Soğuk bir kış sabahında okula hazırlanırken ben babam köy dolmuşuyla evime geldi.Ben ona bir çay hazırlayıncaya kadar okula gitme zamanım biraz geçti.
Çay demlenir demlenmez babamın önüne koydum. Okul çantamı alıp okulumun yolunu tutum.

Lastik ayakkabın altı delik olduğundan olsa gerek okula ben ulaşıncaya kadar ayakkabımın soğuk kar suyuyla dolduğunu fark ettim.
Okula ben ulaşıncaya kadar ayaklarım adeta buz kesti. Zor zekat kendimi okula atım.
Üst kattaki sınıfıma çıkınca nöbetçi öğretmenin çocukları içeriye aldığını gördüm.
Ben doğruca sınıfıma yöneldim. Sınıfımın kapısını çalarak içeri girdim.

Biyoloji öğretmenimiz olmadığından dolayı müdür bey dersimize giriyordu o aralar.
Müdür bey derse girmişti . Bana neden derse geç kaldığımı sordu sormasına ama ayni zamanda soğuktan titreyen ağzıma da çok şiddetli bir tokat indirdi.
Ardından soğuk ve korkudan tir tir titreyen iki dizime de tekmeyle vurmaya devam etti ben yere düşünceye kadar.
Çok zoruma gitmişti.Ağlamamak için o gün bütün hücrelerimle direndim desem yerinde bir ifade olur.
Teneffüs çili çalmıştı.Hızlı adımlarla okulun arkasına gittim. Artık çok rahat ağlıyordum.
Bir teneffüs boyunca iki gözüm iki çeşmeydi.
İçeri zili çalınca okulun önünde bulunan eski çeşmede yüzümü yıkadım. Sınıfıma çıkıp dersime girdim.


Bana kendimi ifade etme fırsatı vermeyen ve beni bu şekilde cezalandıran bu müdür ondan sonra gözümde hep bir zalim olarak gözüktü.