Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
sami biberoğulları
sami biberoğulları

'YAŞASIN İNGİLTERE !', ALLAH NEBİ ALLENBY VE HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR

Yorum

'YAŞASIN İNGİLTERE !', ALLAH NEBİ ALLENBY VE HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1366

Okunma

'YAŞASIN İNGİLTERE !',  ALLAH  NEBİ  ALLENBY  VE  HİÇ  BİR  ŞEY  TESADÜF  DEĞİLDİR

'YAŞASIN İNGİLTERE !', ALLAH NEBİ ALLENBY VE HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR

Başlık tüylerinizi diken diken etti biliyorum. Hatta içinizde bana küfredenler bile olduğunu tahmin ediyorum ama sabredip yazıyı okursanız neden böyle bir başlık attığımı anlayacaksınız.

1. Dünya Savaşında Osmanlıların çarpıştığı cephelerden biri de Filistin Cephesiydi. Burada yaşanan savaşları uzun uzun anlatmayacağım sizlere ama günümüzün en güncel konusu olduğu için Kudüs’ün İngilizler tarafından ele geçirilişini anlatacağım ve bunu anlatırken de lafı ’Yaşasın İngiltere’ye getireceğim. Daha sonra da ’Allah Nebi Allenby’ ye...

İngilizler, hem Çanakkale’deki hezimetlerinin acısını çıkartmak hem de Türkleri manen ezmek için Çanakkale Savaşlarının bitiminden ( 6 Ocak 1916 ) bir kaç ay sonra 11 Haziran 1916 da Mekke’yi ele geçirdiler. Görünüşte Mekke Osmanlılara karşı isyan eden Şerif Hüseyin’in eline geçmişti( Yani Hristiyanlara değil, her şeye rağmen bir Müslümana, Müslümanlara...) ama işin aslının hiç de öyle olmadığını herkes biliyordu.

Mekke’nin düşmesi Türklere ağır bir manevi darbeydi ama İngilizler sadece bununla yetinmek niyetinde değillerdi. Hemen peşi sıra halifeler kenti Bağdat da 11 Mart 1917 de İngilizlerin eline geçmişti.

Sırada tüm dinler için kutsal sayılan ama 730 yıldır Müslüman Türklerin elinde bulunan Kudüs vardı.

Sizlerin bu yazıyı okuduğunuz 8 Aralık 2017 tarihinden tam olarak 100 sene önce Kudüs de İngilizlerin eline geçti.

Evet...İngilizler, kırk günlük bir kuşatma sonunda artık Kudüs’ün tüm müdafaa gücünü kırmışlardı.

Fahrettin Paşa’nın Medine savunması hâla devam etse de Mekke, Bağdat elden çıkmış ve nihayet Kudüs de çıkıyordu.

Çıkmasına çıkıyordu ya akıtacak kanımız tükendiği için değil. Bakın neden?

Kudüs Mutasarrıfı İzzet Bey, İngiliz kumandanlığına yazdığı bir mektupta Kudüs’ü neden teslim ettiğimiz gayet net bir şekilde şöyle dile getirir:


“İngiliz Kumandanlığı’na

Her milletçe kutsal sayılan Kudüs’teki yerleşim yerlerine iki günden beri obüsler düşmektedir. Osmanlı Hükumeti sırf dinî mekanların zarar görmemesi için kasabadan çekilmiş ve Kamame, Mescid-i Aksa gibi dinî mekanların korunmasına memurlar görevlendirmiştir.
Tarafınızdan dahi bu yolda muamele edileceği ümidiyle bu belgeyi Belediye Reisi Vekili Hüseyinzâde Hüseyin Bey eliyle gönderiyorum efendim.

Kudüs Müstakil Mutasarrıfı

İzzet

8/9.12.33

Evet..Aslında İzzet Bey de Medine müdafii Fahrettin Paşa gibi çekirge yiyerek Kudüs’ü savunabilirdi. Bu savunma sonunda başarılı olamazdı ama kanının son damlasına kadar savaşırdı lakin eğer böyle yapsaydı İngilizler kutsal filan dinlemeyip Mescid-i Aksayı bile yerle bir edeceklerdi. O derece gözleri dönmüştü.

