Bir film izledim. 13 yaşında, güzel yüzlü, çok sempatik bir çocuk. Ama beraber yaşadığı ailesinde ya kıyafetiyle ya başka bir bahaneyle eleştirilir ve ana-baba arasında tartışma konusu olur. Okulunda da ona kötü davranan bir kız arkadaşı vardır. O arkadaşının bir hırsızlık olayına ortak olmamak için ondan kaçar ama çantası onun arabasında kalmıştır… Küçük kız evde vereceği hesaptan çekinerek gizlice bir kapalı kasa kamyonun kasasına girer. Bir süre sonra kamyon hareket eder ve gece boyu yolculuk yaparak başka bir kasabaya gider. O kasabada kamyoncu onu fark eder ve polise verir… Polisler ona çok iyi davranır. Hatta kasabanın şerifi Sosyal Hizmetler’le görüşüp onu ailesine iade edinceye kadar evinde konuk eder. Eşi de şerif gibi çok sevecen bir hanımefendidir. Kıza çok iyi davranır… Ancak ailesinin onu istemediği haberini alır. Şimdi kızı Sosyal Hizmetlere teslim etmeleri gerekmektedir… Bu kızcağız aslında kimsesizmiş ve o aile onu oradan almış. Şerif ve eşi ise bu kızı çok sevmişlerdir. Kendi çocukları olmamış olduğundan onu kendileri evlat edinirler… Onu okula kaydettirirler. Küçük kızın okulda da çok iyi arkadaşları olur. Evin hanımı bir çiçekçi dükkânı işletmektedir. Kız boş zamanlarında annesine yardım eder… Ama bir gün kız dükkânda yalnızken iki kötü adam gelir ve dükkânın önünde duran cins köpeklerini zorla alır kaçar… Kız bu olaydan kendini sorumlu hissettiği için evden kaçarak köpeği aramaya koyulur. Bir kız arkadaşı ona yardım eder. Bu kasabada köpeği kaçıran iki adam ve onun köpeği satmak istediği işbirlikçileri dışında kızın yoluna çıkan herkes iyi insanlardır. Kız arkadaşı dışında başkalarından da yardım görerek adamları polise yakalatır… İyi kalpli üvey anne ona sarılır ve bu olayda aslında onun sorumluluğu olmadığını söyler. Ama kızı korkutan şuymuş: daha önce onu evlatlık alan ailelerce defalarca sosyal hizmetlere geri verildiği olmuş. Tekrar başına böyle birşey gelmesinden korkuyormuş… Yalnız başına kalınca Tanrıya dua eder… “Tanrım, bana bu güzel aileyi bağışladığın için teşekkür ederim… Beni onlardan ayırma… Amen…” Ne mutlu kimsesizlere kimse olanlara Ne mutlu bir kimsesizin saçlarını şefkatle okşayanlara… Ne mutlu ona doyasıya sarılanlara… Ne mutlu yukarıdaki duanın muhatabı olanlara… Çok duygulandım filmi izlerken… Gözlerin doldu… Ve sordum kendi kendime… Neden böyle hüzünlüyüm!... Kadir Tozlu 13.02.2017 Bir filmin uyandırdığı duygulardır... |