Fennor uçan bahçesindeki garip yatağına uzanmış yıldızlarla dolu gökyüzünü izliyor ve Allahın muhteşem yaratma sanatı üzerinde düşünüyordu.
kafasına bazı sorular takıldı ve birden dostlarıyla olan randevusunu hatırlayarak yerinden doğruldu. randevu mekanı birkaç klometre uzaktaki kayalık havuzdu.
oraya ışınlandığında dostlarının çoktan gelmiş olduklarını gördü.
burası gökyüzünde duran kayalık, ufak bir bahçeydi ve ortasında buharlar çıkan doğal bir sıcak su havuzu vardı. dostlarının havuzun içindeki koltuklarına oturmuş birşeyler içmekte olduklarını gördü.
Selam vererek yanlarına oturduğunda sohbette başlamıştı. mor tonlarındaki ve yıldızlarla dolu gökyüzünün altındaki bu muhteşem havuz, iri ve ışıltılı enteresan tropikal bitkiler ve orkidelerle çevrelenmişti.
Fennor bu hareketli bitkilere dalarak adeta büyülenmiş gibi bakıyordu. Arkadaşı Alpha ona elinde tuttuğu eğrelti otu dalıyla dokundu ve bize katılmayacak mısın?
diye sordu. O sırada diğer arkadaşı Omega onun çevresine olan bakışındaki değişimi farketti ve, alışkanlık hapishanesinden çıkmaya başladığını ve uyanmış gözlerle etrafa baktığını hissediyorum bu sıradan bir bakış değil dedi. Fennor buna siz vesile oldunuz eskiden uykuda olduğumu artık daha net anlıyor ve fark ediyorum dedi. Alpha, tamda bunu konuşuyorduk uykudaki insanlardan çoğu Allahın tüm açık delillerine ragmen ısrarla delil isterler oysa kendi varlıklarının bile en büyük delil olduğunu bir türlü fark edemezler. aslında Allah tecellileri ve yansımalarıyla ap açık ortadadır dedi.
Omega ekledi, uykuda oldukları için kendi varlıklarını içten ve dıştan çepe çevre kuşatmış olan açık delilleri göremiyor ve olağan üstü beklentiler içine giriyorlar.
Alpha, bunun en büyük nedeni duyularıyla algıladıkları maddi evreni kavrayamamış olmalarındandır. sebep sonuç yasasına takılarak evreni kendilerince açıklamaya çalışıyorlar oysa bir gören ve bir görülenin olması başlı başına bir mucizedir.
bu ap açık mucizeyi henüz kavrayamamış biri ise uykudadır.
Evet dedi Fennor kafamdaki bir çok soru böylece cevap bulmuş oldu. Diğer yaşamı ve Allahı anlayabilmek öncelikle bu maddi evreni anlamaktan geçiyor aksi halde burayı değerlendiremeyenin varlığın devamı olan ve çok daha kapsamlısı olan ikinci yaşamı anlamasına imkan yok. Aklı açık olan biri Allahı önce eserlerinden ve yansımalarından tanır dedi.
Omega gerçekte onların bir türlü anlamayarak reddettikleri Allah değil, kafalarında oluşturdukları tanrılarıdır. İlkel tanrılarını Allah la karıştırıyor ve onu reddettikleri zannıyla kendilerini kandırıyorlar. Oysa onu hiç tanımadılar.
Tanımadıkları bir şeyi ise reddedemezler dedi.
Alpha onu elçileriyle gönderdiği kitaplardan ancak aklı açık olanlar tanıyabilir. Ölülerin tanımasına ise imkan yok diye ekledi.
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır. [Rum Suresi, 7] İsmihan Maryam