Bir ninni söyleyesim var geçip de uzaya
Uyumayıp da uyuyor görünen sözde gelişmiş …………. e!
Tomurcuk çiçek gibi çocukların üstüne patılıyor silahlar.
Bu turuncu, fuşya, sarı mor rekli Dünya’da.
Şavaş çocuklarına kara kapkara ve kıpkırmızı kanlı Dünya
Aylan, yada Ümran ne farkeder bebek ya,
Tüm renkler siyah ve hep siyah Şavaşın çocuklarına
Barbie bebekleri tüfek, oyuncakları bomba
Belki renklerin önemi yok ama,
Yüreklerine saklamışlar gözyaşlarını, donmuş bakışlarında
Kalplerine renksiz renkleri tescil edenlerin.
Ayıbı yüzüne vurmuş mudur acaba?

Hani nerede romantizim dolu mutlu aşklar.
Hani gülücük dudaklarda, şarkılar kulaklarda,
Hani el ele insanlar cennet koylarda,
Masal, vallahi de, billahi de masal,
Çocuk içinde sen yoksun ama.

Ayıp ettim çocuk sana,
Aç yattın doyuramadım,
Açıkta kaldın örtemedim,
Elin yüzün kan revan olmuş, öksüz ve kimsesizsin çocuk
Bir de seni sinek ilacı sıkar gibi bombaladılar
Koruyamadım.
Hak ettiğin çocukluğunu veremedim.

Hiç de inandırıcı değil bu yalancı hüzün
O gülücüklü şirin maskelerin altında
Bulaşır sağa, sola, Ortadoğuya
Pençelerindeki kirin,

Kırk bin kanlı kurban verdiren.
Terör tahterevallisini kurup, bir aşağı bir yukarı sallayan
Şeytanla yüz yıllık antlaşma yapmış,
Ülkelerin.
Kırkbin abdes alınsa
Temizlenir mi ki, yüzlerdeki kara, ellerdeki kan,
İçindeki kanlı irin.

Bebeğim;
Çok erken büyüdünüz.
En kısa zamanda çocuk ol,
En kısa zamanda mutlu ol,
Nasıl kutlarım bayramsız, bayramı
Yanarken yüreği annelerin.
Masum odaklı kurbanı sen iken yaşayan devlerin

Bu kuyu çok büyük.
Kazan belli.
Bilinir mi ki?
Kim…
Ne zaman düşer.
Çaktırmadan, el altından, kurduğunuz
Üçüncü Dünya Savaşınıza ........ olsun emi!!!!