Yazdığı bu mektubu Kudüs belediye başkan vekili Hüzeyinzade Hüseyin Bey’e veren mutasarrıf İzzet Bey 9 Aralık sabahı sessiz sedasız Kudüs’ten ayrıldı.

Belediye başkan vekili Hüseyinzade Hüseyin Bey mektubu alıp Lifa’da bulunan İngiliz Birliğine geldi. Elinde bir beyaz bayrakla bir Türk’ün geldiğini gören İngilizler ona ne istediğini sorduklarında Kudüs’ün teslim mektubunu getirdiğini söyledi. Ancak mektubu elinden alan olmuyordu. Sonunda 60. Tümen Komutanı Tümgeneral J.S.M. Shea, Korgeneral P. Chetwode’a danıştı ve Chetwode da teslim işini kabul etmesini bildirdi. O da, Mısır Seferi Kuvvetler Komutanı General Allenby adına saat 11.00’de şehrin teslimini kabul etti.

İşin komik tarafı nedir bilir misiniz? İzzet Bey, mektubunda Kudüs’ün daha fazla tahrip edilmesini önlemek için teslim ettiğimizi belirtirken 9 Aralık 1917 De İngiltere parlamentosuna ulaşan bu haberin resmi duyurusunu yapan Maliye bakanı Bonar Law ’ Kudüs’te kutsal mekanların tahrip edilmemesi için kuşatma uzun sürmüştür maaalesef. Ama bugün itibariyle ordumuz Kudüs’ü teslim almıştır’ Demiştir.

Hristiyan Dünyasında Kudüs’ün Müslümanlardan alınması oldukça büyük bir sevinçle karşılanmış, üç yıldır çan çalınmayan Westminister Katedralinde büyük bir tören yapıldığı gibi Paris’te Notr Dame Katedralinde de özel tören yapılmıştır.

Bu sırada Roma’daki yüzlerce çan çalmış, Kardinal Lega, kalabalığa hitap etmiş ve kalabalığı kutsamıştı. Papa, savaşa katılan ülkelerdeki tüm papazlara bir genelge göndererek, her hangi bir Hıristiyan devletin Kudüs’ün geri alınması girişiminde Türklere yardım etmesi halinde aforoz edileceğini bildirmişti

Peki Kudüs’ün ingilizlerin eline geçmesi sadece Hristiyanları mı sevindirdi? Elbette ki hayır. Yahudiler de bir o kadar sevinmişlerdi.

Ancak başka sevinenler de vardı ve maalesef onlar Müslümandı.

Evet...Kudüs’ün 730 sene sonra Hrıstiyanların eline geçmesine sevinenler içinde Müslümanlar da vardı.

Gazeteci W.T. Massey 10 yıldır Kudüs’te yaşayan ve Kızılhaç Hastanesi’nde çalışan bir Amerikalının anlatımı ile, Türk ordusunda görevli üç yaralı Arap subayın hastaneye getirildiğini, bunlardan birinin “Şimdi Yaşa İngiltere diye bağırabilirim” demesi üzerine, hastanede çok sayıda yaralı Türkün olduğunu ve dikkatli olması gerektiğini hatırlatması üzerine bunu dikkate almadığını ve “Yaşasın İngiltere” diye bağırdığını anlatmaktadır.

General Allenby Kudüs’e 11 Aralık 1917 de sadece 150 kişilik bir maiyet ve yaya olarak girdi. Aynen bir Hristiyan hacı gibi... Kendisine takdim edilen şehrin ileri gelenleri, yabancı temsilciler ve İngiltere Hükumeti tarafından hazırlanan beyannamenin okunması sadece on beş dakika sürmüştü. O beyannamede de şunlar yazıyordu:


“Mübarek Kudüs’ün sakinleri ve çevresinde ikamet eden halka:

Komutam altındaki askerlerin Türkleri bozguna uğratması kuvvetlerim tarafından şehrinizin işgaliyle sonuçlanmıştır. Bundan dolayı, şimdi, burada yönetim şekli olarak sıkıyönetim ilan ediyorum ve askerî şartlar gerektirdiği kadar da sürecektir.

