1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1424
Okunma

Bu ne asabiyet kardeşim!
Diş gıcırtısından geçilmiyor. Herkesin kaşı çatık, eline geçse boğacak, su bir kaşık.
Özellikle de trafikte barut fıçısı insanlar. Bir hata yapmaya gör, hatanın niteliği hiç önemli değil, anında sizinle kavga etmeye gelen birileri çıkıveriyor.
Siz suçlu olan veya olmayın aslında sizin suçunuzu saptayacak biri de değil karşınızdaki. Ne ceza yetkisi veya bilgisi var, ne de trafikten bir haberi.
Aslında kavga sebebi ile de uğraşmıyor hasbam, sadece çatacak yer arıyor. Siz çatacak yer aramasına da bakmayın, öyle kavga yeteneği de yok. Bir başka deyişle “vurdu mu oturtan” bir tip değil. Kavgayı çıkartırken dayak atma ihtimali asla yüzde elliyi geçmiyor.
O kadar asabi ki olayı anlamaya da çalışmıyor. Zaten anlatsanız anlayacak ne kapasite var adamda ne de ortam müsait.
O kadar asabi ki, bu asabiyetin kendisine bir üstünlük verdiğini sanıyor ve sesini de olanca yüksek perdeden kullanıyor.
O kadar asabi ki, davanın ne olduğunu bilmiyor ama, kendisinin kesin haklı olduğundan emin.
O kadar asabi ki, bu asabiyetin onu bir aslan kadar güçlü yapacağını sanıyor ve acayip kükreme sesleri çıkartıyor.
Ne yaparsınız dostlar, bu asabiye dur, deseniz durmaz. Haktan hukuktan söz etseniz anlamaz. Ne demiş atalarımız: “Elin yumruğunu yemeyen kendininkini balyoz sanırmış.” Hele bekleyin bir yumruk yesin de anlatırsınız.
“Gülmüyor yüzüm hayat zor oldu
Güller susuz kurudu soldu
Tövbe ettim gene bozuldu, yüreğim yanar
Mazeretim var asabiyim ben.”
Mashar, Fuat, Özman’ın bir parçası geldi aklıma. Ne yapsınlar kardeş, mazeretleri var bunlar hepsi ASABİ.