Sana güvenebilir miyim?
Bir sır versem ömür boyu saklar mısın?
Hangimiz bu tarz sorularla gitmedik bizi anlayacak bir dost karşısına.
Ya kaç kişi sözünde durdu.
Ya da kaç kişi sizi yargılamadan dinledi ve ihtiyacınız olan güvene ihanet etmedi.

Belki de akıl hastanesinde ne işim var diyemeden tıkıverdiler deli gömleğini geçirip üzerinize. Gerçekliğin uzay boşluğunda olduğunu ve bulunması için yeni bir icat yapıp uzaya astronot olarak gönüllü olmanız gerektiğine mi inandırdılar sizi. Şu beyaz gömlekli ciddi doktorlardan bahsediyorum anlayacağınız. Büyük bir gürültüyle dünyadan mekiği fırlatıp aklınızı aramak için yolculuk yapacaksınız. Akıl kârı gözükmüyor mu? siz aklı selim olanlara. Bırakın allah aşkına bu kadın neler zırvalıyor diyenlere güle güle. Neyse nerde kalmıştık Haa Jüpiter, Mars, Venüs uğrak yerleriniz olacak, gitmeden önce mutlaka helalleşmek için ziyaretçileriniz olacak, kimi çocuklarınız, kimi anneniz ya da üzgün kocanız. Nasılsın diye soracaklar, çoğu zaman cevap vermeden bir noktaya bakıp gözlerinizi kırpmadan susacaksınız. Sonra onlar konuşacak hatta iyi olacaksın, yine o eski güzel günlere döneceğiz diye avutacaklar kendilerini, evet yanlış duymadınız kendilerini inandıracaklar. Yalanlar kime zarar verirki, hele de beyaz masum yalanlar.
Ziyaret saati bittiğinde dönecekler işlerine güçlerine ve evlerine, dalıp gidecekler hayat gailesine unutacaklar sizi. Renk renk haplar gelecek önünüze, kendi kendinize gülecek, neden yokken ağlayacaksınız, belki de susacaksınız kulakları sağır edercesine.

Suçlu aramaktan ise vazgeçmelisiniz artık bir kelebek etkisinden başka hiçbir şey değil yaşananlar.

DEVAM EDECEK...

H. Çiğdem Deniz.