15
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2178
Okunma
Bu mektup her ne kadar bir kişiye hitaben yazıldıysa da içinde diğer site sakinlerine de mesajlar bulacaksınız.
Muhatabı mutlaka anlayacaktır bu mektubu
---------------------------------------------------------------------------------
Hanımefendi.
Siz bana Bey diye hitap ettiğinize göre ben de size hanımefendi diye hitap ediyorum.
Kendi köşenizden yazıp çiziyorsunuz ama bana cevap hakkı tanımıyorsunuz. Çünkü engellemişsiniz beni. Oysa benim sayfam size açık. Gelip rahat rahat yazabiliyorsunuz.
Sorduğunuz sorulara cevap istiyorsanız öncelikle o engeli bir kaldırın ki rahat rahat konuşalım.
Ben yazdığım yazıyı niçin kaldırdığımı açıkladım ve daha başka açıklamalar da yapacağımı belirttim. Kendi yazımı kendi ellerimle kaldırmamda ne sizin ne de bir başkasının en ufak bir dahli yoktur.
Beni havale ettiğiniz Allah’a kurban olayım. O ne güzel vekildir. Ama arzu ederseniz mahkemeye vermekte de tamamen serbestsiniz. Yayından kaldırdığım yazı elinizde ve bu ülke hür bir ülke. Hatta o kadar hür bir ülke ki kafanıza göre tarihe mal olmuş rahmetli şahsiyetleri tarihin çöplüğüne gönderirken ülkemizin hali hazırdaki Cumhurbaşkanını bile tarihin çöplüğüne gönderebiliyorsunuz. Bu kadar özgürsünüz yani.
Benim, sizin yazdığınız yazınıza yaptığım yorumda bir hakaret yoktu. Face bookta paylaştığınız resimlerin çok güzel ama tarihçiliğinizin berbat olduğunu yazmıştım.
Güzel bir bayana güzel demek sanırım hakaret değildir. Tarihçiliğiniz ise gerçekten berbat . Bu da bir hakaret değil yorum meselesidir. Nitekim siz de cevaben bana cahil demiştiniz ki bu da bir yorum meselesi. Kendinizin de belirttiğiniz gibi daha önce ‘’ Üstadım, sizden öğreneceğim çok şey var’’ dediğiniz birine şimdi ‘’cahil’’ demenizi bir hakaret olarak değil, bir yorum olarak kabul ettim.
Ha pardon bir de ‘’Bu işi gerçek tarihçilere bırakın ki devreleriniz yanmasın’’ gibi bir şey demiştim. Peki bu bir hakaret midir? Bana kalırsa bir uyarıdır ama yoruma göre evet hakaret sayılabilir. Yani sizin yazınıza yaptığım yorumda hakaret sayılabilecek tek nokta buydu. Kabul.
Sonra o malum yazıyı yazdım. O yazıda eleştiri yağmuruna tuttuğum tek bir kişi değildi; Kişilerdi dikkat ederseniz. Ya da zihniyetlerdi. Mesela sahte Atatürkçüler, Atatürk düşmanları, Osmanlı olmanın O harfinden bile haberi olmayan sahte Osmanlıcılar, Osmanlı ve özellikle II. Abdülhamit düşmanları..Bir sürü kesim o yazının kapsamı içindeydi ama siz tek başınıza eleştirilen tüm kesimi temsil ettiğinizi kabullendiniz. O da sizin yorumunuzdu.
Değerli dostlarımın da çok haklı olarak uyardığı gibi o yazı evet çirkin bir yazıydı. Ama ne yazık ki bazen bazı şeyleri anlatabilmek için çirkinden de öte iğrenç olmak gerekiyor. Çünkü sitemizde şikayet organı maalesef işlemiyor.
Öncelikle o yazınızı şikayet ettim. Ama olumlu ya da olumsuz hiç bir cevap alamadım. Maalesef epey uzun bir zamandır bu sitede şikayetlerim nazar-ı dikkate alınmıyor ama ben Allah ne verdiyse döşenip birilerini topa tutunca yazdıklarım siliniyor.
Bakalım bu sefer de yazacağım şey silinecek mi diye muhatabı siz gibi görünmekle beraber yukarıda da belirttiğim gibi pek çok muhatabı olan zehir zemberek bir yazı yazdım.
Hayret! Bu sefer silinmedi yazım. Oysa site yazılarını inceleme kurulunda ben olsaydım böyle bir yazıyı hemen silerdim artı yazarına da en az bir müddet siteden uzaklaştırma cezası verirdim.
Evet…Gerçekten de sitede bir şeyler oluyordu ama ne?
Yani herkes, her aklına geleni rahatlıkla yazabiliyordu. ( Siz gibi - Ben gibi ve daha pek çokları gibi. )
Bilmem bilir misiniz Mevlana’nın Mesnevisinde bir kabak hikayesi vardır. Oldukça müstehcen, hatta iğrenç bir hikayedir ama Mevlana gibi bir ulunun kaleminden çıkmıştır. Neden? Çünkü o kadar ulu bir zat olan Mevlana bile bazı şeyleri daha etkili anlatabilmek için başka yol bulamamıştır.
