4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
484
Okunma
İKİ MAKALE BİRDEN VERİLMİŞTİR
1. İLKER PAŞA VE GELECEK GÜNLER
2. ANLADIKLARI DİL
Yaşar Paşadan boşalan koltuğa oturan yeni Genelkurmay Başkanı İlker Paşa şahin açıklamalarla adından söz ettirdi daha ilk günlerde.Açıklamalarında ulus devlet ve laiklik gibi TSK nın belirli hassasiyetlerine vurgu yapması zaten beklendik bir durum.Çok geniş bir tabanı olan laiklik olgusu üzerine açıklama yaparak ordunun AKP ile bir dirsek teması içinde olmadığı mesajını vermek adına gerek iktidara ve gerekse dini cemaatler adıyla da Gülen oluşumuna mesaj vermesi bizce çok sıradan bir durum.
Umudunu sürekli askeri vesayete adapte etmiş bir kesim var ve bu kesimin İlker Paşa dan çok beklentisi var.Beklentiler bazen bir darbe ya da göz altına alınan emekli ya da muvazzaf TSK mensuplarına sahip çıkılması.Tüm bu beklentiler ışığında bakıldığında tabanına mesaj veren siyasetçi edasıyla İlker Paşa belli bir kesimin içine su serpmiştir ve ’Biz değişmedik’ demiştir. Bu mesajın en başta olması aslında bizler için korkulacak bir durum değil bilakis sevinilecek bir durumdur zira Paşamızı çözmüş olduk bu sayede.
Ülkemiz geçtiğimiz günlerde bir yargı darbesini atlatmış ve bir avuç yargı mensubunun zihinlere ipotek vurmasına şahit olmuştur.Bu açıdan bakılınca ’bu ülkede her an her şey olabilir’ diyor insan.Ama Yaşar Paşa zamanındaki provakasyonların milletçe atlatıldığını ve yargı darbesinin millet iradesi karşısında çözüldüğünü görünce ’bu ülkede artık darbe olmaz’ diyor insan.Bu dönemde Yaşar paşanın emekleri inkar edilemez gerçekten.
Yine ergenekon meselesinde ordunun ister istemez bir hassasiyet içinde girmesi normalidir.Zira adı geçen herkes askerdir nerdeyse.Ya da bir şekilde askerlerle ilişkisi olmuştur.Bu durum askeri zan altında bırakmaz ama şüphe altında bırakır. İlker Paşanın emriyle mahkum paşalar ziyaret edilmiş ve bu hassasiyet ortaya konmuştur. Fakat Veli KÜÇÜK ziyaret edilmemiş ve suçlu olduğuna inandıkları kişiye asker sırt dönmüştür. Bu açıdan asker yine siyasete müdahil gibidir ama yargıya saygılı olduğu mesajı vermiştir aynı zamanda. Ziyarete giden garnizon komutanının sivil kıyafet giymesi sivil iktidara bağlılığın da bir göstergesidir.Ve Yaşar Paşanın ’ TSK suç işleme yeri değildir, suç işleyen varsa cezasını çeker’ açıklaması İlker paşanın da şahsında tecelli etmiştir.
Biz İlker Paşanın çok opsiyonel ve sert bir adam olacağına, onun zamanında da kendisini siyasi iktidarla karşı karşıya getirme niyetiyle provakasyonlar olacağına ve onun bazen çok sert bazen olgun ama sonuç itibariyle mantıklı davranacağına inanıyor ve inanmak istiyoruz. Ülkenin en zor dönemlerinde görev alan paşalarımız olan Hilmi ÖZKÖK ,Yaşar BÜYÜKANIT ve BAŞBUĞ paşalardan emekli olan ikisi görevlerini hakkıyla yerine getirmişler ve bu ülkenin darbelere mahkum olmaması yolunda büyük adımlar atmışlardır.BAŞBUĞ paşa da ne kadar sert olursa olsun ülkenin istikbaline engel olacak bir müdahale yanlısı olmaz ve olamaz.Bu vebali taşımaz ve taşıyamaz.Bu açıdan Yaşar Paşa göreve geldiğinde hissettiğimiz endişeleri hissetsek de bunun yersiz olduğunu zaman bize gösterecek. Türkiye cumhuriyeti darbeler ülkesi değildir artık. Korkmayın. Göreceksiniz. Göreceğiz.