Bununla beraber, çekilmiş düşmanın ellerindeki tecrübeniz sebebiyle herhangi biriniz telaşa kapılabilirsiniz. Bundan dolayı herkesin kesinti korkusu olmadan meşru işini devam ettirmesinin arzum olduğunu size bildiriyorum.

Ayrıca, şehrinize insanlığın büyük dinlerinden üçünün bağlılarınca tutkuyla bakıldığından ve birçok asırdır bu üç dinin ibadet eden ve dindar halk yığınlarının hacıları tarafından şehrin Tanrıya adandığı için, her kutsal bina, anıt, kutsal yer, tapınak, geleneksel mevki, vakıf, dini teberru veya 3 dinin hangisi olursa olsun mutat ibadet yerinin muhafaza edileceğini ve onların kutsal olduğuna, inananların mevcut gelenek ve inançlarına göre korunacağını bilmenizi isterim.”

Aralık 1917 Edmund Henry Hynmen Allenby, General

Mısır Seferi Kuvveti Komutanı...

Şimdi gelelim daha da acıklı bir başka duruma.

Efendim, General Allenby’nin Kudüs’e girmesi aynı zamanda bir Arap kehanetini de doğruladığı için bazı Araplar ona ’Allah Nebi’ adını verdiler.

’Ohaaa’ dediğiniz duyar gibiyim

İnanmayan, eğer bulabilirse şu esere baksın: H. Pirie Gordon, Mısır Kuvvei Seferiyesinin İleri Harekâtı, Çev.Adil, İstanbul, Matbaai Askeriye, 1926

Peki bu nasıl bir kehanetti?

Efendim bu kehanete göre bir peygamber, Nil’in suyunu Filistin’e getirdiği zaman Türkler Filistin’den defolup gideceklerdi (!)

Evet...Bu kehanetin sahibi, Hz. Muhammed’in son peygamber olduğunu bilen(!) Araplardı maalesef. Bekledikleri Peygamber ( general Allenby ) de Hristiyan dünyasından gelmişti ve defolup gidedecek olanlar Müslüman Türkler iken, kurtarıcı olarak gelenler İngilizlerdi.

Eee? Nil’in Suyunu Filistin’e getirmek ne alaka?

1917 sonunda İngilizler Sina Çölünün kuzeyinden Akdeniz kıyısı boyunca Filistin’e demiryolunu ulaştırdıkları gibi, demiryolu hattı boyunca Nil’in tatlı suyunu da bir boru hattı ile döşemişlerdi. Bunun gerçek sebebi, narin İngiliz askerlerinin çölün tuzlu suyunu içmeye dayanamamalarıydı.

Aynen kehanetteki gibi bir peygamber ( Allenby) Nil’in suyunu Filistin’e getirmişti ve yine kehanette olduğu gibi Türkler Kudüs’ten defolup gitmişlerdi.

Bu gün 8 Aralık 2017

ABD Başkanı Trump iki gün önce Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı. Yaklaşık olarak Kudüs’ün Türklerin elinden alındığı 8/9 Aralık 1917 den 100 yıl sonra...

Hani dediydik ya ’Hiç bir şey tesadüf değildir’ Diye...Kudüs’ün Türklerin elinden alınmasının yüzüncü yıl dönümünde Kudüs’ün, İsrail’in Başkenti ilan edilmesi tesadüf olabilir mi dersiniz?

Aynen 15 Temmuz gibi... 15 Temmuz 2106 da ilk Haçlı Seferinin tam olarak 890. Yıldönümü değil miydi?

