4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1052
Okunma

Dokunuşumla devrildi koca adam. Saat 04:31 geçiyor. Dışarının direnen toprağıyla, kârını seyre dalıyorum. Hiç ölmemişiz gibi. Susadığımız dereler hiç mi kurumadı? Sonsuz döngülerle süslediğimiz yaşamımız diyorum kendimce: hiç mi doldurmadı yerini bir tutamca...
Türkülerden şiirlere ince bir köprü. Bakışlarımız donuksu, dokunuşlarımız duygusuz.
Sevişiyor olsaydık yine de yağar mıydı bunca kâr saat 04:33.
Halden anlamaz yosma bir kadın sevdasıyım. Kerhanelerde hüzzamlı hikayeler taşıyorum. Bir gece evvelden intihar öncesi sevişme isteği bendeki. Ayaklarımı üşür buluyorum. Çoraplar yünlü, yatak ıslak; altıma kaçırmışım korkudan.
...
Yaşarken tutuşan yakalarımız şimdilerde ütüsüz; ünsüz bir şiir tadında ve siz’siz, bizsiz bir yaşam.
Adnan Yücel’in şiirini anımsadım bir an saat 04:37. -Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek-
"Bırakın" diyeceğim tuttu bu gece: "Bırakın bunca insanı kendine"
yalnızlığım engel oluyor -Bırak ulan berduşt- sonsuz daireler çiziyoruz geceden.
Saat daha dolmadan ölümü beklememek gerek. Cebimde iki ekmek parası ile ayaktayım. Meraklanmayın bugün yarın giderim açlıktan; kokuşmuş bedenimi çöpcülerin elleri arasında bulurlar.
Can Yücel’i anımsar gülerim. -Çöpçülerin elleri ile sevsinler bizi Can baba- saat 04:41
...
Yaşanmıyor, çaresizce yağmurları bekleyeceğiz. Şiirler karın doyurmuyor. Romanlar, denemeler ve kerhane bekçileri; hiçbiri karnımızı doyurmuyor. Açlığımızdan nefesimiz kokuyor.
Saat 04:46
Dolmuşların dolmadığı bir şehir düşledim geçenlerde, tecavüz edilmiştik hatırlarsan. Sokak aralarında ellerinde bali çeken nesil, koşturadursun peşimizden. Bu ütopya fazlasıyla alengirli bre kurmasın kimse -üstüne not düşelim "yazılmasın kimse"-
Çizmesin ressam böyle rengarenk düşler. Sonrasında özenir çocuklar. Ve ölüler azalır. Savaşlarda esaretler son bulur. Kadınlar susar, erkekler susturur nefislerini.
Çizmesin hiçbir ressam seni. Sevişmek tutar ağlarız. Saat 04:50