En berrak öyküler çay ıtırlıdır. Camdan gülümseyen hayal, gizemli bir iklimin albenili perisi olarak merhaba der size. Hangi mevsim olursa olsun, çayın buğusunda erguvanlar açar. Turnaların gördüğü düşü tabir eder dudaklar ince bellilerle.


Çay, ne munis, ne göz alıcı bir içecek. En mütevazı anların tevazu sahibi şivekârı. Gamzelerinin ışığı, gözünüzün aydınlığı olur daima. Çay en içten ünsiyetlerin kapısını aralar. Sözcükleri yur yıkar sinesinde ince belli cerenler. Bin bir gece masallarının diyarından, Kafdağı’nın ardından selam getirir zamana çay. Şimdiki zaman mazi ile ati arsında gül kokulu bir köprüdür artık…Demlik semaverle isli çaydanlık gözünüzle sessiz sedasız söyleşir.


Çay, ayla hem dem olur mehtap deminde. Hale hale güzellik yayılır iklime. Çayın rayihası Leyla’nın nefesinden bir numunedir. Nefes sesle bütünleşir kaşıkla bardağın bestesinde. Bestenigâr bir güzellik aşinanız olur. Bu aşinalık şiir kapısını aralar:


Erguvan Renkli Düşler
Billurdan kelimeler hicret eder dört mevsim
Bulutların hayali çisil çisil süzülür
İncelik ve zarafet çaya mahsus has isim
İsli çaydanlık yanar ateş dem dem üzülür
Atlaslara işlenir erguvan renkli düşler
Bize hatıra kalır gül misalce gülüşler



Berrak bakışlarıyla camdan el eder peri
Nazdan sızan ışığın usaresi emsalsiz
Biz çayla aşinayız kadim günlerden beri
Çaya melike dilber bu cihanda misilsiz
Atlaslara işlenir erguvan renkli düşler
Bize hatıra kalır gül misalce gülüşler



Zaman kirmen misali döner durur dem be dem
Takvim yapraklarının nicedir hazan rengi
Hurufat beş mevsimde çayla kazanır kadem
Çay olur şiirlerin değişmeyen ahengi
Atlaslara işlenir erguvan renkli düşler
Bize hatıra kalır gül misalce gülüşler



Acı çay damak burar bir efsane dillenir
Camdan sızan ışığın bestesini yapar su
İnce belli içinde efsane şekillenir
Bir fakir kalem ile anlatır bu hususu
Atlaslara işlenir erguvan renkli düşler
Bize hatıra kalır gül misalce gülüşler.


Karınca kararınca dökülür dizeler kâğıda. Çaydan sızan ışığın verdiği ilham ile hurufatın imecesi neticesinde çay kokulu şiirler zuhur eder. Çayın buğusu zamanın sisini pusunu temizler. Yazdıklarımız şimdi dikkate değer bulunmasa da an gelir bir okuyan çıkar belki. Çaydan sızan ışığın aydınlattığı iklimlerde dostluk türküleri söylenir. Kavgasız savaşsız bir dünyada, güzel günler yaşanır; dostluk ve sevgi renkli. Berraklık nakış nakış işlenir sabahlara. Güzellik ayan olur…
Ankara, 11.07.2017 İbrahim Kilik