Dedikten sonra size bir kez daha sesleniyorum:
Beni mahkemeye verin. İşi Allah’a havale etmeyin. Mahkemede ben, eğer size yapmış olduğum bir hakaret varsa onun hesabını, siz de bu güne kadar Cumhurbaşkanımıza ve en son olarak II. Abdülhamit’e yaptığınız hakaretin hesabını verin. Mesela ‘’ IKTIDARINI KAYBETMEMEK ICIN ACILIMLARLA TURKIYE"YI YOK EDIYOR ‘’ Cümlenizin muhatabının bakkal Recep Efendi mi yoksa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mı olduğunun hesabını verin. III. Abdülhamit’in kim olduğunu, onu nasıl bir yöntemle tarihin çöplüğüne atacağınızı tane tane anlatın.
Ama yine de eğer içinizi rahatlatacaksa size bir müjde vereyim:
Ben artık bu sitede yazı ya da şiir yayınlamayacağım.
Ha, bu durum hiç kimsenin umurunda olmayacaktır biliyorum ama yine de sebeplerini anlatayım
Bu sitede bir daha yazı ve şiirlerim olmayacak. Çünkü:
Destina Meltem’in, Aysel Aksümer’in, Aynur Engindeniz’in, Canım abim, dünyalar iyisi Tacettin Yıldırım’ın, Canım abim Bedri Tokul’un, Serhat Bingöl Kardeşimin, En eski dostlarım Esma Kahraman’ın, Emine Uysal’ın, Sare Yaprak’ın artık yazı yazmadığı bir sitede olmak istemiyorum. ( Daha pek çok değerli isim var ama ilk etapta aklıma gelenler bunlar )
Senelerdir hem bu siteden hem de şahsen tanıdığım ama sitedeki Vandalizm yüzünden yazı ya da şiir yayınlamayıp sadece yazılanlara nefis yorumlar yapan Vazo’nun olmadığı bir sitede yazmak istemiyorum.
Atatürk’e gay diyen ama benden başka hiç kimsenin dikkatini çekmeyen, sadece benim ve Kemnur kardeşimin ( Kemal Yavuz Paracıkoğlu) tepkisiyle siteden postalanan Yusuf-u Hazanların,
Yaklaşık her şairi rencide eden F.H.M rumuzlu şahsın,( Allah için bana bulaşmadı.)
Otuz bir saniyede üç yüz altmış dokuz şiire yorum yazanların (!)
Sekiz senedir bu sitede yazılar- şiirler yazmasına rağmen bana ‘’ Gel edebiyat Defterinin defterini dürelim’’ Deme cüretini gösteren bir kendini bilmezin.,
Tansu Çiller’e ‘’Orospu’’ Alparslan Türkeş’e ‘’ Faşist’’ Diyen ve hâla sitede yazmaya devam eden İbrahim Marcus Jönc’ün,
II. Abdülhamit’i ve III. Abdülhamit’i ( Recep Tayyip Erdoğan ) Tarihin çöplüğüne gönderen(!) Yeşim Çayırlı’nın,
Açık açık pkk borazanlığı yapanların olduğu bir sitede yazmak istemiyorum
Çalıntı ya da başkasına yazdırılmış şiirlerle, yazılarla güne gelen şair - yazarların olduğu bir sitede yazmak istemiyorum.
Seyrettiği bir dizi filmin reklamını yaparak güne gelen yazarların olduğu bir sitede yazmak istemiyorum.
Çakal, tiki, ayı, it-köpek,ördek, tavuk, lavuk, penguen gibi hayvanatla uğraşmaktan yoruldum.
Dolayısıyla benden yana rahat olun.
Ama sizden özellikle istirham ediyorum: Beni mahkemeye verin.
Beni mahkemeye verin ki adaletin önünde kimin kıvıracağını, kimin sözünün arkasında olduğunu herkes görsün.
Not: Sayfam hâla size açık. Yorumunuzu serbest bir şekilde yazabilirsiniz.
---------------------------------------------------------------------------
TÜM DOSTLARA SELAMLAR…
YÜCE RABBİM EĞER ULAŞMAYI NASİP EDERSE YARIN KUTLAYACAĞIMIZ KURBAN BAYRAMI, BAŞTA YÜCE TÜRK MİLLETİNE OLMAK ÜZERE TÜM İSLAM ALEMİNE VE ARTIK BENİM SADECE MİSAFİR OLARAK UĞRAYACAĞIM AMA ASLA YAZI VE ŞİİR YAZMAYACAĞIM BU SİTE SAKİNLERİNE, BU YAZIYI OKUYAN HER KİM VARSA KUTLU OLSUN.