6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
647
Okunma
İlk başladığında sıradan bir mafya dizisi edasında gelmişti bize. Daha sonra konusu ,oyuncuları ve müzikleri derken iyice içimize işledi dizi. Başlama saatlerinde sokaklar boşalır oldu. Milli maç edasında işi çok ciddiye aldık. Memlekette dönen ama yazılmaya bile korkulan gerçekleri hayal ürünü gibi sunarak bizlere gerçeğin ta kendisini gösterdi. Bir dizinin suretinde kitap okuyormuş gibi satır satır gerçekleri içimize işledi dizi ekibi.
Dizide bir Ömer Baba var bilirsiniz. İçimizdeki ulvi değerleri bizim adımıza dile getirirken sabrın ve olgunluğun nasıl olması hususunda bir örnekti aslında.
Bir Deli Hikmet var bilirsiniz. Çabuk sinirlenen ama haksızlık yapmaktan korkan bir memleket sevdalısıdır. Komplo teorileri okuyup tezgahlara prim vermez. Halkın sabırsız sesidir o da. Ömer Baba ile tam terstir huyları ama ikisi de memlekete ve değerlerine bağlı kişilerdir.
Psikopat Memati de aslında kötü biri değildir içine inince. Çocuk esirgeme yurtlarında yetişmiş ve ceza evinde tacize uğramaktan Çakır tarafından kurtarılmıştır. Ailelerin çocuklarına sahip olmaları gerektiğini anlatır kendi suretinde. Sahipsiz olanın halini anlatır hallerinde.
Dizi ülkemizde ciddi bir izleyici kitlesine ulaştı kısa sürede. Bunda insanımızın şiddete olan merakı kadar, dizinin manevi değerlerimize sahip çıkan duruşu da önemli bir etkendi. Dizide cami ve tasavvufi kelimelerin yanı sıra yine Ömer Baba nın Ebru sanatıyla uğraşıyor oluşunu da unutmamak gerek.
Osman Sınav ülkede böyle bir dizi yaparak sadece yakın tarihimizi sorgulamakla kalmadı aslında. Sinema ya da dizi geçmişimizi takip etmiş olanların iyi bildiği bir şey vardır. Kısaca anlatmaya çalışalım ; Bizim sinema ve dizilerimizde sistemli bir şekilde İslami terimlere ve kavramlara üstü kapalı bir saldırı vardır. Kemal Sunal ın İnek Şaban tiplemesi ya da Avrupa Yakasının Gaffur tiplemesi basit iki örnektir. Yine bir çok dizide imamlar sahtekar gösterilir. Her meslek grubunda sahtekar insanlar olabileceği halde, din bilinçli bir şekilde yıpratılmaya çalışılır. İşte Osman Sınav dini sahiplenme misyonunu güderek bir nevi karşı atak yaptı.
Osman Sınav Deli Yürek Dizisinde başlamıştı bizim değerlerimizi sahiplenmeye. Bu sahiplenme Kurtlar Vadisinde devam etti. Ve artık İslami kavramlara sahip çıkan bir film ve dizi sektörü oluştu. Bir çok kişinin kötü gözle baktığı zikir ehli kişilerin aslında samimi dindarlar olduğunu gösterdi bize Kurtlar Vadisi, Irak la alakalı sinema bölümünde. Ve sahipsiz olmadığımızı hissettirdi.
İnanıyoruz ki bayrağı Osman sınav dan alan Necati ŞAŞMAZ ve arkadaşları ilerde daha da güzel sinema filmleriyle bizleri ihya etmeye devam edecekler. Belki İstanbul un fethini Yüzüklerin Efendisi kalitesiyle izleyeceğiz. Belki Ulubatlı Hasan surlara bayrak dikip şehit olurken bizler evde ağlayıp sevinç göz yaşları dökeceğiz. Belki Malazgirt meydan muharebesini son kalite bir filmde izleyip Alparslan la omuz omuza vereceğiz. Eğer geniş düşünürsek olması muhtemel ve gerekli şeylerden bahsediyoruz. Düşünsenize elin korkak ve barbar İskoçları tutup filmlerde kendilerini kahraman gösteriyorlar. Vietnam da hüsrana uğrayan ABD bile kendini Rambo Filmleriyle avutabildi. Bizim şanlı ve şerefli bir geçmişimiz var iken çocuklarımızın Amerika lı sahte kahramanlara imrenmesi üzücü değil mi? Güzel günler görme temennisiyle hoşça kalın.