3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1157
Okunma

Savaş tanrısı çok başarılı ve önemli bir yapıt; “Bu bu bizim savaşımız değil” diyerek gözlerini kapatanlar için “Bugün değilse bile yarın o savaş sizin de savaşınız olacaktır”…
Film son derce etkileyici bir sahneyle açılıyor, kamera yere dizimli binlerce kulanınmış fişeklerin üzerinden akarak Yuri Orlov’a(Nicola GAGE) yaklaşıyor. Baş aktör kameraya bakarak, biz izleyicilere dünyadaki silahlanma oranlarıyla bilgi veriyor “Yuri Orlov: Dünyada 550 milyon ateşli silah bulunmaktadır. Bu da her 12 kişiden birinin silahlı olduğunu gösterir. Tek soru: Geri kalan 11 kişiyi nasıl silahlandırabiliriz?
Filmin adını“Peşinde kendisinden şüphelenen Interpol bulunmaktadır. Fakat Yuri yaptığı işi her seferinde legal olarak göstermeyi başarmıştır. Silah kaçakçılığında iyice yükselen Yuri artık pek çok ülkeye kaçak silah satarak Savaş Tanrısı lakabını almıştır”
Yabancı filmlerin ana temaları genellikle erdemlik, iyilik, iyi olan kazanır, başarılı, güçlü olmak, aile bağları güçlendirici ve dünyayı kurtarma üzerinedir vb. fakat bunları işlerken sübliminal mesajlarla bilinçaltına yerleştirici unsurları da barındırmaktadır.
Filmin ilk sahnelerinde kahraman(baş aktör) ya yoksul ama erdemli, yalnız ama bilgili vs. filmin etkileyici giriş sahneleri (yaklaşık ilk 10Dk./10 sayfası) baş aktör haksızlığa uğratılır bunun amacı izleyici ile aktörün özdeşletilmesi içindir. Haksızlığa uğramış başkahraman filmin sonunda intikamını alıp bir nebze izleyicinin de kalbini kazanmış ve izleyici içi rahatlanmış olarak sinemadan ayrılır.
Fakat gerçek hayatta öyle midir?
Filmler yüzeysel olarak, erdemliği, dürüstlüğü empoze ederken aslında bilinçaltımıza başka unsurları da yerleştirmiş olarak çıkarız sinemadan.kötü ama güçlü olan düşmanların (Antagonist,) kurguda, ana karakteri (protagonist), engellemekle yükümlü kişidir. Karşı kişi ya da Muhalif düşman olarak da bilinir. Asıl karakterin zıtıdır) altında lüks arabalar, yatlar, villalar ve eğlence düşkünlükleri, hayatı istedikleri gibi yaşama gibi sahneler izleyiciye popüler kültürü empoze eder.
“Savaş Tanrısı” filmi izledikten sonra bu filmin nasıl yasaklanmadığını düşündüm çünkü başkahraman Yuri, kendi seçimlerinin sonucu yaşıyor ve tamamen gerçeğe uygun bir dünya tarafından çerçevelenmişti. Filmin bende yarattığı en büyük etki korkunç bir gerçeklik duygusu yaratmasıydı.
Bu filmin ana etkisi veya ana teması savaşların insan üzerinde yaratığı tahribatların göz önüne serilmesidir bir bakıma…
Filmde bir başka can alıcı sahne “Yuri kendisi gibi silah kaçakçılarını yakalamakla görevli Interpol ajanı Jack’e dünyadaki en büyük silah satıcısının bizzat ABD başkanı olduğunu söylemesiydi. Jack, “silahlarda onun parmak izlerinin olması utanç verici “ demesiydi.
Ayrıca S.S.C.Birliğinin(RUSYA) dağılmasından sonra Ukranyadaki Kızılordu malarından 32 milyar dolarlık silah ve cephaneliğin çalınıp yasadışı yollarla Müslüman ülkelrine, yoksul gelişmemiş Afrika yerli çetelerine satılması gerçek bir olaydır. Bu olay filmde çok etkili bir biçimde gösterilmiştir.
Yer yer Fabula(burjuva ahlak ürünü) kültürü yerleştirici unsurlar da yok değil fakat sınıfsal çatışmadan çok kendi yeni türü olan insanı, insanlarla savaştırma özentisisi var gibiydi. Son söz fimde bilinçaltına yerleşen silah tücarların nasıl bu kadar seri ve soğukkanlı olmasıydı.
“sanat hiçbir şeydir, yıkmak, yaratmak her şeydir” bu tüm yasalara ayrıksı olması halde gösterime girmesi bence büyük bir başarıdır.”
ÖNERİM : 24 saat boyunca yanınızda, cebinizde ayırmadığınız telefonunuzu kapatın ve birkaç saatlik bu fimleri izleyin!
1- Üç Aptal (Hint filmi)
2- Savaş Tanrısı (Amerikan)
3- P.K (Hint)
NOT: Yaklaşık son 2 yıldır Hint filmleriyle tanıştıktan sonra Amerikan filmleri izlemeyi bıraktım.
ÖTEKİ BOYUT / 2017 ©