2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
593
Okunma
1995-96 ders yılıydı.
Grubumuzda 4 ilköğretim müfettişi idik.Biri de şimdi aramızda olmayan Mustafa Özata idi.
Ki bu arkadaşımız müthiş espritüel ancak biraz da içkiye teslim olur mahiyeti vardı.
Hatta bir gün kendisine,
-Yahu Özata,hem Karadenizli olacak,hem de böyle kibar bir soyadı olacak.Bunda bir sorun var bence diyerek takılmıştım.
-Haklısın Sabri.Valla benim esas soyadım bu değil,sonradan değiştirerek aldım bu soyadını.İlk soyadımız Boynuz idi.Hatta karşılaştığın Karadenizlilere Mustafa Özata’yı sor,bak kimse tanımaz ama Mustafa Boynuz de herkes tanır,demişti.
Aynen öyle yaptım.
Karşılaştığım Karadenizlilere sordum,Özata’yı hiç tanıyan çıkmadı,ama Boynuz deyince herkes bildiğini söyledi.
Beşikdüzü’nden idi rahmetli Özata.
Neyse...
Bir gün Gaziosmanpaşa’da bir okulda teftişe gider ve girdiği sınıf da 5.sınıftır.
Bakar herkes önlüklüdür ama biri var ki bedenen "irileştiği "için ceketli olarak sınıfta oturmaktadır.
Bir şey sormaya kalkınca,sınıfın hepsi birden,
-Öğretmenim,ona sormayınız,o tembel,bilmez derler.
Özata bunun altında kalmayacak kadar zekiydi.
-Çocuklar,hemen karar vermeyiniz,mutlaka onun da bildikleri vardır!
O sırada çocuğa döner,
-Söyle bakalım,senin dedenin adı nedir?
-Hasan!
-Sen dedenin nesi olursun diye de devam eder.
-Torunu olurum öğretmenim!
-Bak gördünüz mü çocuklar,arkadaşınızın da bildiği varmış.Hemen "tembel" diye niye nitelemektesiniz!
O yıllardır,horlanan,itilen çocuk,müfettişten aldığı cesaretle,sınıfa döner ve usturuplu bir "küfür" savurur.
Şimdi 20 yıla yakın zaman geçti.
O çocuğun hali hep aklımdadır,savurduğu küfür de!
Bunu hatırladıkça aklıma İranlı düşünür Firdevsi gelir,onun şu sözü de:
-Ağacı kanla sulamayın,dalları intikamını sizden alır!
Çocuğun yaptığı tam da buydu işte.
Hem bu olayı anmak,hem de Özata’yı rahmetle /saygıyla yad etmek istedim / istiyorum.
Ve bu söz yıllardır da bana kılavuzluk eder hep.