3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
807
Okunma
İki üç gündür basında (Elif Çakır,Etyen Mahçupyan/Karar gazetesi) son yapılan bir araştırmaya dair yazılar art arda yer aldı.
Araştırmada, “Dindar olmak,ahlaklı olmayı gerektirir mi?” diye bir soru soruluyor;katılımcıların yüzde 70’si buna “gerektirmez” diye cevap veriyor!
Halbuki en azından tersi olmalıydı değil mi?
Piyasaya Şubat-2017 ‘ de çıkan Malene Rydahl adlı yazarın “Danimarka Gibi Mutlu” adlı kitabında da bir araştırmadan bahsediliyor.
Bir sivil toplum örgütü,”doğruluk /dürüstlük” konusunda “toplumsal duyarlılığı” ölçmek için Kanada’dan Hindistan’a,Danimarka’dan Japonya’ya kadar bazı ülkelerin değişik şehirlerinde toplam 1300 kadar içinde 50 dolar karşılığı “para “olan cüzdanları şehirlerin belirli noktalarına bırakıp,”Ne kadarı geri döner “diye de bekliyorlar!
Danimarka’da bırakılan cüzdanların tamamı bir şehirde geri gelmiş;diğer ülkelerde de yüzde 50’nin altına düşmemiş geri dönüşler.
Sanırım bundan olsa gerektir,değişik zamanlarda yapılan “en mutlu ülkeler “arasında,ülkemiz 76. sırada yer almakta;Danimarka ise 3.sırada.
Şimdi bizdeki “gerektirmez “cevabının sonucu “budur” demek zamanıdır.
Oysa bir insan,kendisini “Müslüman “olarak ifade edip,tanımlıyorsa,cevabın yüzde yüzü “Dindar olmak,ahlaklı olmayı gerektirir.” olmalıydı değil mi?
Bu konuda eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun Samsun’daki bir konferansta buna “itiraz edip”,feveran etmesi sanırım doğru bir tespit.( 5 Mayıs 2017 günü Samsun haberleri.)
Evet,mutluluk ile doğruluk arasında yüzde yüz bir bağ vardır diyemeyiz belki ama “doğru” davrananların daha mutlu olduğu kesin gibi.
Gel de Yunus Emre’nin şu satırlarını anma şimdi:
-Cümleler doğrudur,sen doğru isen;
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen !