2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1084
Okunma
O kadar narin, o kadar naifti ki, ilk defa gözlerine baktığımda, ürkmüş ve başını yere eğmişti. Bir an ne olduğunu anlayamadım ve hiçbir şey demedim. Gerçi söylenecek ne varsa hepsini o an söylemişti. ‘’Sen gözlerime bakınca kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor, nefesim kesiliyor. Bakma gözlerime yoksa ölmekten korkarım.’’ O yaşasın diye bir süre gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Öyle narin öyle naifti ki geceleri uyurken yastık başını ağrıtmasın diye başını göğsüme yatırır öyle uyuturdum. Sırf uyanmasın diye nefes alıp vermeyi azaltırdım. Çünkü kıpırdarsam uyanırdı. İyice uyuduktan sonra rahatça nefes alıp vermeye başlardım. Bir annenin evladına verebileceği en fazla şefkatin daha fazlasını ben ona vermeliydim. Hem şefkat aşkın bir parçasıdır. Şefkat vermezsem, aşk verebilir miydim? Hayır!
O uyurken nefesi az alıp vermem o rahat uyusun ve gece uyurken korkmasın, güvende olduğunu anlasın ve huzurla uyuyabilsin diyeydi. İnsan güvendiği yerde korkmaz ve huzurla yaşar. Bir babanın evladına verebilecek en fazla güvenden daha çoğunu ben ona vermeliydim. Güven aşkın bir parçasıdır. Ben ona güven vermezsem, ona aşk ona huzur verebilir miydim? Hayır!
Aşkın tüm hallerini yaşamak ve yaşatmaktır ‘’iyi ki varsın’’ diyebilmek. ‘’ iyi ki varsın’’ diyemedikten sonra bu sözü duymadıktan sonra birlikte olmak sadece zulümdur . zulüm esire uygulanır. Zulümu zalim uygular. Hiçbir aşık zalim olamaz, hiçbir aşık zulüm göremez aşk kanununda.
Yusuf BİTİM