Allah bu milleti herhangi bir savaştan korusun. Biz Kudüs için bir kez daha kanımızı, canımızı veririz lakin bunca kan, bunca can, bunca emekten sonra dindaşlarımızdan bir tanesi bile soydaşlarının 100 sene önce ’ Yaşasın İngiltere’ dediği gibi ’ Yaşasın ABD’ derse ya da Allenby’ye ’Allah Nebi’ Dedikleri gibi Trump’a ’Allah Nebi’ sıfatını yapıştırırsa insan o zaman kahrolur aynen 100 sene önceki dedelerimizin kahrolduğu gibi.

Biz ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Peygamberimizin miraca yükseldiği Kudüs için yine hiç düşünmeden, geçmişte ve hatta bugün uğradığımız onca ihanete rağmen, kanımızın ve genimizin gereği olarak Kudüs için savaşırız. Ama Selahaddin Eyyubi’ye ’ Ayyaş serseri’ Diyen sapıkların şimdi ’ Yürü ! Kudüs seni bekliyor’ Demesine bakarak savaşmayız. Biz ’ Ey iman edenler ! Toplu olarak kafirlerle karşılaştığınızda onlara sırtlarınızı dönmeyin’ ayetine bakarak savaşırız. ( Enfal Suresi 15. Ayet )

Biz hangi devlet yanımızda, hangisi değile bakmayız. Biz ’ Ey iman edenler ! Size ne oldu ki Allah yolunda cihada çıkın denilince oturduğunuz yere yığılıp kaldınız? Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına razı mı oldunuz? Fakat dünya hayatının zevki ahiretin yanında ancak pek az bir şeydir’ Ayetine bakarız ( Tevbe Suresi 38. Ayet )

RESİMLER
1- General Edmund Henry Hynman Allenby
2- General Allenby’nin Kudüs’e girişi
3- Kudüs’ün Türklerden alınmasının ABD Newyork Heral Gazetesindeki haberi
’Kudüs ingilizler tarafından 673 yıllık Müslüman Hükümranlığından kurtarıldı.’
4- General Allenby ve Kral Faysal

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
'yaşasın ingiltere !', allah nebi allenby ve hiç bir şey tesadüf değildir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 'yaşasın ingiltere !', allah nebi allenby ve hiç bir şey tesadüf değildir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'YAŞASIN İNGİLTERE !', ALLAH NEBİ ALLENBY VE HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
8.12.2017 18:26:11
"15 Temmuz 2106 da ilk Haçlı Seferinin tam olarak 890. Yıldönümü değil miydi?"

İlk Haçlı Seferi için çeşitli tarihler referans alınabilir ama 15 Temmuz deyince kastedilen Kudüs'ün fethi (ya da düşmesi) oluyor. Ama sonrasında biraz sorun var. 2106 herhalde 2016 olarak yazılmalıydı. Ama 2016 - 1099 = 917. Genel eğilim yuvarlak olmayan rakamların anlamlı olmadığı yönünde. Bu yüzden benzerlik ay ve günle sınırlı demek daha doğru olacak. Saygılarımla.
chaotica
chaotica, @chaotica
8.12.2017 12:15:38
Küresel sermayenin at başı ABD ile monarşist sermaye lideri İngiltere sanırım artık karşı karşıya geliyor. Trump'ın Kudüs açıklamasına İngiltere, biz aynı fikirde değiliz, diyerek tepkisini gösterdi. Biz İngiltere ile değil de İngiltere bizimle müttefikliğin yollarını aramak zorundadır bu tarihten sonra. Hayırlısı...
Filiz Şahin.
Filiz Şahin., @filizsahin-
8.12.2017 12:05:35
Bu başlığı atıp sonra da yapacam mı diyorsun?
o halde
"ilk taşı günahsız olanınız atsın" çünkü ben idrak (!) edemedim.
Ozan Neco Baba
Ozan Neco Baba, @ozan-neco-baba
8.12.2017 11:03:50
Var olun milli duygularınızı kutlarım değerli Hemşehrim yazan yüreğiniz var olsun selam saygılarımla.
Mustafa Gül (Hamdi)
Mustafa Gül (Hamdi), @mustafa-g-l-hamdi
8.12.2017 10:13:15
İbretle okudum Hocam. Emeğiniz için çok teşekkürler.
Selamlar, hürmetler...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL