Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Havva Dilek
Havva Dilek

Geceyi Tartsam Kaç Sabah Çeker Mesela ?

Yorum

Geceyi Tartsam Kaç Sabah Çeker Mesela ?

2

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

814

Okunma

Geceyi Tartsam Kaç Sabah Çeker Mesela ?

Kendimin şahidiyim ki, çoğu kez başka başka şehirlerde uyanıyorum .
Kimi şehirlerde karanlık sokaklar… Penceresinde günaydın aradığım eski binalar, ışıltılı vitrinlerin içinde gülümsemeleri kaybolan caddeler…
Akşamdan kalma sabahçılar köşe başlarının müdavimi, puslu yüzlerinde anason kokusunun kendine yabancı bir sarhoşluğu ile.
Kimi şehirlerin avlusunda güvercinler… Çifte minareli, fesli amcaların kulağı salada, sanrılı bir sabahı çarpıyorlar yüzlerine.
Yolların çizgileri siyah beyaz
Ben renkli severim.
Kimi şehirlere daha çok tren yolculukları yapıyorum. Kara trenler , lokomotifler, hızlı trenler… Expreslerin lokantalarında ayrı bir sabah aymazlığıyla.
Uçaklar mı ?
Ne bileyim, henüz yükseklik korkumu yenebilmiş değilim. Yine de erişebilirlik gülümseten bir sabahtır yutağımda.
Şehirden şehre güne iki paket sigara pek kadınca olmasa da , umrumda değil. Dumanı, külü, savrulan yollar…
Yolculuklar…
Ben daha çok savrulan hayatlar kısmına takılıyorum ne yalan söyleyim.
Enkazlara, yerle bir oluşlara ve varoluşlara yeni bir pencereler açmak isteyip de açamamak kısmına.
Uçurumun kıyısında kısımları sesimi kısıyor mesela, gözlerimi deviriyorum. Gözlüğümün camını kapatıyorum o vakit. Çünkü buğulanıyor gözlerim, göremiyorum.
Kimi zaman akşamına şişe kapakları açmak , başka bir şehre taşınmak gibi htiriyor insana kendini.
Ve çoğunlukla sarhoşluğun ağlamak boşluğunda yakıyorum kağıtları o zaman.
Akıtıyorum…
Derin , yakıcı bir siyah. Ve en çokta siyahın beyazı bulduğuna inanıyorum, inançlı bir taraftar olmasam da.
Geceyi tartsam kaç sabah çeker mesela ?
Nolur… Nolur bu soru sormadım sayın.
Baş belası bir baş ağrısı ve iyi göremeyen gözlerle bütün bir günü yakıyorum hiç acımadan. Neden acıyacakmışım ki hem, acıdan kıvranırken güne acımak aklıma bile gelmiyor doğrusu.
Bir şeyler yemeliydim önce, en azından bayılmamak için. En kestirme yolu yemek tabletleri olurdu kuşkusuz. Henüz tabletler elimizin, ayağımızın oyuncağı durumunda olduğuna göre, süt ve gevrek olsun sigara altı sabahlara.
Sabah, arabaların motor sesi , ardından çocuk sesi birbirine bu kadar mı karışır ?
Sabah bu mudur ?
Bu mudur, yaşlı geceyi çocuklaştıran ?
Mezar taşı misali insanların üstüne örtülen karanlığı uyandıran, bu mudur ?
Yağmurun inadı kaldırım taşlarına kurşun gibi yağıyor.
Bağıramıyorlar…
Bağırmıyorlar…
İşte o an kuşların kanat sesleri tutuşuyor gökyüzünde. En çokta gri vuruyor kuşların kanatlarının sesini, sesimi.
Sokaklar su birikintilerinin aynasında yüzünü yıkıyorlar, tekerlekler ise üstümü.
Çağcıl arabaların çağdışı direksiyon koltuklarına küfürler yağdırıyorum sabah sabah.
Akşamına çiftetelli.
Bide kağıt toplayan çocuklar üşümezmiş, kağıt gibi yanan çocukların üşüdüğü kadar…
Kağıt gibi üşüyen bir bebek vardı oysa Ankara’da derme çatma bir barakada, o sabah gözlerimi açamadığım.
Şimdi hangi şehirde uyanayım, hangi şehirde söyleyin ?

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Geceyi tartsam kaç sabah çeker mesela ? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Geceyi tartsam kaç sabah çeker mesela ? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Geceyi Tartsam Kaç Sabah Çeker Mesela ? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ke
keoma, @keoma
31.12.2016 17:31:46
müzik gibi, içten-samimi. içsel-dışsal yolculuk. uzatmadan, keoma güzel bir şakı sözü okudu ve gitti. teşekkürler yazana.

"Bağıramıyorlar…
Bağırmıyorlar…"
Irmak Yosunkent
Irmak Yosunkent, @irmak-yosunkent
31.12.2016 17:00:52

savrulan hayatlar, enkazlar, yerle bir oluşlar, varoluş sancıları...
bütün coğrafyanın tutsaklığı
elle tutmak da değil de, gidilecek
sabahında uyanacak şehir de kalmadı...

yazara selam ve sevgilerimle..

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL