Otuz yaşına gelmeden yazmamak lazım.Yazarlığın yaşı vardır, her yaşta yazılmaz. Onun için bir insan otuz yaşına gelmeden yazmamalı.

Çünkü ömrünün yarısını insan tecrübe etmelidir... Yazarlık sadece okuduklarını benimseyip bilinç altında kalan bilgiyi kendi düşünce yapısı ile harmanlayıp yazmak değildir.Yaşamadan hayal kırıklığına uğramadan yazamazsınız.Yazarlık aynı zamanda gözlem yapmaktır. Belli bir yaşa gelmeden yazmayın.

Çünkü ilerde yazdıklarınızı büyükbir ihtimalle beğenmeyecek, “Yazdıklarım ne kadar çocuksu” deyip hayıflanırsınız. Genç yaşta yazmak yerine gençliğinizi dolu dolu yaşayın. Âşık olun,ağlayın, sevdikleriniz için yeri geliyorsa kavga edin. Bu yolda yaşadıklarınız size bir şeyler kattıysa zaten yazacaksınız… Yazmak için yaşamak gerekir.

Âşık olmadan aşkı yazamazsınız. Aldatılmadan sadakati yazamazsınız. Buna benzer duygular yaşamadan birşeyleri yazmak eksik kalır... İnsan sevgiye ulaşmak içinderine inmeli. Derinlikte öğrendiğiniz şeyler sevgiyolunda bir çok kişiye rehber olur. Onun için yazmak için doğru zamanı bekleyin. Bakmayın siz çok satan kitaplara onları okuduğunuzda: “Bende yazabilirim.”diye yazmaya kendinizi veriyorsunuz. Ancak o kitapların çoğunluğu sisteme hizmet eder. Sistem kendini yenilediğinde yok olup giderler.

Eğer sizde sistemin içinde yok olup gitmek istemiyorsanız
olgunluğa ermeden yazmayın. Onun için doğru yaşı ve kişisel menkibe’ye ulaşmadan yazmayın.

Niyazi Koluş