Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
nazmon
nazmon

Tebriz'de Azerbaycan Müzesi

Yorum

Tebriz'de Azerbaycan Müzesi

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

654

Okunma

Tebriz'de Azerbaycan Müzesi

Tebriz’deki Azerbaycan Müzesi sıradan bir müze değildi. Eserlerin çokluğu, bunların önem ve değeri dikkate alındığı zaman, dünya çapında bir tarihi zenginliğin saklandığı bir yerdi. Bu hem sevindirici ve hem de yorucuydu. Çünkü bu kadar çok esere bakıp geçmek bile uzun zaman gerektiriyordu.


5113 Müzenin girişi

Oysa ben bakıp geçmeyecek, hemen tamamına yakınının fotoğraflarını çekecek ve üzerinde düşünüp gruplamaya, her eserin dönemini kurgulamaya çalışacaktım.
Sabahtan beri üç saat kadar yürümüş olduğum da dikkate alınırsa, burada da iki saat ayakta kalınca epeyce yorulmuştum. Fakat müzedeki MÖ 3-5 bin yıl öncesinden, günümüze kadar dağılan harika eserleri görmenin heyecanıyla yorgunluğu unutmuştum.
Tarih öğretmeni olduğumu ve Türkiye’den geldiğimi söyleyince müze görevlileri, her konuda yardımcı oldu ve hatta fotoğraf çekmeme de izin verdiler.




5121 MÖ. 2. Bin yıla ait araçlar (Luristan)

Müze gezmek, kimi insanlar için sıkıcı gelebilir. Bunun nedeni genellikle izlediği eser ile dönemi arasında bir bağlantı kurarak, eseri döneminin koşulları içinde değerlendirememekten kaynaklanmaktadır.
Örneğin yukarıda görülen metal aletlere bugünün koşullarında baktığınız zaman bunların hayret edilecek hiçbir özelliği yoktur. Fakat bunların MÖ ikinci bin yıllarında yapılıp kullanıldığını düşünürseniz bir mucize ile karşı karşıya olduğunuzu fark edersiniz.




5131 Partlar Dönemine (MÖ 250 MS226) ait eserler

Örneğin MÖ 2. Binlerde metalin eritilebilmesi, şekillendirilmesi bir yana bunların kullanış amaçları bile, o günlerin koşullarını bilenler için aklı zorlamaktadır.
Aşağıdaki resimde ise Partlara ait, seramik eşyadan, soldaki kadın hey- keli ve aşağıdaki çift başlı sandukanın zarafeti gerçekten çok güzel görünüyor.
Tebriz’de bu müze 1957 yılında kurulmuş. Girişteki bölüm hemen tümüyle arkeoloji eserlerine ayrılmış. Güzel biçimde düzenlenmiş. Özellikle MÖ’ye ait eserleri, pek çok müzede kırık dökük veya eksik olarak görmeye alışmış birisi olarak, buradaki eserlerin genelinin bütünlüğünü korumuş olması önemli bir kazançtı.




5133 Suşa’da bulunan Part dönemi eserler

Burada altına gızıl deniliyor. Ve bu müzede takı ve süs eşyası olarak çok miktarda gızıl örneği var. Bu da İran’da gızıl (altın) işçiliğinin çok eskilere dayandığını ve çok ileri olduğunu gösteriyor. Nitekim bugün de kuyumculuk İran’da en önemli mesleklerden biri.
Bizde olduğu gibi burada da altın, süs ve takı amaçlı olduğu kadar tasarruf amaçlı biriktirme aracı olarak da kullanılıyor. Bu yüzden kuyumcu dükkanları, kadınlarla dolup dolup boşalıyor. Kimi alıyor, kimi satıyor kimi de bakıyor.
Örneğin aşağıdaki resimdeki takılar, hiç de MÖ birinci binyıldan kalma gibi değil. Düzgünlüğü, rengi ve parlaklığıyla çok daha yakın zamanlara aitmiş gibi görünüyor. Yani eserler, kırılıp bozulmadan çıkarılmış ve çok iyi korunmuş diye düşünüyorum.



5122 MÖ. 1. Bin yıla ait takılar

Müzede, Arkeolojik eserler büyük ekseriyette olsa da, etnoğrafik eserlerin bulunduğu bölümler de var. Buralarda göçebe İran yaşamına ait giysi ve araçlar sergileniyor. Ve genelde daha yakın dönemlerin eserleri bunlar.
Eser çeşit ve bolluğu, İran Coğrafyasının, tarihin en eski dönemlerin- den itibaren yaşama ve yarleşmeye elverişli olması kadar, İran’dan gelip geçen kavimlerin bolluğu ve burada kurulan devletlerin çokluğuyla da ilgili olduğu- nu düşünüyorum.
Yine aşağıdaki fotoğrafta görülen Akameniş (Pers) dönemine ait (MÖ 650-330) değerli taşlardan yapılmış çok sayıda süs eşyası ve takılar var. Seramik, metal ve kemikten yapılmış takı örnekleri de var.



5128 Sasaniler (226- 650) dönemine ait, av ve savaş sahneleri

Bu arada oyma, kabartma ve yontma sanatıyla ilgili örnekler de var. Fakat nedense heykel çok az. Yukardaki Sasaniler Döneminden kalma metal üzerine kabartma eserler gibi taş ve seramik üzerine oyma ve kabartmalar da var.
Müze üç katlı olup giriş katında en önemli arkeolojik eserler toplanmıştı. Çeşit ve miktar olarak da en zengin bölüm burasıydı.
Üst katta ise Tarih boyunca İran’da kurulan devletlerin hakimiyet alanlarını gösteren haritalarla porselen ve seramik eserler çoğunluktaydı. Hepsini de ayrı ayrı ve dikkatle incelemek, fotoğraflarını çekmek çok yoruyordu. Yorulunca gidip Müze Müdürüyle sohbet ederek 5-10 dakika dinleniyordum.
Bu sohbetlerde bazen de eserlerle ilgili kafama takılan soruları yöneltiyordum. Çünkü eserleri tanıtan etiketlerde genellikle 3000 yıl gabak (eski, önce), 5000 yıl gabak gibi ifadeleri gördükçe, ben de kendi kendime “Bu dönemde bunlar olabilir mi” diye soruyordum. Aklıma yatmayanı gidip müdüre soruyordum.



5137 Akameniş Dönemi renkli boncuklarla yapılmış bir süs eşyası

Örneğin demir bir balta, bir çekiç ve bir çapanın bulunduğu bir vitrinde bu araçlara ait etikette günümüzden 5000 yıl gabak (önce) yazıyordu. Bu bana olanaksız geldiği için müdüre sordum. Çünkü benim bilgilerime göre, demirden araç yapımı MÖ 2000’lerde başlamıştı. Oysa bu etikete göre bu araçlar MÖ 3000 yılına aitti. Bu yüzden kafama takılmıştı.
Meğer bunlar, demir değil tunçmuş. Aynı biçimde kafama takılan başka bir araç grubu ise meğer taştan yapılmış. Ama sanki demir gibi görünüyordu.
İkinci katta, haritalarla seramik eşyadan başka değişik dönemlerde İran’da kurulan devletlere ait para koleksiyonları da önemli bir yer tutmaktaydı. Burada da tereddüde düştüğüm hükümdarlarla ilgili sorularımı müze müdürü açıklıyordu.



5170 Kaçarlar Dönemine ait seramik eşya örnekleri.

Aslında müze müdürüyle tam olarak anlaşamıyorduk. Fakat büyük bir şans eseri müzede görevli bir bayan, daha önce Antalya’daki otellerde çalışmış bir dönem. Bu yüzden onun Türkçesi çok iyiydi ve anlaşmamızı kolaylaştırıyordu.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Tebriz'de azerbaycan müzesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tebriz'de azerbaycan müzesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tebriz'de Azerbaycan Müzesi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL