Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
sa
sabri ayçiçek

Ben varmam Dağlı'ya,uçkuru bağlıya !

Yorum

Ben varmam Dağlı'ya,uçkuru bağlıya !

2

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

521

Okunma

Ben varmam Dağlı'ya,uçkuru bağlıya !

Her ne kadar 28 Şubat sürecinin ünlü bir kişisi, “Bizim sosyologlara ihtiyacımız yok,sosyologlar kafamızı karıştırır.” demişse de demiş olsun,ben bu “bilimin” hem önemli hem de değerli olduğunu düşünürüm.
Ki toplumları tanımak biraz da bu bilime verilen değerle ilgili olsa gerektir.Onların alışkanlıkları,değerleri,gelenekleri,inançları,manileri,şarkıları ve türküleri… incelemeden anlaşılamaz ki!
Tıpkı şu iki satırı aklımda kalan kasabamızın bir türküsü gibi.
-Ben varmam Dağlı’ya,uçkuru bağlıya !
Ta 1960 ‘lardan aklımdadır bu satırlar.
Trakya düğünleri,herkese açık olduğu için,genç kız ve erkekler düğün yerinde toplanırlar;”daireyi” eline alan kızlar da duruma göre bazen türkü,bazen de mani “atarak”,sevdiğine işmar ederdi.
1967 ‘de Lalapaşa ilçesinin bir köyünde stajda idik.O köy kızlarının bize attığı maniler de dün gibi aklımdadır:
-Ben daireyi çalamam çalamam mı,yar öğretmen olmuş ben terzi olamam olamam mı?
Manidaki “öğretmenler” bizdik! Yani köye staja gelen altı gencecik insan…
Dolayısıyla gerek başlıktaki satırları gerekse de az yukarıdakilerini,bir “sosyolojik” zemine oturdukları için hep önemsemişimdir.
Benim doğup,büyüdüğüm kasaba eski bir Bulgar köyü imiş.İçinde Rumların da yaşadığı bir yer.Edirne – Kırklareli arasında ve yol üstünde…
Balkan Savaşı sırasında,Rumeli’den göçler başlayınca Balkanların değişik yöre ve bölgelerinden “aileler” buraya iskana tabi tutulurlar…
İçlerinde Dağlı’sı da vardır,Selaniklisi de,Romanyalısı da,Makedonyalısı da…
Dağlılar genellikle Bulgaristan’ın Kırcaali ve Mestanlı yöresinden göç edenlerdi.Ağbabamın ve ninemin yöresi gibi.Hatta yüz yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra,ninemin doğduğu “Cabiler” köyünü sanal ortamda bulabilmiştim.Giydikleri genelde aba ve şalvar,kullandıkları da uçkurdu.
Lakin Selanik yöresinden gelenler ise “lastikle” daha önce tanışmışlar idi.Yani medeniyette bir adım öndeydiler!
İki parçalı siyah çarşaf giyilir,beli de lastikle kasılırdı.
O zaman türkülerin de bu “gerçeği” ifade etmesi gayet anlaşılır bir şeydir.”Ben varmam Dağlı’ya,uçkuru bağlıya” derken de,alt kültüre “inmem”denmiş oluyordu.
Tam da sosyolojiye uygun bir hal.
Buradaki “derinliği” görmeden,nasıl anlaşılır ki insanlar /insanlık ?
İki satır da olsa aklımda kalan bu “türkülere” bakmak yetmez,görmek gerekir.Bir adım öne geçerek anlamak da!

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ben varmam dağlı'ya,uçkuru bağlıya ! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ben varmam dağlı'ya,uçkuru bağlıya ! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ben varmam Dağlı'ya,uçkuru bağlıya ! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Çerkez Kızı
Çerkez Kızı, @cerkezkizi
23.11.2016 14:57:08
10 puan verdi
HOCAM HARİKA BİR YAZI EMEĞİNİZ YÜREĞİNİZ VAR OLSUN.GÖÇMENLERİN GELENEKLERİ GÖRENEKLERİÇOK GÜZELDİR HER TÜRKÜ DE BELKİDE TAHRİHİ BİR ANLAM VE YAŞANMIŞLIKLA DOLUDUR.ÇERKEZLERDE DE ÖYLE GELENEK VE GÖRENEKLER ÇOK ANLAMLI VE GÜZELDİR DÜĞÜNLERİ KIZ İSTEMELERİ VE YAŞAM ŞEKİLLERİ HER YÖRENİN VE MİLLETİN KENDİNE GÖRE GÜZELLİKLERİ GELENEK VE GÖRENEKLERİ GÜZEL VE ANLAMLIDIR.YAŞANMIŞLIKLARDA TARİHİ BİR ANLAM VE GÜZELLİK VARDIR.HİKAYELERİ ACI KEDER VE HÜZÜN DE DOLUDUR.TÜRKÜLER OLMASA ANLAMLARI OLMASA YAŞANMIŞLIKLARI HİKAYELERİ ÖYKÜLERİ GÜZELLİKLERE VARDIRIRMIYDI.GORAN BREGOVİC ÇOK SEVERİM -ÇİNGENELER ZAMANI DİYE BİR ÇALIŞMASI VARDIR VE DAHA FAZLASI
AĞLAYAN KAFE DİYE BİR ÖYKÜ VARDIR-ŞARKILARIN TÜRKÜLERİN ANLAMLARIDIR ÖYKÜLERİ ANLATAN

Çerkez Kızı tarafından 11/23/2016 3:01:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
23.11.2016 02:02:24
1989-1996 yılları arasında görev yaptığım İzmit'in Akmeşe Köyü komple bu bahsettiğiniz yörelerden mübadele ile gelen insanlarla doluydu. Köyün genç kızları genç öğretmenlere değil ama köydeki Jandarma karakoluna gelen bekar subay, astsubay ve erbaşlara böyle maniler atarlardı ki çok olmuştur o subaylarla evlenen.

O yıllarımı hatırladım yazıyı okuyunca.

Trakyalılarda en sevdiğim gelenek ise akrabaya asla kız vermeme geleneğiydi. Akraba çocukları birbirlerine hep kardeş gözüyle bakarlardı.

Selam ve sevgilerimle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL