Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Apsara
Apsara

"Aynı değiliz, farklı değiliz"

Yorum

"Aynı değiliz, farklı değiliz"

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

737

Okunma

"Aynı değiliz, farklı değiliz"

Bundan yaklaşık beş sene önce Hollanda’nın Lahey belediyesinde tekniksyen olarak işe başlamıştım. Başladığım hafta departman müdürü beni memurluk yeminini imzalamak için odasına çağırdı. Belediyenin işleriyle ilgilenen, bilhassa teknik alt yapısına ulaşabilecek herkes için bu yemin şarttı. Kötü emellere kullanabilir başlığı altında sıralanabilecek bir çok sebepten ötürü ben de kendimi müdürün odasında bulmuştum.

Tokalaştıktık, bayan teknisyenlikle ilgili şaşkınlıkla karışık bir kaç espri havada uçuştuktan sonra oturup önümdeki kağıda baktım. Memurluk yeminini edebilmem için inancıma göre seçip karalayabileceğim kutucukları gördüm. "Tanrıya yemin olsun ki - Allah’a yemin olsun ki - Yehovaya - Budda’ya - veya dinim yok haysiyetim üzerine yemin olsun ki" gibi cümleleri okudum ard arda. Her tür inanca göre seçenekler sıralanmıştı. Biraz göz gezdirdim satırlarda, elimde dönüp durdu kağıt. Müdür biraz şaşkındı. Onun için karalayacağım kutu beni düşündürmemeliydi hiç. Biraz daha baktıktan sonra derin bir nefes alıp: "Tanrıya (God) yemin olsun ki…" kutucuğunu karalayıp kağıdı müdüre uzattım. Yerimden kalkmak için sandalyeyi geri itmek üzereyken, müdür kağıttan gözünü ayırmaksızın bana eliyle ’otur’ işareti yaptı. Oturdum.

"Anlamıyorum, siz bir müslümansınız. Burada ’Allah’ üzerine yemin etmek varken Hristiyanların kullandığı "Tanrı" yeminini işaretlemişsiniz." elini çenesinin altına yaslayarak dikkatle bana baktı. Gülümsedim.
"Adımın yanında yazılı olan ’naam’ kelimesinin Farsça bir kelime olduğunu biliyor muydunuz? İngilizcede, Hollandacada bir çok Farsça kökenli kelimeler vardır, mesela naam (name), broeder (brother), moeder (mother), vader (father) gibi. Tıpkı Khoda gibi, yani tanrı anlamına gelen God gibi. Khoda, yani tanrı kelimesi dilimize Farsçadan girmiş. Allah ise İlah kelimesinin özelleştirilmesinden, yani "O İlah" anlamına gelen Arapça dilinden gelir. Arabistan’da İslamiyet yayılmadan önce en büyük ve en özel putun adı da Allah’tı. Filistin’de bir kiliseye girdiğiniz vakit oradaki Hristiyanların Allah adında bir tanrıya ibadet ettiğini göreceksiniz, çünkü dil Arapça’dır. Kuran Arapça dilinde indiği için biz de Allah deriz iman ettiğimiz İlaha.

Bir müslüman olarak Hz. İsa gibi Hz. Musa’nın da kutsal bir peygamber olduğuna inanıyorum. Bana göre elimizi açtığımız zaman aynı İlaha dua ediyoruz, fakat farklı dillerde. Aslen aynı değiliz, fakat sandığımız kadar farklı da değiliz. Eğer ben "Allah’a yemin olsun ki" seçeneğini işaretleseydim farklı olduğumuzun altını çizecektim. "Tanrıya (God) yemin olsun ki" seçeneğini işaretleyerek çok da farklı olmadığımızın altını çizmek istedim. Ben farklılıklarımızın değil de, ortak ve aynı olduğumuz noktaların altını çizmeyi tercih ediyorum. İnsanlık bunun aksini yaptığı için yakasını savaştan kurtaramıyor. Hep "sizler" ve "bizler" ayırımı yaptığı için barıştan çok uzakta yaşıyor. En azından ben buna inanıyorum. Bir kutucuğu işaretlemekle dünyayı kurtaramayacağımın farkındayım ama bu şekilde de olsa inandığım şeyi savunduğumu düşünüyorum..."

Müdürün dalgın bakışları yüzüme sabitlenmişti. Hiç bir şey söylemedi. Kalkmak için sandalyemi geriye ittim. Müdür de ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdük. Dönüp tokalaşmak için tekrar elimi uzattım: "memnun oldum müdür bey."

“Ben de memnun oldum ... hanım. Anlattıklarınız beni düşündürdü. Bunu beklemiyordum. Herkes sizin gibi düşünseydi işin doğrusu bu ülkede hiç bir problem yaşanmazdı. Departmanımıza hoşgeldiniz. Beraber çalışacağımız için mutlu oldum. Asansörün düğmesine bastım.

"Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Ben de mutlu oldum."

Asansörün kapısı kapandığında el kaldırıp "görüşmek üzere" bakışıyla vedâ ettim.
Müdürün düşünceli bakışlarını ve yüzündeki huzurlu tebessümünü görmek gerçekten çok keyifliydi...

İki seneye yakın çalıştıktan sonra belediyeden ayrıldım. Müdürle çok güzel sohbetlerimiz oldu ve iş ve özel hayatımın her adımında yanımda oldu. Yıllar geçmesine rağmen hala birbirimizi arar sorarız, çünkü "aynı değiliz, fakat sandığımız kadar farklı da değiliz" düşüncesini paylaşıyoruz.

Demem o ki arkadaşlar, barış evvela kalbinizde sonra da daima yanınızda olsun...

✒T.Y.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
"aynı değiliz, farklı değiliz" Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz "aynı değiliz, farklı değiliz" yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
"Aynı değiliz, farklı değiliz" yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL