1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
631
Okunma
Trakya’nın eski panayırlarında ve özellikle Kırkpınar zamanındaki eğlencelerde mutlaka bir çadır kurulur,o çadırda değişik eğlence ve sanatçılara da yer verilirdi!
1966-67 yılları olsa gerek.
Arkadaşlarımızla güreşlerin yapıldığı Sarayiçi’ne gitmiştik.Sanırım o yıllarda haziran ayında yapılmaktaydı güreşler!
Etrafta "pehlivanların" yağlanması için yağ doldurulmuş kazanlar,biraz yanık da kokan kızartılmış köfteler ve insanı "şımşırık" eden bir rutubet...Tunca nehri "değirmi" yaptığı için iki yandan akan suyun ortasında kalmış geniş bir alan.
Hemen yanda ise kurulan çadır!
Bazen dansöz de çıkardı sahneye,bazen sanatçılar!
Bir kısmının adı sanı vardı bir kısmı ise tam "panayırlık".Ne ses vardı,ne repertuvar...
Ve sunucunun aynı cümleyi defalarca tekrarlaması.İnsana rahatsızlık verircesine üstelik.
"Sahne alan" -ne demekse,sahneye çıkmak varken!-sanatçı 14-15 yaşlarında o mahallelerden gencecik bir kız.Bildiği şarkı türkü ve repertuvar yok,ses de yok zaten!
Ama eğlencenin ritmine uygun bir "sanatçı" sonuçta!
-Umumi arzu üzerine Cemile !
Oysa ne isteyen vardı bu "sunum" yapılırken,ne de meraklı birkaç insanın dışında kimse!
Tekrar bir anons daha."Tiz" ve müthiş rahatsız edici bir ses...
-Umumi arzu üzerine Cemile !
Ve bu anons güreş süresince hiç susmadı diyebilirim:
-Umumi arzu üzerine Cemile !