1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
631
Okunma
Ürdünlü Maruni şair/filozof Halil Cibran,"Ruhumu yedi kez aşağıladım" şiirinin bir yerinde şöyle demektedir:
"Üçüncüsü kolayla zor arasında seçim yapması gerekip de,kolayı seçtiği zamandı."diyerek "zor" seçiminin ne denli önemli olduğuna dikkat çekmektedir.
İşte C.Başkanı Sayın Gül de,bence Ermenistan’dan gelen davete "icabet ederek" zoru seçmiştir.
Bu karar bile başlı başına önemlidir.
Bugün gidecek ve Erivan’da oynanacak maçı Ermenistan Devlet Başkanı ile yan yana izleyecek.Ben de televizyondan izleyeceğim.
Sonucu ne olursa olsun,bu maçın kaybedeni olmayacaktır.Çünkü iki ülkenin halkları en son 1935’te yapılan ziyaretten sonra birlikte olacaktır.Yani barış,dostluk ve iş birliği kazanacaktır.
Peki bu arada hiç görüşme yapılmadı mı ?
Yapılmaz olur mu?
Ermenistan-Türkiye arasında 1993 yılının mart ayında Paris’te görüşmeler yapılmıştı.Hem de Türkeş ve Levon Ter-Petrosyan arasında.(Bu görüşmelerin içeriği daha sonra basında yer almış;özellikle Cengiz Çandar ve Can Dündar detaylıca bu görüşmeleri yazmışlardı.2005 yılı mart va nisan aylarında.)
Orada yapılan görüşmelerde "sınır kapısının açılması" ve sınırda ortak bir anıt dikilerek,Ermenistan’a bakan tarafa Türkçe;Türkiye’ye bakan tarafa da Ermenice "Verdiğimiz acılardan dolayı üzgünüz" yazısının asılması konuşulmuştu.
Sonrasında bu olay küllendi,gitti.
Şimdi canlanıyor yeniden.
Kaldı ki Kars halkının da 2004 yılında Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu öncüğünde TBMM Başkanlığına sunduğu ve sınır kapısının açılmasını talep ettiği 50 bin imzalı dilekçesi de hafızamızdadır.
Bugün maçta olacağız çoğumuz.
İster orada,ister tv karşısında.
Tabi ki ülkemin kazanmasını istiyorum.
Ama bence kaybedeni olamayacaktır bunun.
Kazanan iki ülkenin halkıdır,barıştır ve gelecektir...