7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
863
Okunma
Türkiye yüzyıllardır Müslüman bir ülkedir ve ülkemde hiç bir zaman dinli dinsiz ayrımı son yıllardaki kadar açık açık yapılmamıştır. Ülkem terörle, yoksulluk, işsizlik, açlık ve ekonomik krizlerle çalkalanırken, bizleri yöneten insanların, kadınların saçları, tenleri ve bedenleri ile uğraşması ve ülkemi kutuplaştırmasının ne kadar yanlış olduğunu haykırmamız gereken bir zamanda. Bizim gibi eli kalem tutan kişiler bile birbirimizin namazı, inancı ile uğraşması ne kadar doğru bilmiyorum.
Herkes aynı düşünmek zorunda değil. Ama kimsenin inancından dolayı bu kadar yerilmesi ne kadar doğru ya da yanlış onu da bilmiyorum
Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir ve bu laiklik ilkesinden ayrılmak demek ülkemin yok edilişi demektir. Bunu hepimiz biliyoruz ama nedense yüksek sesle seslendirmeyi beceremiyoruz.
Nedendir bilmiyorum kadının nasıl giyinmesi, başını nasıl örtmesi, nasıl yürümesi, nasıl davranması v.s gerektiğini bayanlardan çok erkekler tartışıyor. Bırakın bizi bize biz kadınlar siz erkeklerden daha çok edep, namus nedir biliriz. Erkeklerin bizim namusumuzu korumaya ihtiyacımız yok buna inanın. Henüz türbanın üniversitelere girişi serbest bırakılmadan erkekler kadınların neler yapması ya da yapmaması hakkında fikirler öne sürüyorlar ki, türban kabul edildikten sonra çok daha ileri gideceklerinin işaretlerini vermiş olmuyorlar mı ne dersiniz?
Bizler kadınız ve kadın olarak bizlere verilen haklarımızdan hiç bir şekilde vazgeçmeyi düşünmüyoruz. Ve siz erkeklerin de artık türban tartışmasını bizlere yani kadınlara bırakıp kendi esas işlerinizle ilgilenmenizi istiyoruz.
Ya da en mantıklı çözüm ne biliyor musunuz? Bizlere dini gerekçe göstererek kapanmamızı isteyen erkeklerin kendileri türbanı başlarına bağlayıp sokağa çıksalar, ya da okullara gitseler, ya da kamu alanlarında görev yapsalar, belki de bütün sorun ortadan kalkacak ve kadın örtülüsü ile örtüsüzü ile el ele verip çok daha mantıklı ve çok güzel kararlar alarak kendi yaşamlarına uygulayacaklardır.
Türkiye’de gerçekten dindar insanlar "yani dini kendilerine araç olarak görmeyip, İslamiyet’i kendi içlerine sindire, sindire yaşayan insanlar hiç bir zaman farkında iseniz türban türban diye tutturmuyorlar. Çünkü onlar biliyorlar ki. Din ALLAH ile kul arasında kalan en değerli ibadet şeklidir.
Nerden mi biliyorum?
Benim babamın babaannesi 112 yaşında vefat etti. Kurtuluş savaşını ve bu ülkenin topraklarının nasıl alındığını bire bir yaşamış, yaşayan bir tarihti. Hacca gitti. 1983 yılında son nefesini verirken bizlere tek bir söz söyledi. " Çocuklar Cumhuriyet’ten ve onun sizlere sağladığı kazanımlardan asla vazgeçmeyin. Çünkü Cumhuriyet ve laiklik sizlerin var olabilmeniz için gereken tek yönetim şeklidir. Bana söz verin ne olursa olsun mücadele edeceğinize" demişti.
O zaman ninemim neden böyle bir söz söylemeye gerek duyduğunu anlamamıştık, Cumhuriyet ve laiklik güvence altında idi. Ama şimdi ne demek istediğini artık çok daha iyi anlıyorum.
Hayatının son aşamalarında o bile bu günlere geleceğimizi sezinlemişti. Ama bizler hala sezmiş ve anlamış durumda değiliz
Saygılar