ANLADIKLARI DİL
Senelerce gözümüz gibi bakıp büyüttüğümüz canımız ciğerimiz evlatlarımızın atesit bir örgüt tarafından katledilmesine ne kadar daha mahkumuz bilmiyoruz.Bizi kahreden ise dağa çıkışların engellenemediğinin açıklanması? Yani yıllardır savaşıyoruz ama dağdaki köpek sayısı aynı.
Terörün dış destekli olduğunu ve içerden bazı ihanet şebekelerinin desteklediğini defalarca yazdık.Yazdılar.Asıl mesele biraz da mücade şeklimizin sorgulanması.
Susurluktan sonra Çevik BİR Paşa nın da çabalarıyla ortadan kaldırılan özel harekatçılara getireceğim lafımı. DEVLETİN ÜVEY EVLATLARI isimli yazımızda adını andığımız bir kişi vardı hatırlarsınız.Korkut EKEN. Kendisinin görev ihlali yapıp yapmadığını, ergenekon ya da başka kanunsuz oluşumlara destek verip vermediğini tam olarak çözebilmiş değilim.Ben özel harekatın bilinçli bir şekilde dağıtıldığını ve orda görevli aslanların asimile edildiğini biliyorum.Biliyorum çünkü bunlardan biri Nevşehir e gönderilmişti doğu dan.Bütün zamanı köpek avlamak olan bu yiğit Nevşehir de iyice bunalmış ve psikolojik sorunları bahane edilerek görevden ihraç edilmişti.
Aslında terör ve terörist başka şeyler.Terör zaten desteğini almış bir oluşum.Onunla mücadele farklı olmalı.Katılım engellenmeli ve destekleyen ülkeye misilleme dahil her yol uygulanmalı.Diplomasi çalıştırılmalı.Boykotlar kotalar koyarak tepki verilmeli.Destekleyen ülke muhatap alınmamalı ve dünya ya deşifre edilmeli.
Ama terörist başka bir şey. O görevini yapmaya hazır bir saldırgan artık. Onunla mücadele şekliniz elbette farklı olmalıdır. O katılım sürecini ve eğitimini tamamlamıştır.Ve mücadele yöntemi Korkut bey gibi işin ehli kişilere bırakılmalıdır.Ne kadar ciddi bir eğitimden geçmiş olursa olsun terörle mücadele er ve erbaş işi değildir.Bu iş profosyonel, eğitimi en az 2 yıl olan paralı askerlerle yapılmalıdır.Bu kişilere terör bitse dahi devletin arkalarında olduğu hissettirilmeli ve içinden yanlış fikirli kişiler üremesi engellenmelidir.(Terör biterse aç kalırız fikri kast ettiğimiz) İstihbarat iyi analiz edilmeli ve teröre destek veren kişilere çok ağır cezalar verilmelidir. Adı konulmayan bu kalleş savaşı en azından onların anladığı dille yaparak şehit sayısı minimum a indirilmeli ve dağa çıkacak terösitlere umutsuzluk aşılanmalıdır.
TSK İlker Paşanın kara kuvvetleri komutanı olduğu süreçte bu yönde ciddi adımlar attı bildiğimiz kadarıyla. Mücadele için özel birlikler şu an yetiştiriliyor. Bu kapsamda bölgede görev yapmış emekli askerlerden ve eski özel harekatçılardan gruplar oluşturulmalı ve anlık nokta operasyonlarıyla çabuk ve etkili saldırı yaparak pkk nın şu içine düştüğü korku ve panik hali iyice büyütülmelidir. Biz kan akıtan kişilerin kanları akıtılarak hizaya geleceklerine inanıyoruz. Bunun dışında birliklerde bölgesel zimmetleme yapılmalı ve her birime bir sorumluluk alanı verilmeli ve bu bölgede olacak otorite boşluklarında yetkililerden hesap sormalıdır. İlk olarak da dağlıca baskını iyice sorgulanmalı ve sorumlular en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Yıllardır süren terör eylemlerinde maalesef her kurumdan kişilerin ihmali vardır ve bu ihmal gelecek açısından ciddi bir biçimde masaya yatırılmalıdır. Güzel günler görebilmek umuduyla Allah a emanet olun.
araştırmacı yazar