Allah(cc) Kur’an-ı Kerim’de; “Allah size emanetleri ehline vermenizi … emreder” Keza Hz. Peygamber de; “Emanet ehline verilmediğinde kıyameti bekleyiniz. İçlerinden daha iyisi varken ehil olmayan kişiyi topluma başkan tayin eden kimse, Allah’a (cc), Resulüne ve Müslüman topluma ihanet etmiş olur. Allah’ım (c.c.) Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara zorluk çıkaran kimseye sen de zorluk çıkar. Ümmetimin yönetimini üstlenip de onlara yumuşak davrananlara sen de yumuşaklık göster. Siz nasıl olursanız başınıza öyleleri yönetici olur ‘’ diye buyurmaktadır. Mezkur ayet ve hadislerden sonra, mümine düşen bu emirlere uymasıdır. Şahsi kanaatlere göre hareket etmemesidir. Aksi halde Ahmet bin Hanbel’ in; “Müslümanlardan eza, cefa çeken, başına musibet gelenler ağlayıp, sızlamasın.” Sözüne muhatap olunur.

Keza Hz. Ali de; “Bir kul kendisi için hazırlanmış olan makama ameliyle erişemeyecekse, Allah onun bedenine veya malına veya çoluk çocuğuna bir bela verir’’ buyurmaktadır. Manevi mesuliyetten kurtulmak, emir ve yasaklara dikkat etmekle mümkün olur. Yoksa kişi ben diyerek işe koyulursa, hem kendine ve hem de yönetiminde bulunanlara eziyet etmiş olur, toplumun çökmesine sebebiyet verir.

Merhum Prof. Dr. Halil İnalcık’ın neşretmiş olduğu ‘Adalet Kitabı’nda bahsettiği gibi;’’Dünyada insanlar arasında görülen bütün bozukluk ve kötülüklerin sebebi, çoğunlukla devlet makamlarına ehliyetsiz kimselerin getirilmesi, emaret, vezaret, kaza (kadılık) ve eğitim (tedris) makamlarına müstahak olmayanların oturtulmasıdır’’ demektedir.

Yani kişi, makam sahibi olmak için, ehliyet sınavından geçmelidir. Başarılı not alırsa, o zaman teklif edilen makama oturmalıdır. Bunu idrak de, ancak ehil olmakla mümkün olur. Yoksa yandaş, karındaş, ahbap, dostların alkışlaması ile ehliyet makamına ulaşılamaz. Ehliyetli olmayanlar cereyan eden olayları net göremez, hadiselere şaşı bakar. Her zaman ona o makamı verene tabi olur.

Onun için emanetlerin ehline verilmesi evrensel bir ilkedir. Emanetlerin ehline verilmesi, devletlerin yükseliş ve gelişmeleri bakımından, çok etkili bir kavramdır. Düzendeki bozulmanın en önemli sebebi ehil olmayan kimselerin yüksek makamlara getirilmesidir. Ehliyet ve liyakat her meselede aranmalıdır.

Bugün ülkelerin çektiği ıstıraplar, karışıklıklar, milleti idare edecek olan siyasetçiyi seçerken, ehliyete önem verilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Onun için, müminler emaneti birilerine tevdi ederken kendi siyasi görüşüne göre hareket etme lüksüne sahip değillerdir. Görev ehline verilmelidir. Çünkü emaneti ehline veren toplumlar abad olur vermeyenler ise berbat olur. Bu bağlamda Allah c.c. bizleri bu duyarlılıktaki ehilleri seçmemize ve göreve getirmemiz doğrultusunda yönlendirsin inşallah. Amin…. Saygılarımla