalgalanır ve alır gemiyi götürür aşkın o çok uzaklardaki adalarına.

Gözlerin geçtikçe gözlerimin ovalarından, bir haller takınıyorum özlemli dudaklarımın harelerine. İnancımın kıyımlarla parsellenen kıyılarından gelip geçiyorsun, duvarlarımı yerle bir ederek. İlkbahar oluyor mevsim, sen ruhundaki izlence odalarında bir ışık seli gibi içime yürüyorsun. Sonra, ölümsüz sandığım düşlerin kıyılarına yürüyorum, her hali kendimize has düşünüşlerin içinde seninle birlikte kayboluyorum. Yabancı güneş doğuyor çevremde ve yalancı baharları anlatıyor şarkılar. Seninle zaman aşırı bir yolculuktur yaptığım, dünlerin köprülerinden geçerek yüreğinin geleceğine yürüyorum.

Bir gün, çözülünce birlikteliği ellerinin, aksak bir tökezlenişin umut kanaviçelerini as yaslı dallarıma. Her gidişin pusatlarına sakla bilge duruşlarımı ve dağ rüzgârlarına fısılda meselsiz aşklarımı. Ufuk çizgilerine varınca gözlerin yorgun kanatlarıma değecek, tavlı bir sevda uzanacak, bereket gibi yamaçlarına. Esirgenmemiş cümlelerle kelepçe gibi sıkacağız birbirimizin bileklerini. Çünkü, değişse de mevsimler, değişse de ismin, senin dağlarında, senin yüreğinde yetişen güllerin kokusu hiç değişmeyecektir gülüm.

Sen ki, bir çiy gibi uzarken yurdumun yemyeşil dağlarına, harlı ve namlı bir koşuyla toynaklarımla ezerim kıraçlarını. Hüzünlerimi gecelere saklar, gündüz gibi parıldayan gülüşlerini yüreğime odaklarım. İsterse o an, geceler en coşkulu anlarımı çalsınlar benden. Çözülsün düğmeleri özlemlerin, diren dudaklarımın titrek alevlerine. Aksak dilimdeki türkülerimle, yorgun gönlümdeki utkularımla dolarım demli bir çay gibi aşk bardağına.

Al götür beni desem, gülüşlerinin terli iklimlerine. Notlar düştüğün bir yaşanmışlığın defterlerini yırt at desem. Göçebe bir dünyanın kirli mintanlarını çıkar desem üzerimden. Bil ki gül bakışlım; ‘ölmek üç günlük ağıt, sakla beni yüreğinin doğurgan ve ölümsüz topraklarında’. Bırak, ihtilaller çıksın teninde, sesini içinde sakla suskunluklarının. Bir dağ yamacına ek sevdanın en ulu tohumlarını. Çıplak ayaklarınla ez, kokun sinsin içime, bir yaşamak türküsü gibi dol aşklarla ezgili yüreğime ve dilersen, kaldır başını, kavuşma yıldızlarını indir, sensizlik yağmurları yağmadan üzerime.

Selahattin Yetgin


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
… ‘ölüm, üç günlük ağıt/…sakla beni yüreğinin doğurgan topraklarında’... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz … ‘ölüm, üç günlük ağıt/…sakla beni yüreğinin doğurgan topraklarında’... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
… ‘Ölüm, Üç Günlük AĞIT/…Sakla Beni Yüreğinin Doğurgan Topraklarında’... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ben_resat
ben_resat, @ben-resat
16.12.2008 18:32:54
Okurken kendimden geçtim,, son zamanlarda okuduğum en güzel yazı ..sevgi ve selamlarımla
Sevay
Sevay, @sevay
21.10.2008 22:23:04
Bütünüyle etkileyici, duygu yüklü bir yazıydı. Severek okudum. Kutluyorum kaleminizi ve seven yüreğinizi....sevgilerimle
AyşegülTezcan
AyşegülTezcan, @aysegultezcan
21.10.2008 13:50:52
Hangi satırını alsam diğerine haksızlık etmiş olacağım sanırım.
Bütünüyle muhteşem bir deneme ve destansı bir anlatım.
Gönül acılarımızın yoklukla varolması kadar gerçek ve kırık kanatlarımızla ateşe doğru uçmak kadar yakıcı.
Yanarak okuyor insan, okudukça sözcüklerin büyülü dünyasına girerek ilerliyor içten içe.
Ve yazı hakettiği yerde...

Yürekten kutluyorum şair.

Saygılarımla...
Serdar Keskin
Serdar Keskin, @serdarkeskin
21.10.2008 00:58:21
10 puan verdi
günümün yazısıydı günün yazısı oldu...çokca tebriklerimle...burada görmek güzel yazıyı..
Serdar Keskin
Serdar Keskin, @serdarkeskin
20.10.2008 16:25:30
10 puan verdi
günün yazısı yada günümün yazısı diyebilirim...yüreğinize sağlık...
ya
yaprağın kaderi düşmekmiş, @yapraginkaderidusmekmis
20.10.2008 15:01:58
çok güzeldi.bir solukta okudum.kalemine sağlık
HAYALİBAHAR
HAYALİBAHAR, @hayalibahar
20.10.2008 14:47:19
tek kelimeyle harika bir yazı
kutladım güçlü kalemini ve yüreğini saygımla
afife sultan
afife sultan, @afifesultan
20.10.2008 13:26:35
10 puan verdi
Her zaman söylerim yineleyeceğim; seni anlamak derin bir felsefe gerektirir, hele kendi felsefesini bile oluşturmamışlardan anlaşılmayı bekleme. Seni anlamak havada yürüyüp yerde koşmak gibidir.Ben seni çok iyi anlıyorum ve derin kuyulardan sözcüklerinin kalbime su çektiğini söyleyebilirim sana.Sağol selo. Gönlün ve kalemin kırılmasın.Puanlamak, ölçmek- biçmek-derecelendirmek, adı her neyse işte ustaların işidir ve ben haddimi bilirim, herkesin de bilmesini isterim doğrusu. Harikasın selo...
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
20.10.2008 12:37:41
10 puan verdi
Bil ki gül bakışlım; ‘ölmek üç günlük ağıt, sakla beni yüreğinin doğurgan ve ölümsüz topraklarında’. Bırak, ihtilaller çıksın teninde, sesini içinde sakla suskunluklarının.

YÜREĞİNİN İKLİMİNDE SAKLARKEN ONU BEREKETE TESLİM ETMEK SUSKUN SIZILARIN İÇİNDEKİ GÜLÜ...

ELBETTE TAM PUAN...

GÜZELDİ ÇOKKK....

Mehtap ALTAN tarafından 10/20/2008 12:38:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL