(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"Bayım" kelimesi toplum olarak bize çok uzak "Beyefendi" daha bir konuşma dilimize yerleşmiş her ne kadar nadiren duyulsada :) ha farkındalık yarattığımızı sanıyorsak o zaman hakkını vermek lazım yoksa eğreti duruyor bazı şiirlerde kullanıldığı zaman bana itici gelmiyor şair dillerinden aşinalığımız var nede olsa diğer konuya geçersek Özdemir Asaf güzel özetlemiş "Kendi bahçesinde dal olamayanın biri, Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor".
esasen sadece ''bayım'' değil.. Şimo'nun da dediği gibi örnekler çoğalabilir bu manada.. ve evet söylediğin gibi bize çok uzak.. çoğunlukla özenti olduğunu düşündüğüm hitap şekilleridir..
keşke bize has olan ve çok oturaklı bulduğum ''beyefendi'' şeklinde bir hitap tercih edilse..
evet şiir dilinde ''bayım'' yerine ''beyefendi'' yazılsa çok iğreti duracağı aşikar.. bu yüzden abartılmamak kaydıyla kullanılması yerinde olur diye düşünüyorum.
eh Asaf 'ın sözü konuya noktayı koymuş diyelim..
herkes gördüğü hatayı kırmadan dökmeden dile getirirse daha iyiye yol alabiliriz diyorum
demek ki bay ya da bayım diye iyi manada seslenmiyorsun.. o halde seni çileden çıkarmamak gerek.. kimseyi çıkarmamak gerek.. herkes çilesiyle kalsın bi zahmet :)
fransız fransız fransız adını nasıl tonladığı duyabilseydin keşke dostum bayım,madam ufff makmazel. karekter isimleri üretmek ve üretilen isimleri kullanmak baya bilir çoğu zaman.aslında ben çok ilgilenmiyorum dilini açabilmek için olabilir ama kendi karekterini üretmek o kadarda zor olmaması gerekiyor.işin özü herkes kendini anlatmanın bir yolunu bulup yol ve yolcuyu oynuyor ee sorun ne peki ? fransız, paşam yazılanların bir telaşı oluyor defter vb gibi yerlerde beğenilme güdüsü ve yenisini yazma güdüsü tabi bu konuda ben biraz şanslıyım galiba defterde ilk günlerim acemiyim korkuyorum heyecanlanıyorum bu işi yemiş yutmuş birisi beni göz ucuna koydu ve her astığım yazıda şiirde ağzına geleni söyledi . beni perişan etti öyle böyle değil sonra zamanla duruldum sıradanlaşıp soyutlandım kuşkum yok okunma, okunmama teleşım yok. aklımda büyüyenleri asıyorum .ama gerçekten yazmak okunacak bir şeyler paylaşmak zor zanaat yapabilen kalemlere selam olsun .kafanı seviyorum dostum eyw
muhafazakar değilim öyle.. yani tabular değişebilir.. insan değişebilir.. dünyanın değişimi gibi.. kültürel etkileşimleri anlayabilirim.. yaşadığın çevre koşulları da kişi üzerinde bir değişim veya dönüşüme etken olabilir
bunların hepsi anlaşılır şeyler lakin kişinin kendisini zoraki bir değişim içine sokması gibi bu.. olmadığı bir şeyi olma çabası...
nasıl desem,,,
beyaz spor ayakkabı üstüne lacivert takım elbise giyip aynanın karşısına geçerek sadece takım elbiseyi görmeye çalışmak gibi
ve işin kötü tarafı.. etrafındaki hiç kimsenin bu rüküşlüğü gördüğü halde a aaaa ne kadar da şık oldun demesi gibi vs vs
herşey aslında başkasının hayatını yaşamakla ilgili bence... insanlar ne zaman başkalarının hayatına burnunu sokmayı bırakır, kendi hayatlarına, iç'e dönerler işte o zaman bir umut...belki...
belki demişken de eklemeden yapamayacağım, -ki'ler benim günlük konuşma dilimde olduğundan sanırım yazılarıma da çok uğrarlar...
Bayım kelimesini gördüğüm an okumayı bırakıyorum ben. Baydı çünkü. Bir de "sol yanım" vs.
Annem Marimar'ı izlerken çok ağlardı. "Ah zavallı yavrucak, ah fakir, ah zavallı evladım." der, onu bu hallere düşürenlere gözyaşları içinde beddua ederdi. Üstelik bu sadece anneme özgü bir şey değildi. Mahallenin bütün kadınları onun gibiydi. Kendileri çok harika bir hayat yaşıyormuş gibi. Bir ara Marimar hamile olduğunu söyledi. Annemlerdeki mutluluğu görmeliydiniz. Sanki kendi torunu. Çok istiyosan ben de çocuk yapabilirim anne" deme gafletinde bulundum birgün. Öyle ya Marimar da bekardı, ona seviniyordu da bana neden sevinmesindi. Topuklu terliği burnumun üzerine yiyiverdim. "Terbiyesiz geri zekalı" diye de bağırdı arkamdan. Yani böyle işte. Biz toplum olarak başkasının derdiyle acılanmayı severiz.
Bayım kelimesini kullanırım hakaret etmeden veya yerin dibine koymadan önce genelde...:))) alışkanlık :)))
Sahra, ki nin ne kötülüğünü görmüş ki?
Ben en çok damlayan musluk sesine, çekirdek yeme sesine, sakz çiğnenmesine, asimetrik asılmış tablo görüntüsüne, renk uyumsuzluğuna .... Vs sinir olurum. Hepsi şiirle ilgili gerçekten :)))
Allah rahmet eylesin diyeyim.. böylelikle bir anıya vesile oldum
erlere gelince.. inan bana sadece bir kez uyardım.. kötü bir huy belki ama ikinciye tahammülüm yok.. her şeyde aynı..
profil resmin değişikmiş.. gerçi bundan bir kere dilim yandı.. bir daha profil resminle ilgili bişey demem.. ufaktan boyumuzun ölçüsünü almışlığımız var hani :)
Eşya olması gerektiği yerde olması ihtiyacını karşılayacak kadar olmalı, fazla eşyaya tahammülüm yok evin içinde. Üstüme üstüme geliyorlar sanki. Hiç unutmam annemin evinde koltukta uyuyakalmışım. Uyandığımda hafif karanlık burnumun ucunda kartal gözleri de sarı sarı parlıyor. Ben Bi çığlık bastım ki sorma, annem geldi tabii rahmetli ya çok komik kadındı. Işığı açtı ben tabii koltukta ters dönmüşüm başım koltuk kenarında olan annemin meşhur antika merakı sunumu olan gözleri altın varakla yapılmış kotkunç parlayan Kartal başına gelmiş. Ben tabii yorgun ayda bir eve uğrayan olunca farketmemişim ki galiba bilerek gözümü kapıyordum evdeki antikaları ve detayları görmemek için.
Sen de çok acımasızmışsın ha yazık ben hiç kıyamazdım er'lere. Çok masum oluyorlar, hele eğitim alamamış böyle Bi şansı olmamışsa, hep elimden gelen desteği vermişimdir askeriye de stajlarımız esnasında. Hep onların hayır duası ile başarılı olduğuma inanırım mesela. Ne çok konuştum ...
bir eşyanın asimetrik duruşuna ben de sinir olurum.. bir kere eşya olması gerektiği yerde durmalı.. ilaveten düzgün durmalı da.. askerdeyken komutanımızın bir sözü vardı hiç unutmam.. derdi ki ; bir eşya yerinde değilse o çöptür artık ve atılmalı.. bu sözü hiç unutmam.. askerler bir şeye bakmak için yanıma gelip keplerini unuttuğunda çöpe atardım misal.. e haliyle içtima alanında kepsiz kalırlardı.. :)
İnsanlar aynaların varlığından habersizler artık sevgili şairim. Kelimelerle yansıtmaya çalışıyorlar ( çalıştıklarını zannediyorlar ) kendilerini. Yerinde ve önemli bir şikayetti bu şairim, yüreğin varolsun. Saygılar, selamlar..
uzun zaman önce bir şiire kırıcı eleştiride bulunmuştunuz ve hakikaten çok alınmıştım.. bu yüzden yorumunuzu açmadan evvel heyecanlandığımı ifade etmeliyim..
açık sözlülükten yanayım.. eleştiriye kapalı olanın yerinde sayıklayacağı bilinciyle..
-ki eki genelde yanlış kullanılıyor.. hal böyle olunca da anlam değişiyor tabi.. ''sahi'' ile başlayan cümleler vurgu için iyi bir malzeme olsa da şiir dilinde, sık kullanıldığında irite edebilir..
esasen bunları söylemekle kendimin kusursuz bir lisana sahip olduğumu iddia edemem lakin herkes gördüğü abartı ya da yanlışı uyarırsa daha iyiye gidebiliriz diyorum
sizden pozitif bir eleştiri aldığıma açıkçası hem şaşkın hem de mutluyum..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.