Yıl 1928. Merzifon’da bir bebek sesi, ben geldim dercesine, dünyaya gelişini müjdeler.

Korka korka değil
Usul usul değil
Elim yüreğimde
Çarpa çarpa eldim
Aç kapıyı
Bak ne diyeceğim

Sesin sahibi, Merzifon tarihi yazarı, Aziz Taşan’ın oğlu 15. yüzyılın tanınmış şairlerinden , Merzifon’lu şair, Şeyh Abdürrahim Rumi’nin torunudur.

1951 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirir. 1952 yılında da Samsun’da yargıçlık stajını yapar. Kendisi gibi hukuk eğitimi görmüş Meral Hanım’la evlenir.

Çocuğumuza bakıyoruz
Evimize bakıyoruz
Dünyaya bakıyoruz
Bütün sarılı kollar arasında
Güllerin gelinciğin arasında
Yüzünün öptüğüm yarısında
Kötüye geçit yok
Buğday tarlaları çiğnenemez bir daha
Nükleer denemeler yasak.

Berin Taşan, yurdun çeşitli yerlerinde 33 yıl Cumhuriyet Savcılığı yapar. Bir siyasinin özel işini yapmadığından, 1955’te İzmir’den Şira’na, yönetimi yeren bir şiirinden dolayı da, 1965’te ikinci kez geldiği İzmir’den Sinop’a sürgün edilir.

Vatanın her köşesi aziz
Çamlıca, Erenköy, Maçka
Vatanın bu yanında biz

Buca Eğitim Enstitüsü ile Cezaevi’nin işbirliğiyle yapılan açık oturumlar, tiyatro, şiir günleri etkinlikleri, Sinop’ta her yıl bir oyun sahneye konarak ve Festivalinin bir gününü Sinop Cezaevine ayrılması olarak devam eder.

1985’te Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcısı olarak emekli olur. İlk şiiri 1946 yılında Varlık Dergisi’nde yayımlanır. Sonraki yıllarda yazı ve şiirleri Cumhuriyet ve Vatan gazeteleri ile Yeditepe, Yeniufuklar, İstanbul, Kaynak, Pazar Postası’nda yer alır.

Orhan Veli, Oktat Rıfat, Melih Cevdet ve Berin Taşan, Nazım Hikmet’e af için destek çıkar.

Nereye dokunsan
Dokunduğun yerden dökülüp dağılıyorsun
Tuz kokuyorsa burası Türkiye diyerek
İngilizce sözcüklerle feksefe yapmak yok
Kaytarmak, özür bulmak, bırakıp gitmek yok

Şiirin yanı sıra edebiyatla ilgili araştırmalar, incelemeler, ve oyunlar yayınlar. Kemal Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun yan kurullarında yer alır. Kurum kapatılınca Dil Derneği’nin kurucuları arasındadır.

Biz olmasak da içinde
Yine demir alacak vapurlar
İnce yağacak yağmur
Zaman düşecek takvimlerden
Tutamadığımız kuşlar
Söğüt dallarını eğerken
Belki de kulaklarımız çınlamayacak
Radyoda Alişim söylenirken.
Yakamadığımız çoban ateşleri
Pırıl pırıl
Koştuğumuz yollardan
Nasıl gelecek nisan ayı

1999’da Şair, hukukçu Berin Taşan Sokağı olarak, İzmi,r Karşıyaka’da bir sokağa adı verilir. Berin Taşan bu konuda şunları söyler:

Adıma açılan sokaktan dileğim:
Hep huzur içinde
Güvenli insanlar geçsin
Çocuklar koşup oynasınlar
Balkonlarından çiçekler sarksın
Duvarlarına sarmaşıklar tırmansın

Kendi kuşağı içinde de, bu gün de, şiirlerimizin en özgün şairlerinden dir Berin Taşan. Şiirlerindeki yer yer yüksek, yer yer hüzünle yüklü, yer yer isyancı sesidir anlayacağınız. Şiirlerindeki ses, aydınlığımızı, şiirin inceliğini, , gücünü, özgür sesini duyuracaktır. O sesle yaşamak ayrıcalıktır. O sesle yaşamakTürkçenin tadını, güzelliğini, inceliğini yakalamak olacaktır.

Yaşama sorumnlulukla bakan Berin Taşan, eserleriyle yarına kalacak şairlerimizdendir. Berin Taşan’la aynı çağda, aynı kentte yaşamak, beraber ortamlarda bulunmak bizim için büyük bir onurdur.

Aç kapıyı bak ne diyeceğim
Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım, oynuyorlar
Tam kırk çeşit sarmaşık gül buldum
Penceremin dibinde açacak.
Ekinleri dolu vurmadı,
Çekirge gelmedi,
Kurak olmadı.
Yorgunum demeyeceğim,
Bir evimiz olsa demeyeceğim,
Yüreğim daralıyor demeyeceğim.
Bir baksan gözlerime
Başını çevirmeyeceksin,
Yürüyüp gitmeyeceksin,
Elini çekmeyeceksin.
Bir baksan gözlerime
Dağda yakılmış ateşler göreceksin.
Aç kapıyı kim geldi bak
Bak nasıl havalandı güvercin.
Açmam diyemezsin artık,
Aç!