Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Fevzi Durmuş
Fevzi Durmuş

ARTVİN FIKRALARI-1

Yorum

ARTVİN FIKRALARI-1

3

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

970

Okunma

ARTVİN FIKRALARI-1

6- ÇOCUK BOKU İLE
Uzun kış gecelerinin birinde Ardanuç-Yolağzı Köyünde akranları İskender Durmuş’un evinde toplanmış sohbet ederler. Birden odanın içini pis bir koku yayılması üzerine, en gençlerini oturanların arkalarını koklaması için görevlendirilir. Teker teker kontrol edilmeye başlanır, sıra Nazım Yenigün’e gelince görevlinin burnuna ikincisini de sesli bir şekilde koy verir. Gülmeler arasında kendisini karga tulumba kürüne atmak için dışarı çıkarırlar. Yolda Tavuk etli ziyafet sözü verince kürünün buzlu sularına atılmadan kurtulur. O zamanlar 35 yaşlarında ve küçük yaşlarda 5 çocuk babasıdır. Evi, ahırı ve kümesi yan yanadır, çocuklar ahpun (1) kenarına kakalarını yapmakta ve tavuklar da o civarda yemlenmektedir.
Aynı odada ziyafet sofrası kurulur, bulgur pilavı üstündeki haşlanmış tavuk etleri ayran eşliğinde iştahla yenmeye başlanır. Yemeğin ortalığına doğru Nazım Yenigün, sevinçli ve mutlu bir şekilde:
-Ola ey yeyin. Habu tavuklar çocuk bohuyla tavlandı(2) haa. Helal olsun, yeyin, yeyin, der.

1-Ahpun: Ahır yanındaki gübrelik
2-Tavlanmak: Semirmek, aşırı kilo almak.

7-KOLOPA(1)
Ardanuç-Yolağzı Köyü’nde Kurbanı Özkan ailece çayır kaldırmaktadır(2). Öğle yemeği için bir pantanın(3) altında sofra kurulmuş, aile reisinin namazının bitmesi beklenmektedir. Fakat namazda eğilirken de“Allah-u Ekber, kolop”,kalkarken de “Allah-u Ekber, kolop” diye seslice söylenmekte, herkes şaşkın şaşkın birbirine bakmakta, yeni bir dua mı diye merak etmektedirler. Selam verdikten sonra sofraya dönerek bağırır:
-Yoğurda çekirgeler sıçrıyer, olaa!.. Goramiyersız, anlamiyersız daa.

1-Kolopa/kolop: Ahşap yoğurt kabı
2-Çayır kaldırmak: Biçilmiş, kurumuş otları bir araya toplamak
3-Panta: Dağ armut ağacı

8-HAMSİ KOLİ
Eskiden köylerden şehirlere çalışmaya gidilir, uzun zaman geri dönülmez, yöresel yiyecekler ise burunlarında buram, buram tüterdi. Hopalı bir genç de babası yanında çalışmak için şehre gittiğinde önce bir köylüsü ile karşılaşır. Hoşbeşten sonra arkadaşı merakla sorar:
-Ula Memo!..Hamsi koli(1) yedun mi?
Mehmet, bu da sorulacak soru mu hayreti içinde:
-Yedum daa!.. Diye cevap verir, arkadaşı da yalvarır gibi:
-Ula!..Bir osur da,koklayum,oni(2),der.
Mehmet, kutsal bir emaneti taşıyormuş gibi çekinerek:
-Ya bırah oniii, babama sakliyirum, der.

1-Hamsi koli: Hamsili ekmek
2-Oni: Onu
9-KILAVLA!..
Ardanuç’un bir köyünde; 60 yaşlarındaki köylümüz,köy imamlığı yanında zenginliği ile de tanınan saygın bir kişidir. Cuma namazından sonra dostları ile cami kapısında(1) tırpanlarını dövmüşler(2),sigaralarını tüttürmektedirler. O sırada bir karapanda(3) kalmakta olan poşaların(4) genç kızı, az ilerdeki çeşmeden su almak için gelir. Poşaların nüktedan ve hazır cevaplılığı ile tanınıldığından; İmamımız tırpanı bacakları arasına alır ve yanındakilere dinlemelerini işaret ederek kıza:
-Kız Şukufeee!..Diye seslenir.Bir laf geleceğini sezen kız:
-Buuyuur Emiii!..Diye cevap verir.Bizim ki tırpanını işaret ederek:
-Habu tırpan artuh kesmiyer. na yapsah ki? Diye sorar. Yanındakilerin gülüşmeleri üzerine, kız iyice utanır, başını eğer, sonra kendini toparlar ve cevabı patlatır:
-Emi,emi!..Ela alttan kılavla(5),
Sonra, üstten kılavla.
Gena kesmezse,
Gel,altımı yala!..
1-Cami kapısı: Cami bahçesi
2-Tırpan dövmek: Tırpanın kesici kısmını örs ve çekiçle inceltmek
3-Karapan: Harmandaki sundurma
4-Poşa: Roman vatandaşlarımızın yöresel ismi
5-Kılavlamak: Kesici ağzı masatla rötuşlamak

10-MALIN GİBİ
Ardanuç-Yolağzı Köyü Demirciler Mahallesi’nde Şirin Ali Usta sıcak demirci atölyesinde çalışmakta, yanındaki müşterisi ile sohbet ederken de karşıdaki Nasudev Tarlası’nda çift sürmekte(1) olan kayınçosu Hacı Mehmet’ti de pencereden izlemektedir. Kayınçosu ile Usta’nın arasının biraz açık olduğunu anlayan müşteri, O’na bir ders vermek için Usta’ya danışır. Yörede nazarının değmesi ile tanınan müşteriye Usta, insan ve öküzler dışında olacaklara izin verir.
Üç çift öküz ile koşulan tarlanın sınırına gelindiğinde çift geriye döner, topraktan çıkan cılka(2) ucundaki demir hop ayna gibi parlar ve nazarcımızın gözleri ile buluşur. Çift biraz ilerledikten sonra aniden duraklar, morbet(3) yere düşer. Cılka toprak altındaki bir taşa takılmış, hopun ucu kıvrılmış, iş göremez durumdadır. Hopu sökerek eniştesinin atölyesine götüren Hacı’ya, işinin ancak üç kişilik katmer karşılığında yapılacağı söylenir. Hacımızın evi uzakta olduğu için ablasının yani Ustamızın evine gider ve:
-Bacili!.(5).Kocan üç kişilik katmer yapmanı istedi,der ve odada dinlenmeye başlar.Ablası katmeri hazırladıktan sonra bir kolopa yoğurt eşliğinde kardeşini gönderir.Atölyede sofraya oturduklarında;nazarcının işi tamamlanmış,hopun da son rötuşları yapılmıştır.Katmeri büyük zevkle midesine indirmekte olan Usta:
-Çok gozal olmiş Ola!..Sanki benim hatun yapmış, der. Gülmemek için kıvranan Hacı:
-Eee!..O da anamın çırağidur.Ama sen gena(6) ye,malın gibi ye,der.

1-Çift Sürmek: Birkaç çift öküz gücü ile tarlada toprağı alt üst etmek.
2-Cılka: Karasaban
3-Morbet: Çift sürerken boyunduruk ortasına oturarak öküzleri yöneten küçük çocuk.
4-Katmer: Yufkaları arasına ceviz içi serpilmiş yöresel börek.
5-Bacili: Ablacım
6-Gena: Yine


Devam edecek


Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Artvin fıkraları-1 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Artvin fıkraları-1 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ARTVİN FIKRALARI-1 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Binnur
Binnur, @binnur1
23.6.2017 01:11:02
devamını bekleriz
Abdulkadir BOSTAN
Abdulkadir BOSTAN, @abdulkadirbostan
22.6.2017 14:08:54


Doğduğum toprakların ve insanın kokusunu taşıdınız
Teşekkürler..


Etkili Yorum
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
22.6.2017 12:46:50
10 puan verdi
Ne güzel böyle memleketten hiç duyulmamış fıkraları bu sayfalarda bir hemşehriden okumak. Kutluyorum yürekten. Başarılar dilerim...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL