4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2433
Okunma
Bir zaferin psikolojik kazanımlarını yok etmenin en etkin yolu, onu yok saymak ya da o başarıyı başka bir yöne kanalize ederek paylaştırmaktır.
Çanakkale Zaferi, Türk Milleti’nin kahraman evlatlarının canlarını feda ederek emperyalizme karşı kazandıkları muhteşem bir zaferdir.
Çanakkale’de yenilgiye uğrayan emperyalistlerin kaybı çok büyük olmuştur. Savaş sonrası hedeflerine ulaşamamanın yarattığı siyasi kayıplarıyla da günümüze kadar süren bir şaşkınlık ve onur kırıklığı içindedirler. Ne savaş sonrası ne de günümüzde kırılan onurlarının tamirine yönelik öç alma duyguları dinmemiş, bilakis artarak devam etmektedir.
Buna yönelik o günlerde başlayan telafi çabaları günümüzde de ne yazık ki içimizden de bir takım insanların desteğiyle süregelmektedir. Yöntemleri ise hem zekice hem de çok amaçlı kullanılabilir mahiyettedir.
Hûrafelere karşı zaaflarımızı biliyor olmalılar ki hûrafeyi hem zaferimizi basitleştirmek hem de uydurma dinsel mucizeler kullanarak dinimize bir hurafe daha yerleştirmek, böylece bir taşla iki kuş vurmak istemektedirler. Hepimizin sıkça işittiği ve biraz sonra kısaca değineceğim safsatalar ne yazık ki itibar görmekte ve haklı gururumuz olan o büyük zaferi batıl hale getirmektedir.
‘’ NUSRET’’ LE GELEN NUSRET ( Bir takvim yaprağından alıntıdır.)
Çanakkale Boğazı’na Almanlar 377 mayın döşemişlerdi. Fakat İtilaf kuvvetlerinin mayın tarama gemileri, bu mayınları temizlemişler ve gemilerinin rahat bir şekilde Boğaz’dan geçebileceği raporunu merkezlerine iletmişlerdi.
Çanakkale müstahkem mevkii komutanı Cevat Paşa sıkıntılı bir şekilde Mecidiye, Namazgah ve Hamidiye tabyaları arasında mekik dokuyordu. Karargahına gelip, tahta masasına oturduğunda, yorgunluktan gözleri kapandı. Bu kısa uyku esnasında bir rüya görmüştü. Rüyasında o’na ‘’Denizin üstüne bak’’ deniyordu. Denize baktığında, bir nur içinde de bir Vav ve Kef harfi görmüştü. Heyecanla uyanmıştı. Soğanlıdere ve Baykuş tabyalarını teftiş için kalktı. Yolu üzerinde, kızının mezarına uğrayıp dua ederken nurani yüzlü bir zat ile karşılaştı. O zatın ‘’Bir derdin mi var evladım’’ sorusu üzerine gördüğü rüyayı anlattı. O zat ona cevaben ‘’Nur zafer işaretidir. Ebcet hesabında Kef harfi 20, Vav harfi 6 rakamını bildirir. İkisinin toplamı 26 eder.’’ dedi.
Cevat Paşa, Binbaşı Nazmi Bey’i çağırıp ‘’Depolarımızda kaç mayınımız var? ’’ diye sordu. Nazmi Bey ‘’Elimizde hepsi Türk yapımı 26 mayın var. Almanlar bu eski mayınları döşememizi istemediler.’’ dedi. Cevat Paşa hemen Nusret mayın gemisinin komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey’e, ‘’Bu mayınları, Alman mayınlarının önüne onlara zıt yönde Boğaza döşemesi’’ emrini verdi.’’
Böylece devam etmektedir.
Şimdi, bu yazıda kahraman şehitlerimiz nerededir(!)?...
Kuvvetlerin eşit olmamasına rağmen verilen kahramanca direniş, mücadele nerededir?. Anlatılan safsata, bütün bu fedakarlıkları ötelemiş, karartmıştır değil mi?
Başka bir örneği de bir Anzak birliğinin sis bulutu içine girerek ilahi bir güç tarafından saf dışı bırakılmasıdır. Oysa bu da yine bir safsata olup emperyalistlerce zaferimizin gölgelenmesine yönelik içimizden bazılarına bu görevi vererek hayata geçirme girişimidir. Bu tür hilelere alet olanların profiline bakıldığında ise ya etnik farklılıklarıyla oynanarak beyni yıkanmış ya da Laik Cumhuriyeti içine sindirememiş ve ülkemizde Arap milliyetçiliğinin propagandasını üstlenen bir takım insanlar olduğunu görebiliriz. Elbette bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayan ancak her türlü hûrafelere inanmak gibi zaafları olan saf insanlarımız da bilmeden itibar göstererek bu amaca hizmet etmektedirler.